Yaklaşık bir haftadır Türkiye’deyim ve istisnasız görüştüğüm herkesin sorduğu tek bir soru var: Yurt dışına nasıl gideriz? Neden bunca insan başka bir ülkede sıfırdan hayat kurmak istiyor? Yaklaşık bir haftadır Türkiye’deyim ve istisnasız görüştüğüm herkesin sorduğu tek bir soru var: Yurt dışına nasıl gideriz? Hiçbiri turistik amaçlı sormuyor, ki zaten bu dolar kuruyla yurtdışı tatili maaşlı çalışanlar için pek mümkün görünmüyor. Genelde bu soruyu soranlar buradaki düzenlerini bırakıp çoğunlukla herhangi bir batı devletinde hayatlarına sıfırdan başlamak istiyorlar. Burada bahsettiğim küçük bir örneklem ama sosyal medyadan anlaşılan o ki ülke çapında yurtdışına taşınmak isteyen çok kişi var. Asıl soru ise son zamanlarda neden bu kadar insan başka bir ülkede sıfırdan hayat kurmak istiyor? Kişisel düzeyde yüzlerce sebep bulunabilir. Kiminin maddi imkanı vardır ve taşınmayı tercih edebilir, kimi okuldan mezun olur iyi bir iş fırsatı bulur gider, kimi ülkedeki ortamdan bıkar ve eğitimini yurtdışında sürdürmeye çalışır, kimi mesleki ortamda zorluklar çeker ve ne iş olursa yapayım yeter ki yurtdışında yaşayayım der. Fakat bu nedenleri tek tek sayarak bir yere varmak çok mümkün değil. Asıl odaklanmamız gereken bu nedenlerin arkasındaki asıl neden. Kişisel düzeyde birçok farklı nedene sebep olan bu yapısal neden ise AKP hükümeti. Hükümetin yaptığı birçok şey yurtdışına göçü artırmış olabilir ama burada şu an için 3 temel neden üzerinden ilerleyeceğim. YURT DIŞINA GÖÇÜN ÜÇ TEMEL NEDENİ NEDİR Biri kişilerin yurtdışına gitmek isteyen insanları toplum nezdinde negatif lanse etmesi. Bu olayı hem normal insanlar arasında görüyoruz hem de direkt olarak üst düzey AKP yöneticilerinin söylemlerinde görüyoruz. Erdoğan’ın doktorlara yönelik giderlerse gitsinler söylemi bunun en büyük örneği muhtemelen. Ülke içinde zorluk çeken meslek mensupları destek görmesi gerekirken aksine negatif bir söylemle karşılaşıyorlar. Dayak yiyen doktor gibi son derece ciddi bir örnekte bile dünyanın en absürt tepkisi olarak doktorlar suçlanabiliyor. Bu sorunun çözümüyle alakalı adımlar atmak yerine devletin başındaki kişi yurtdışına gitmek isteyen doktorlara bırakın gitsinler diyebiliyor. Bu tarz bir ortamda herhangi bir meslek grubunun kendi doğduğu ülkede değerli hissetmesi çok olası değil. İkinci bir neden ise 20 yıllık AKP hükümetinin neden olduğu yapısal sorunlar. Birçok örnek verilebilir ama ekonomi ve özgürlük konusu üzerinden ilerleyeceğim. Ülkedeki ekonomik kriz şartları altında herhangi birinin gelecek kaygısı duymaması neredeyse imkansız. Hiçbir rasyonel ekonomi modeline dayanmadan ilerletilen faiz düşürme politikası ile enflasyon tavana çıkmış durumda. En son Türkiye’ye geldiğim 9 ay önceden bu yana her şey en az 2 katına çıkmış durumda, maaşlar hariç. Bu şartlar altında yeni mezun birinin hayata atılması imkansız, düzenini kurmuş orta sınıf bir vatandaşın düzenini sürdürmesi de imkansız. Bu sebepten dolayı yurtdışına giden bir insana para için gidiyor demek mantıklı değil. Bu insanlar insan gibi yaşamak için çok riskli bir işe atılıp yurtdışında sıfırdan yeni bir hayat kurmayı göze alıyorlar ve sebebi hükümetin yarattığı ortam.
Tweet atarken bile “acaba yarın kapıma polis gelir mi” diye sürekli düşünmek zorunda olan bir akademisyen ya da akademisyen adayının bir şekilde yurtdışına gitme imkanı varsa, o kişiyi bu ülkede tutmak çok zor, ki zaten tutmak isteyen bir hükümet de yok...
İkinci bir örnek ise özgürlükler. Akademi örneği üzerinden ilerleyebiliriz. Özgürlüklerin olmadığı bir ortamda bilimin ilerlemesi imkansız. Muhtemelen bilimle az çok alakası olan biri Türkiye’de bu özgürlük ortamının tamamen yok olduğunu söyleyecektir. Tweet atarken bile acaba yarın kapıma polis gelir mi diye sürekli düşünmek zorunda olan bir akademisyen ya da akademisyen adayının bir şekilde yurtdışına gitme imkanı varsa o kişiyi bu ülkede tutmak çok zor ki zaten tutmak isteyen bir hükümet de yok. Ya da dünya çapında belli bir tanınırlığı olan Boğaziçi gibi bir okula son 2 senedir yapılanlar, içinin boşaltılmaya çalışılması ve tamamen hükümet yanlısı normalde en fazla üniversitenin kapısının önünden geçebilecek insanların öğretim görevlisi yapılması. Bilimin ilerlemesi için hiçbir şey yapmayan aksine kendi kitlesini üniversitelere sokmak için önündeki dil yeterliği gibi tüm engelleri kaldıran bir sistem içinde insanlar umutsuzluğa düşüyor ve ilk fırsatta yurtdışına gitmek istiyor.
Başarılı olmanın artık çok bir anlamı yok, bir yerlere gelmenin yolu çoğu zaman hükümete yakın tanıdıklarının olması. Mesela, doktora yapıyor olmak sosyal medyada bir alay konusu…
Son neden ise yararlı bir şeyler yapmanın ülkede artık değerini kaybetmesi. Başarılı olmanın artık çok bir anlamı yok, bir yerlere gelmenin yolu çoğu zaman hükümete yakın tanıdıklarının olması. Mesela, doktora yapıyor olmak sosyal medyada bir alay konusu. İyi yerlerde eğitim görmüş kişiler herhangi bir sebeple yaftalanabiliyor. Doktorsunuz yardım etmek istediğiniz hasta yakınları sizi bıçaklayabiliyor ve devlet sizi korumuyor, gazetecisiniz ama hükümeti eleştirince birden kendinizi adliyede bulabiliyorsunuz, siyaset bilimcisiniz ama tweet atarken, yazı yazarken sürekli kafanızda bir acaba var. Tüm bu bahsettiğim şeyler daha yeni hayata atılmaya çalışan bir jenerasyon önünde oluyor. Bu kişiler fırsat bulduğu anda neden yurtdışına taşınmamayı tercih etsinler? Burada bahsettiğim şeyler sadece AKP döneminde ortaya çıkmış şeyler değil ama hiçbir zaman muhtemelen bu dönemde olduğu kadar etkili olmamıştı. Yurtdışına göçle alakalı binlerce sebep sayılabilir ama beyin göçü sorununu çözmek için bu sebeplerin arkasındaki yapısal nedene odaklanmak gerekiyor. Ülke büyük bir beyin göçü sorunuyla karşı karşıya. Bunun negatif sonuçları yavaş yavaş daha fazla göz önüne çıkmaya başlayacak. Bu olay uzun vadede ülkeyi tahmin edildiğinden çok daha fazla etkileyecek. Bu hükümetle bu sorunu çözmek mümkün değil ama yeni gelecek hükümetin önceliklerinden biri beyin göçünü terse çevirmeye çalışmak olmalı.