Yazılar

Bursaspor, seni şampiyon yaptırmayacağız!

Abone Ol
Bir de olası takvim 28 Nisan 2024 tarihinde Diyarbakır’da oynanacak maçta neler yaşanacak, onu da soralım: Umulur ki Kırmızı Cephe’yle Teksas bir masada oturur, konuşur, Sur içi sokaklarında kimse kaybolmaz. Hayatlar; ‘faşist-bölücü’ sarkacında bir o yana, bir bu yana sallanmaz. Valla açıkçası Bursaspor üzerine konuşmak niyetim yoktu. Çünkü daha önce yine politikyol.com’da Bursa-Diyarbakır olaylarıyla alakalı bir değerlendirmede bulunmuştum. Meraklısı, “Türk Futbolunda Kan ve Gül: Biji Bursaspor” başlığıyla yayımlanan yazıyı okuyabilir. Gerek ana akım gerek sosyal medyada Bursaspor aleyhine estirilen yorum ve tweet’lere cevap vermek bile gelmedi içimden. Çünkü Yeşil-Beyaz’a gönül vermiş bir taraftar olarak kulübün içinde bulunduğu kabul edilemez durum, art arda alınan yenilgiler, takımın ligin sonuna demir atması, üstüne üstlük ‘Beşinci Şampiyon’un lümpen bir algıyla yönetilmesi epeydir canımı sıkıyor, yani benim derdim, bana yeterdi. Bursalılar Kürtfobik mi? Öyleyse beni bu yazıyı kaleme almaya icbar eden, yazmaya iten sebep ne? Dem Partisi’nin Erzurum milletvekili, aynı zamanda grup başkan vekili Meral Danış Beştaş’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sarf ettiği sözler ve “Bursaspor’un Diyarbekirspor oyuncularına yönelik saldırının arkasında aynı Kürt nefreti vardır. Federasyonu ağır yaptırımlar uygulamaya davet ediyoruz.” tweet’i oldu. Meral Hanım, Wikipedia’da doğru yazıyorsa şayet, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Ben de Marmara Üniversitesi Tarih Bölümünde eğitim gördüm. Aramızda on dokuz yaş var, yani kendisi genç kızken ben daha annemin memesinden süt emiyordum. Buna rağmen ‘suç ve cezanın şahsiliği ilkesi’nden haberdarım. Hâl böyle olunca kendisinden dört yaş büyük olan (bence akran da sayılır) bir futbol kulübünü, onu seven ve saygı duyan taraftarları Kürtfobi torbasının içine atmak, kameraların sadece bir açısını gösterdiği cürmü bütün bir şehre teşmil etmek, en hafif ve kibar tarifle bu işlerden anlamamak olur. ‘Uzlaşmaz Azınlığın Tahakkümü’

Bakın ukalalık saymazsanız şöyle yapalım: Tekrara düşmeden tane tane anlatayım…

Yazının girişindeki yazıyı referans verme nedenim aynı konuları yinelememek gayesiydi. Ama dalgıçlık yapıp içinden birkaç bilgiyi buraya taşımam gerekiyor. Teksas’ın liderlerinden Mehmet Güzelsöz Diyarbakırlı bir Kürt. Ha, onun etnik kökeni sizin ölçülerinize uymayabilir, sizin ideolojik takıntılarınızı tatmin etmeyebilir; ama dünya da ‘uzlaşmaz azınlığın tahakkümü’ altında seyreden Kürt hareketinin etrafında dönmüyor değil mi?

Bu arada size bir sır vereyim: Bursa’da Bursalılar azınlık, Bursasporlular müzelik. Bugün üç milyonluk sanayi şehrine (bence büyük bir yatakhaneye) dönüşen Osmanlı’nın bu ilk payitahtında, TÜİK’in yayınladığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt İstatistikleri’ne göre Erzurum ve Samsun’dan sonra en kalabalık nüfus Muşlulara ait. Keza iktidar ve ana muhalefet partisinin ilk sıra MV’leri, -Bursalı olmalarını geçtim- parlamentoya gitme nedenleri olan kenti ne kadar tanıyorlar, emin değilim.

