AKP, kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği tüm politikalara gerekçeler giydirmekte çok başarılı oldu. Muhalefet bu gerekçelerin hiçbirisine halkı bunlara ikna olmaktan vazgeçirebilecek alternatif gerekçeler üretemedi. Bakan Nebati, geçtiğimiz günlerdeki basın açıklamasında, hiç de fena çatılmamış ancak sıradan dinleyiciler için birkaç alışılmadık sözcük içeren bir cümleyi kâğıttan okurken, bu alışılmadık sözcükleri artikülasyon bozukluklarıyla dillendirip, bir de üzerine virgül yerlerini şaşırınca, ileri sürülen sav, sağlam bir önermeden çok, anlaşılması pek kolay görünmeyen bir boş gösterene benzedi. Ortama saçılan anlamsal muğlaklıkla, bakanın sunum sırasında özgüvenli görünmeye çalışan beden dili arasındaki ironi de sunumun ciddilik üretme arzusuna ket vuran bir durum komedisine yol açtı. Sosyal medya kısa süre içerisinde "Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır." mottosuyla çalkalanırken, pek çok kişi için cümlenin anlamını deşifre etmek o kadar da kolay olmayınca, metnin kesinlikle bir boş gösteren olduğu kanaati muhalif kesimde hâkim oldu ve metin bir alay cümlesi olarak dolaşıma girdi. Aslında cümle, AKP’nin başarısız görünen ekonomi siyasetini, piyasa aktörlerinin beklentileriyle uyumsuz, başına buyruk, savruk, cahilce, irrasyonelce, inatlaşmayla, bilgisizce yaptığı yönündeki yoğun eleştirilere karşı bir gerekçe üretiyordu. Bu gerekçeyi daha anlaşılır kılmaya çalışarak ifade etmek mümkün. Önce bizzat cümlenin daha anlaşılır bir ifadesini yeniden oluşturmaya çabalarsak aşağı yukarı şöyle bir sav ortaya çıkıyor: Ekonominin işleyişini günümüzün geçerli liberal ekonomi yaklaşımından radikal şekilde farklı analiz eden, insanı rasyonel bir varlık değil, duygusal bir varlık şeklinde ele alan yaklaşım giderek önem kazanmaktadır. Bu cümlenin, AKP’nin kendi başarısızlığını veya AKP’ye göre “şimdilik ekonomi bilmeyenler tarafından haksız şekilde başarısız görülmesini” meşrulaştırmak için aktarmak istediği düşünce, ürettiği gerekçe ise şu: Ekonomi yönetiminde irrasyonel hareketler yapıyoruz evet. Ama bunu bilinçsizce yapmıyoruz, yeni bir paradigma çerçevesinde yapıyoruz. Bu da, insanın ekonomik kararlarının rasyonel değil, duygusal olduğu savındaki davranışsal ekonomi kuramıdır.
Bugün gelinen noktada, Bakan Nebati’nin kendi içerisinde tutarlı, anlaşılabilir, mantıklı gözüken gerekçesi artık geniş kitleler nezdinde bir sahiplenme bulmuyor. AKP en güçlü olduğu konulardan birisinde, yapıp ettiklerini halk nezdinde inandırıcı bir şekilde gerekçelendirmede gücünü ilk kez gösterememiş gibi duruyor.
Yani Bakan Nebati diyor ki, irrasyonel ekonomi yönetimimizin nedeni, piyasa aktörleriyle uyumsuzluğumuz, başına buyrukluğumuz, acemiliğimiz, bilgisizliğimiz, donanımsızlığımız, cahilliğimiz, savrukluğumuz değil, insanın ekonomik durumlarda kendi çıkarına uygun davranmadığını ileri süren yeni ekonomi kuramına olan inancımızdır. AKP, kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği tüm politikalara gerekçeler giydirmekte çok başarılı oldu. Bu gerekçelerin tümü halkın büyük bir kısmında inandırıcı oldu. Muhalefet bu gerekçelerin hiçbirisine halkı bunlara ikna olmaktan vazgeçirebilecek alternatif gerekçeler üretemedi. Fakat bugün gelinen noktada, Bakan Nebati’nin kendi içerisinde tutarlı, anlaşılabilir, mantıklı gözüken gerekçesi artık geniş kitleler nezdinde bir sahiplenme bulmuyor. AKP en güçlü olduğu konulardan birisinde, yapıp ettiklerini halk nezdinde inandırıcı bir şekilde gerekçelendirmede gücünü ilk kez gösterememiş gibi duruyor. Muhalefet ilk defa bu kadar kendinden emin ve blok bir şekilde iktidarın gerekçelerinin saçmalıktan ve boş gösterenlerden ibaret olduğunu haykırırken, iktidar ilk defa gerekçelerinin arkasında ne siyasetçileriyle ne de halk desteğiyle durabiliyor. AKP’nin ekonomik durum hakkında yeni gerekçeler üretmeye ihtiyacı var gibi ve halk bu kez yirmi yıllık ezberin aksine, söz konusu ekonomi olunca, yeni gerekçelere çarçabuk ikna olmaya o kadar da hevesli görünmüyor.