İktidarlarının 14. Ayında değil 14. Yılında Gülencilerin tüm devlet kurumlarını ve en kutsalı olan orduyu ele geçirdiğini ancak öğrenen AKP’ye, dünya “günaydın”desin diye yazılmış yazı, AKP’li günler bitince ibretlik vesika olarak kayda girecektir. 15 Temmuz'un 6. Yıl dönümünde Mevlüt Çavuşoğlu kaleme aldığı yazı ile darbeye dair düşünce ve duygularını dünyayla paylaştı. https://www.mfa.gov.tr/sayin-bakanimizin-terorun-milliyeti-etnik-kokeni-veya-dini-yoktur--feto-tum-insanligi-tehdit-ediyor-baslikli-makalesi.en.mfa?s=08 İngilizce kaleme alınmış metinde; bir zamanlar AKP’nin pek çok vekilinin bileşenin parçası olduğu Hizmet Hareketi ya da Fethullah Gülen ilgisinin, ülkeyi nasıl yok oluşun eşiğine getirdiği anlatılıyor. Çavuşoğlu ilginç bir şekilde 1960’ların sonuna tarihliyor bu hareketi… Bu aslında oldukça önemli bir itiraf. Türkiye'de soğuk savaş döneminde dinin nasıl kullanışlı bir araca dönüştüğüne dair, ilk elden bir nedamet görüyoruz. Çavuşoğlu’na Tayyip Erdoğan ve Bahçeli’nin İslamcı ve Türk İslamcı söylemleri 1960’ların sonundan beri dillerinden düşürmediği anımsatılmalı. Tabii iş geçmişin anıları ile sınırlı olmuş olsa, belki yazıda samimiyet bulursunuz. Oysa 1960’ların sonundan itibaren dinle etkinlik kazanan Fethullah Gülen artık gözden düşmüş olsa da, Menzil tarikatının ülkedeki güncel rolü burada geçmişten ders alınmadığını gösteriyor. Diğer yanda İsmail Ağa cemaati de devlet içindeki etkinliğini gizlemiyor. Avrupalılar ülkeye pasaportla Asyalılar kimliksiz girerken, kendi vatandaşı vize kuyruklarında telef olan bir ülkenin dış işleri bakanı olarak, böyle bir yazı yazmasa da inandırıcılığı yoktu Çavuşoğlu’nun. Fakat cümleler ve paragraflar ilerledikçe; “hiç mi danışmanı yok, kimseden akıl almıyor mu?” diye düşünüyor, ülkeye dair endişelerin tavana çıktığını görüyoruz. Açılışını Erdoğan’ın yaptığı banka ya da Türkçe Olimpiyatlarında gururla sunulan okullar için, en ufak bir özeleştiri yer almıyor. İsveç ve Finlandiya’ya karşı NATO belgesine adı eklendi diye övünç kaynağı olan örgütün lideri, Amerika’da yaşıyormuş bunu da öğreniyoruz yazıdan. Varank'ın anadili gibi Türkçe konuşuyor diye övündüğü bir çevirmenle, ABD Başkanı ile iletişim kurulduğu bir ortamda Çavuşoğlu’nun makalesinin İngilizce düzeyi de göz dolduruyor. Saf AKP’liler için dış işleri bakanının İngilizcesi övünç kaynağı olmalı. Yine de en azından yabancılara hitap eden bir metinde hamaset olmasın diye beklemek boş bir umut. İktidarlarının 14. Ayında değil 14. Yılında Gülencilerin tüm devlet kurumlarını ve en kutsalı olan orduyu ele geçirdiğini ancak öğrenen AKP’ye, dünya “günaydın”desin diye yazılmış yazı, AKP’li günler bitince ibretlik vesika olarak kayda girecektir.