Milliyetçi Oylar Lazımsa Maç Akşam Oynanır!

Bu kamusal bilgilerden sonra gelelim 20 Aralık 2023 tarihinde oynanan Bursaspor-Diyarbekirspor maçında olanlara. Bir kere Türkiye, rejimi değiştirecek bir seçim sathı mailinde değil. Böyle olmayınca da Bursa-Diyarbekir karşılaşması herkesin mesaide olduğu gündüz vakti saat 14.00’te oynandı. Biraz daha açık yazmamı ister misiniz? Tamam anlaştık: Bakın, Türkiye’de aldığınız nefes siyasî, verdiğiniz nefes politiktir. Bundan sebep, erk ne isterse o olur. Milliyetçi oy lazımsa Bursa’daki maç akşam oynanır, tribünle yakından uzaktan; hatta Bursasporlu olmayan bilmem ne partisinin ‘eleman’ları stada gelir. Ama seçim kazanılmış, tehlike geçmiştir, şimdilik. Müsabaka; herkesin iş’te olduğu gündüz vaktine çekilir, üç bin kişi kale arkasından yeşil-beyaz diye bağırır, o kadar.

Kaldı ki Teksas, “Değerli taraftarlarımız. Yarın saat 14.00’te, stadyumumuzda oynayacağımız Diyarbekirspor müsabakası öncesinde, maç esnasında veya sonrasında ortamı gerecek söylem ve hareketlerden uzak durulmasını önemle rica ediyoruz. Bursa ve değerlerimiz ile derdi olmayan her kulüp ve taraftarlarına, olması gerektiği gibi hoşgörü ile yaklaşmaya devam edeceğiz.” açıklamasını yapmıştı maçtan önce. Diyarbekirspor’un Kaptanı Kime Kızdı?

Aslında müsabaka, 5 Mart 2023 tarihinde Amedspor’la oynanan maç gibi gergin başlamadı. Hatta konuk ekip karşılaşmanın 25. dakikasında deplasmanda 0-1 öne geçip, ilk yarı bu sonuçla bitti. Yukarıda da dediğim gibi stadyumda hepi topu 3 bin kadar taraftar vardı; çünkü Türk ve Kürt oyları istismar edecek konjonktür geçilmişti. Sonra ne oldu? 1997 doğumlu Bünyamin Yürür, maçın 82. dakikasında takımının ikinci golünü kaydetti. Ve her maçta rakip taraftarların biraz da bile isteye tribünleri tahrik etmek maksadıyla yaptığı aşırı gol sevinci, müsabakanın sonlarını elektriklendirdi. Öyle ki genç futbolcu, bir zamanlar Yeşil-Beyazlı ekipte de forma giymiş olan Diyarbekirspor’un kaptanı İsmail Konuk’tan saha içinde tecrübeli bir fırça yedi. Fakat abartılı gol sevinci sonrası hem saha dışı hem de saha içi karıştı. Hakem Burak Taşkınsoy, Diyarbekirspor’dan Serhat Çalışkan, Cem Çelik ve Bünyamin Yürür’e, Bursaspor’dan da Çağatay Yılmaz’la Bilal Güney’e kırmızı kart gösterdi, toplamda 5 oyuncu oyundan uzaklaştırıldı.

Ne Faşistim Ne Bölücü!

Zaten haftalardır doğru dürüst para ve galibiyet alamayan Bursasporlu futbolcular, kötü oyunlarını centilmenlik dışı bir finalle nihayete erdirdiler. Türkiye’de istibdadın kirlettiği her alanda olduğu gibi Bursa’da yaşananların sembolü de Yeşil-Beyazlı yönetim tarafından süresiz kadro dışı bırakılan 2000’li Çağatay Yılmaz’ın rakibine attığı uçan tekme oldu, maalesef.

İşte meselenin kısa arkaplanı böyle… Ama Türkiye’de hemen herkes kendi ezberinden konuştuğu, yaşadıkları konfor alanından çıkmadığı için futbol üzerinden ‘başka şey’lerin hesabı görülüyor. Oysa akıldan, laiklikten, moderniteden gün geçtikçe uzaklaşan (bu kilometrelerle ölçülemeyen mesafe bir toplumsal katmanı değil, bilakis kendini seküler addedenleri de içine alıyor) ve maalesef gittikçe Lübnanlaşan Türkiye’de hemen her kesim sadece ve sadece kendi mahallesiyle ilgili ve yine yalnızca kendi habitatındaki ölümlere, aşklara, zulümlere ayarlı diskurlar çekiyor. Çünkü her parti, kendi marabalarının ağası olma peşinde. Çünkü ‘her şeyin bir fiyatı vardır, sizin adınıza konuşanların sizden ne aldıklarını söylemesi’ lazım.

Bir de olası takvim 28 Nisan 2024 tarihinde Diyarbakır’da oynanacak maçta neler yaşanacak, onu da soralım: Umulur ki Kırmızı Cephe’yle Teksas bir masada oturur, konuşur, Sur içi sokaklarında kimse kaybolmaz. Hayatlar; ‘faşist-bölücü’ sarkacında bir o yana, bir bu yana sallanmaz.

Siyasal Müsilaj Statlara Bulaşmasın!

Siz sayın politik figürler, Bursa ve Bursaspor’u bir cümle içinde gelişigüzel, baştan savma, alelusul kullanırsanız olmaz, yani bilinçsiz önyargınız (kimi liberal kalemler Amedsporlu futbolculara saldırı falan yazdı) anlamaya değil, saplantılarınızı yanlı/ş tanzim etmeye yarar.

Bir kere siz ‘Bursa’ dediğinizde kerameti kendinden menkul demode düşüncelerinizi sandıklayıp, servis ediyorsanız daha en başta muhatap aldığınız takımı ve taraftar grubunu tanımıyorsunuz demektir. Hadi yeri gelmişken bir daha hatırlatayım: Teksas’ın manifestosunda da söylendiği üzere, Bursaspor’un nihaî hedefi; İstanbul’u devirmek, Türk futbolunda (Ben Türkiyeli demiyorum kusura bakmayın lütfen) kronolojik olarak yazarsam Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin (ve artık Trabzonspor’un) hegemonyasını kırmak.

“Siz Yazmışsınız Senaryoyu, Ama Biz Oynatmayız Bu Tiyatroyu”

Şimdi uzaklarda olsa da Yeşil-Beyazlı ekip, Bizans entrikasını tepe taklak edip (Aziz Yıldırım ve Adnan Polat telefon görüşmesinde ne diyordu?) 16 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleştirmişti. Bu yüzden kimse Bursaspor üzerinden vekalet savaşı yürütmesin, siyasal müsilajı statlara bulaştırmasın. Önkabullerinizi tek bir paradigmaya indirip, başı sonu tenakuzlarla dolu derinlikten yoksun sosyolojik saptamalarınızı, Meclis sıralarında harcamayın. Çünkü Bursalıların iç içe yaşadığı Kürtlerle ilgili bir nefreti yok; fakat sizin (varsa) Bursa kompleksinizin altında İmralı Adası’nın 16 plakanın hudutları içinde olması olabilir, tahminimce.

Son olarak; Bursa’nın sırtından geçinen iş insanları el birliğiyle kulübe destek olur da Bursaspor, yeniden ait olduğu yere, yani Süper Lig’e dönerse bir gün, işte o vakit kendi klasmanındaki rakiplerle gerçek mücadeleler verir ve ‘aşkımız ne şampiyonluk ne kupa için’ olsa da önemli başarılar elde eder ve göğsümüzü gere gere şu pankartı tekrar asarız:

“Siz yazmışsınız senaryoyu, ama biz oynatmayız bu tiyatroyu.”

Not: 0-2’lik galibiyetle Bursaspor’u 2. Lig Beyaz Grup’un son sırasına atan, Kazım Baykal’ın biricik şehrinin takımı Diyarbekirspor’u tebrik ederim. Ayrıca Atatürk’ü yıkanlara sahici cevap verilmediği, eski stat yerine yapılmadığı sürece Bursa’daki atkılılar, kravatlıların lejyoneri olmaya devam edecek.

ü