Yalnızca amatör kumarbazlar masadan her zaman kazanarak kalkabileceklerini zannederler. Johnson’ın kumara yaklaşımı da başbakanlığa yaklaşımı gibiydi. Amatörce. Boris Johnson bir kumarbaz. En azılısından hem de. Siyasi kariyeri aldığı büyük risklerin büyük kazançlarıyla doluydu. Ama, birçok kumarbaz gibi, nerede durması gerektiğini bilmediği için bu defa büyük kaybetti. Kendi kabinesinden 50’nin üzerine kişi, son iki gün içinde, Johnson’ın liderliğini sebep göstererek istifa etti. Başbakan, boşalan kabine pozisyonlarını dolduramadan yeni istifalar birbiri üzerine bindi. Furyayı başlatan eski Ekonomi Bakanı Rishi Sunak’ın yerine görevlendirdiği Nadhim Zahawi, görevinde henüz 12 saati doldurmadan Başbakanlık Ofisi’nde Johnson’ın ‘istifa etmesi gerektiğini’ söyledi. Henüz 36 saat geçmemişti ki Zahawi, yaptığı açıklamayla Başbakan’ın ‘gitmesi’ gerektiğini ilan etti. Zahawi’nin eski pozisyonu Eğitim Bakanlığı’na getirilen Michelle Donelan ise sadece 48 boyunca bakanlık yaptı ve istifa etti. Johnson’ın batan gemisinden atladılar. Başbakan’ın eski başdanışmanı ve Brexit kampanyasının mimarı Dominic Cummings, ‘’düşeni ittirin’’ yazdı. İttirdiler. Düştü. Ve Johnson, kabinesinden boşalan koltukları dolduramaz hale geldi. İstifa etti. Aslında buna benzer bir son yaşanacağını öngörmek çok da zor değildi. Zira Johnson, ‘baştan kokan balık’ın ta kendisi. Times gazetesine genç bir muhabir olarak girdiğinde sıradan haberleri ‘sexyleştirmek’ için yalanlar söylediği anlaşılmış, gazeteden atılmıştı. Ama kendini sadece birkaç ay içinde Telegraph gazetesinin yükselen yıldızı olarak bulmuştu. Brüksel’den Avrupa Birliği’ni alaya alarak yazdığı ‘sexy’ makaleler onu şöhret yaptı. AB’nin prezervatifleri tek boyut yapacağını ya da muzların belli bir eğimde olmasını gerektiren regülasyonlar çıkaracaklarını söylüyordu. Muhafazakâr Spectator dergisinin başına geçerken patronuna ‘siyasete girmeyeceğinin’ sözünü vermiş; dergideki ilk yılı dolmadan milletvekili adayı olmuştu. Vekilken altında çalışan bir kadınla dillere destan bir yasak aşk yaşamış, parti liderine yalan söylemiş, ortaya çıkınca da istifa etmeyi reddetmişti. Atıldı. Britanya, AB’den çıkıp çıkmayacağını 2016’da tartışırken de Johnson yine zar attı. Muhafazakâr hükümetin tersine gidip, Brexit’in sözcüsü olmayı tercih etti. Oysa sadece birkaç yıl önce, Londra Belediye Başkanıyken AB’ye hayranlık duyduğunu söylüyordu. ‘’Asla olmaz’’ dediği başbakanlığı da ülkenin AB’den çıkmaya karar vermesiyle mümkün hale geldi. Brexit’i destekleyen Muhafazakârların çoğunluğu öylesine yaşlı, halktan kopuk ve yeteneksiz siyasetçilerdi ki Parlamento’da dalga konusu olan Johnson’a şans doğdu. Fakat Johnson, iktidarın göz boyayan yalnızlığının içinde bir kumarbazın oyunu her daim kazanamayacağını unuttu. Onu iktidara getiren ekibi, 2020’nin Aralık’ında, Başbakanlık Ofisi’nde otorite kurmaya çalıştıkları sebebiyle kapının önüne koydu. Oysa Johnson’ın AB ile bir Brexit anlaşmasına varmasını sağlayan, bu anlaşmayı önce halka ardından Meclis’e kabul ettiren, Başbakan’a en güçlü başbakanlardan Margaret Thatcher’ınki kadar büyük bir Meclis çoğunluğu kazandıran bu ekibin ta kendisiydi. Johnson iyi bir yönetici ya da stratejik bir siyasetçi değildi. Ekibinin eski başı Cummings, Johnson’ın yanından ayrıldıktan sonra verdiği ilk söyleşide tam da bu yüzden ‘’Seçimden sadece birkaç hafta sonra Johnson’dan kurtulmaları gerektiğini anladıklarını’’ söyleyecekti. Kendi başına kalan Johnson bir başbakandan çok ülkeye bir yük haline geldi. Sadece birkaç ay içinde patlayan krizleri düşünün:
  • Önce Başbakan’ın kendi yasalaştırdığı kuralları çiğneyerek, Başbakanlık’ta karantina döneminde partiler verildiği anlaşıldı;
  • Üstelik bunlardan biri bizatihi Johnson’ın doğum günü partisiydi, Başbakan’ı polis suçlu buldu ve para cezası kesti;
  • Eski Rus İstihbaratı çalışanı Lebedev ile hem Dışişleri Bakanıyken hem de Başbakanken baş başa görüştüğü, konuşmaların içeriğine hiçbir devlet görevlisinin vakıf olmadığı ortaya çıktı;
  • Birden fazla taciz skandalına karışmış bir parti yetkilisini, bunu bile bile üst düzey pozisyonlara getirdiği anlaşıldı…
  • Üstelik bunların hepsini önce yalanladı, sonra ‘ucundan doğru’ladı, ardından özür dilemek zorunda kaldı.
Eh, kendisinden önce gelen dört başbakanın istifa ettikleri günlerden bile daha düşük bir popülariteyle girdiği ara seçimlerde de sürpriz olmadı. Partisi hem Muhafazakâr Parti’nin tabanını temsil eden Tiverton and Honiton’da hem de Brexit sonrasında Johnson’ın partiye kazandırdığı işçi sınıfını temsil eden Wakefield’da seçimleri kaybetti. Johnson’ın elindeki en büyük koz, ‘kazanan’ bir siyasetçi olmasıydı. İlerici Londra’yı bir Muhafazakâr olarak kazanmıştı. ‘Olmaz’ denen Brexit’i oldurmuştu. Üstüne bir de 2019’da partisine tarihi bir seçim zaferi getirmişti. Ama elindeki bu koz da uçtu gitti. Artık Johnson, Başbakanken millete yalan söyleyen, kirli olduğunun farkında bile olmadığı ilişkiler içine giren, kendi koyduğu kurallara uymayan, tacizcilere arka çıkan bir kaybedendi. Kumarbazın düşüşü de bir sonraki eli kazanamayacağı açıkça belli olunca yaşandı işte. Her ne kadar Brexit’i gerçekleştiren Başbakan olarak, yani oldukça büyük bir mirasla anılacak olsa da modern tarihin en başarısız dönemlerinden birini de temsil edecek. Zira Hitler tehdidini küçük gören Neville Chamberlain kadar uzun yaşayabildi Başbakanlık’ta. İstifasının ardından Johnson, bir topal ördek bile değil artık. Artık hükümetin başından çok, hükümetin yükü. Partinin vekilleri kendisiyle yan yana gözükmek istemediği için kabinesini dolduramıyor. Tam da bu yüzden Muhafazakârlar kendilerine yeni bir lider, dolayısıyla da ülkeye yeni bir başbakan seçene kadar bile koltuğunu koruyamayabilir. Belki de kumarbazın trajedisini en iyi özeti, lise öğretmeninin Johnson’ın ebeveynlerine 40 yıldan uzun süre önce yazdığı mektupta gizli… ‘’Kendisini bir istisna olarak görmediğimiz için bizi suçluyor. Herkesin sahip olduğu sorumluluklara sahip olmaması gerektiğine gönülden inanıyor.’’ ‘’İstisnai bir zihin olduğuna öylesine emin ki başarının kucağına düşeceğini değil, düşmesi gerektiğini düşünüyor. Oysa hiçbir şeye böylesine kolay bir şekilde ulaşılamayacağını zor yoldan öğrenmesi gerekecek.’’ Yalnızca amatör kumarbazlar masadan her zaman kazanarak kalkabileceklerini zannederler. Johnson’ın kumara yaklaşımı da başbakanlığa yaklaşımı gibiydi. Amatörce.