Alışıldık kısır siyaset oyunlarının, ya da malum kurultay ve delege hesaplarının ötesinde rasyonel, kazanmaya ve yönetmeye odaklı, ilerici, kapsayıcı ve dönüştürücü bir siyasetçi profili arıyorsak ana muhalefetin sahip olduğu en cesur figür İmamoğlu’dur.Siyaseti sadece siyasi partiler ve merkezden ibaret görmediğini, yerel düzeyden çıkan ve toplumla omuz omuza ilerleyen bir anlayışı benimsediğini açıkça ifade etti. Yol arkadaşlarım diye seslendiği gençleri ve kadınları, emekçileri ve güvencesizleri, emekli ve yaşlıları, engelli ve keşfedilmeyi bekleyen tüm girişimci ve yaratıcı zihinleri azimle birlikte çalışmaya çağırdı, tüm yurttaşlardan destek istedi. CHP’lileri parti içi değişim ve dönüşüme katılmaya davet ederken, kendisinin değişim sürecine en içerikli ve etkin şekilde katkı sunmaya devam edeceğini belirtti. Başarının önündeki en önemli tehdidin toplumdaki beklentisizlik ve umutsuzluğun kökleşmesi olduğuna dikkat çekti, partilileri umudun önündeki engelleri kaldırmaya çağırdı. İmamoğlu’nun sadece makam mevki odaklı değil, fikir ve misyon odaklı siyaset yaptığını açıkça ifade ettiği konuşması, yeni bir siyaset anlayışının tariflendiği ve 28 Temmuz’da Gazete Oksijen’de yayınlanmış olan Türkiye için Yeniden yazısının bütünleyicisi niteliğindedir. İmamoğlu, Türkiye’nin yeni bir gelecek hayaline ihtiyaç duyduğunu uzun süredir ısrarla vurguluyor. Bu bağlamda karşımızda şehrin, ülkenin hatta dünyanın meselelerine kafa yoran, düşünen, paylaşan, İktidar için Değişim web sayfası kurup yurttaşların görüş ve önerilerine başvuran, geri bildirim toplayan ve yol haritasını beraber oluşturma cesaretini gösteren bir siyasetçi profili var. Cesaret diye tanımlanan özellikler masaya yumruğunu vurmak, Genel Başkan’a istifa çağrısında bulunmak ya da parti içi kavga ve rekabeti kamuoyu önünde yüksek sesle yaşamak ise, evet, o zaman İmamoğlu belki de cesaretsiz bir siyasetçi gibi görünebilir. Ancak bu alışıldık kısır siyaset oyunlarının, ya da malum kurultay ve delege hesaplarının ötesinde rasyonel, kazanmaya ve yönetmeye odaklı, ilerici, kapsayıcı ve dönüştürücü bir siyasetçi profili arıyorsak ana muhalefetin sahip olduğu en cesur figür İmamoğlu’dur. Gerçek cesaret yeni yaklaşımlar, yeni bir siyaset dili, yeni kadrolar, yeni bir örgütlenme modeli, kısaca yeni bir siyaset gerektiriyor. İmamoğlu, bu bağlamda uzun soluklu bir yolculuğa hazırlanıyor ve en önemlisi risk almaktan çekinmiyor. Ancak başarısının anahtarı, aynı cesaretle hareket edecek yol arkadaşlarına bağlı olacaktır.
Gerçek cesaret yeni yaklaşımlar, yeni bir siyaset dili, yeni kadrolar, yeni bir örgütlenme modeli, kısaca yeni bir siyaset gerektiriyor. İmamoğlu, bu bağlamda uzun soluklu bir yolculuğa hazırlanıyor ve en önemlisi risk almaktan çekinmiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2024’te yapılması öngörülen yerel seçimlere dair yol haritasını basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaştı. Bir saati aşkın süre kürsüde kalan İmamoğlu’nun merakla beklenen konuşmasının hiç kuşkusuz en can alıcı noktası, İstanbul’a dair yol yürüyeceğini söylemesi oldu. Bu bir nevi lisan-ı münasiple İstanbul için adaylığının resmi ilanı olarak değerlendirildi. Bu gelişme çoğunlukla heyecan ve memnuniyetle karşılanırken, onu CHP Genel Başkanlığı yolculuğunda görmeyi umanları bir miktar hayal kırıklığına uğrattı. İmamoğlu’nun konuşmasında aradıklarını bulamayanlar, onun mevcut CHP yönetimi karşısında geri adım attığı düşüncesiyle ülke siyasetindeki cesaretini sorguluyor. Bu yazıda, İmamoğlu’nun satır aralarına özenle yerleştirdiği ifade ve öznelerine bakarak cesareti yeniden düşünelim isterim.
İmamoğlu, konuşmasına öncelikle ekonomi konusunu ele alarak başladı. Çarpıcı rakamlarla, zenginle yoksul arasındaki uçurumun giderek büyüdüğünü ve iktidarın kendi yarattığı enflasyon sorunuyla başa çıkamadığını vurguladı. İsraf, adaletsizlik ve kaynakların eşitsiz paylaşımı gibi sorunlara dikkat çeken İmamoğlu, halkın yoksulluğa ve çaresizliğe mahkûm edilmesine karşı çıkarak sosyal belediyeciliği ön plana çıkardı. Konuşmasına ekonomik öğelerle başlaması, sanki mutfakta yangın varken CHP'nin kendi iç meseleleriyle vakit kaybettiği eleştirilere cevap niteliği taşıyordu.
Konuşmasının devamında siyasi hayatının amacını yeni ufuklar sunmak olarak tanımlayan İmamoğlu, 2019’dan itibaren İBB’nin aynı zamanda demokratik direncin merkezi olduğunu belirtti. Dahası, iktidarın muhalefeti topyekûn tasfiye çabasına en güçlü karşı koyuşun İstanbul'da gerçekleştiğine vurgu yaptı. Üstlendiği tarihi sorumluluğun bilinciyle hemşerilerini önümüzdeki yerel seçimlerde bir kez daha birlikte yol yürümeye davet etti. Bu yolculukta ilk üstünde durduğu yol arkadaşları kadınlardı. Kadınların eşit fırsatlar elde etmesi, istihdamı, eğitimi, sağlığı ve toplumsal hayata katılımı konularındaki kararlılığını ortaya koydu.
Kadın, çocuk, genç, yaşlı ve emeklilere seslenen İmamoğlu eşit hissedarlık anlayışı çerçevesinde kurguladığı gelecek hayalinin hayata ilk geçtiği yer olarak tanımladı İstanbul’u. Gerçek toplumsal barışın ve milli birliğin, dayanışma ve demokratik katılımla mümkün olacağını anlattı hemşerilerine. İstanbul’un adeta bir laboratuvar gibi Türkiye’nin mutlu geleceğinin bir öngörüsü olacağını ifade etti. Yeni yönetim anlayışına dair umutlar vererek, enerji ve heyecan aşıladı. Ağaçlar, yeşil alanlar, tarihi miras ve kültürel canlanma gibi konuları da ele aldı.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı