Bilgisayar teknolojisinin ve nörobilimin entegrasyonuyla elde edilmiş kazanımlar, bir devrimin başlangıcında olduğumuzu göstermektedir. Çağın gerisinde kalmak istemeyen her ülke gibi Türkiye'nin de bu gelişmeleri yakından takip etmesi icap etmektedir. Beyin-bilgisayar arayüzlerinin genel çalışma prensibi beyin aktivitelerinin okunması ve okunan bu aktivitelere belirli komutların atanması üzerine kuruludur. Bunu başarmanın ise tek bir yöntemi yoktur. Transkraniyal manyetik uyarım ve elektroensefalografi gibi cerrahi bir müdahalede bulunmadan beyindeki nöronları uyarmanın veya beyin aktivitesini okumanın çeşitli yolları var iken; cerrahi müdahale gerektiren yöntemler de mevcuttur. Peki beyin-bilgisayar arayüzleri gelecekte hangi amaçlara hizmet edebilir? - Protezler düşünerek kontrol edilebilir. - Görme veya işitme engelliler için doğrudan beyinle entegre olarak duyusal verilerin dönüştürülmesini sağlayan çipler üretilebilir. - Günlük yaşamda teknolojik cihazların kullanımı kolaylaşabilir. Örnek olarak oyunlar joystick veya klavye olmadan oynanabilir veya televizyon izlerken kumandanın yerini yalnızca belirli komutlara odaklanılması alabilir. - Yalnızca insanlar ve teknolojik cihazlar arasında değil, doğrudan insanlar arasında da bağlantı kurularak geleneksel komünikasyon teknolojileri geride bırakılabilir. - Otoriter rejimlerde güç sahibi gruplar tarafından insan haklarına aykırı kullanım biçimleri uygulamaya geçirilebilir. Bu fikirlerin okuyucuya abartılı gelme olasılığına karşı halihazırda geliştirilmiş olan teknolojilere somut örnekler vermek yerinde olacaktır. BEYİN-BEYİN ARAYÜZLERİ Geçtiğimiz yıllarda University of Washington'da tasarlanmış olan BrainNet, doğrudan insanlar arasında iletişim kurulmasına olanak tanıyan beyin-beyin arayüzlerine çarpıcı bir örnek teşkil etmiştir. EEG ve TMS teknikleri kullanılarak kurulan ağ aracılığı ile kampüsün farklı odalarında bulunan üç kişilik bir grup birbirleriyle yalnızca beyin-beyin arayüzü aracılığıyla iletişim kurabilmiştir. Buna ek olarak NextMind'ın VR ile çalışabilen ürünleri beynin görsel korteksinden veri alarak kullanıcının yalnızca düşünerek oyun oynabilmesini veya dijital aletlerini komuta edebilmesini sağlamaktadır. Sağlık sektöründe daha alınacak çok yol olsa da, Eduardo Fernandez adlı bir nöromühendisin ekibi retinanın elektriksel aktivitelerini görsel verilerle eşleştirmeyi makine öğrenmesi ile başarmıştır. Böylece 16 yıldır görme engelli olan bir hastaya düşük çözünürlükte de olsa görme yetisi kazandırılmıştır. Biyonik alanında IBM gibi bazı şirketler engelliler için robotik uzuvların düşünerek kontrol edilebilmesini mümkün kılan ürünler geliştirmeye odaklanmıştır. Diğer taraftan Çin'deki Hangzhou Zhongheng Electric örneğinde verimliliği artırmak amacı ile çalışanların beyin aktiviteleri EEG ile okunmuştur, lakin bu uygulama hem etik yönden problemlidir hem de işlevsel olduğu tartışmalıdır. MUSK’IN NEURALİNK’İ Arayüz projelerinden günümüzde en çok ses getireni Elon Musk'ın Neuralink'idir. Neuralink'in cihazı ise daha önce bahsettiğim uygulamaların aksine cerrahi tekniklerle implante edilecek olan bir üründür. Elon Musk Neuralink aracılığı ile çeşitli psikiyatrik ve nörolojik hastalıkları tedavi edilmesine ek olarak teknolojik cihazlarla doğrudan komünikasyonun sağlanacağını vadetmektedir. Musk'ı zorlayacak engellerden biri gliozistir. Sinir sistemine yerleştirilecek parçalar vücut için yabancı madde olduğundan beyindeki glial hücreler hasara karşı tepki verebilir. Binaenaleyh mikroelektrot teknolojisinde bu problemin nasıl çözümleneceği önem arz etmektedir. Şimdilik önerilen metotlar kaplamalar ve ultra ince tasarımlardır. Neuralink kullandığı ipliklerin 4 mikrometre olduğunu açıklamıştır. Haliyle maymunlar ve domuzlar üzerinde test edilmiş olan ürünün piyasaya sürülmesi için zaruri olan FDA onayını almak için hâlâ geçilmesi gereken aşamalar vardır. Beyin-bilgisayar arayüzünü kullanıp FDA onayını alan tıbbi cihazlardan Ipsihand ise inme hastaları için tasarlanmış olup hastalara ellerini kontrol etme kabiliyetlerini geri kazandırmaya hizmet etmektedir. Nihayetinde BCI teknolojilerinin geleceğin tıbbında ve eğlence sektöründe mühim bir yeri olacağı aşikardır. Mühendislere ve doktorlara ortak bir çalışma alanı yaratan bu alana yatırım yapılması Türkiye için akılcı bir hamle olacaktır. Gelgelelim Türkiye'de giderek yükselen mühendis ve doktor göçünün alandaki gelişimin önünde engel teşkil etme potansiyeline sahip ciddi bir problem olduğu söylenebilir.