Başkent Ankara’ya ne zaman kış gelse ve hava sıcaklığı eksi derecelere düşse garip bir şekilde “Ankara o kadar soğuk ki Kuğulu Park’taki kuğular dondu” mavrası dönmeye başlar. Özellikle sosyal medya mecralarında bu tür paylaşımların alıcısı çok. Aynı parkta yaşayan ve sayıları kuğuların neredeyse 10 katı olan ördek ve kazları ise kimse merak etmiyor. Acaba neden kuğuları merak edenler kaz ve ördekleri önemsemiyor? Aslında üçü de aynı familyadan su kuşu. Üçü de soğuk iklimi sever, karınları toksa eksi 25-30 derecede bile yaşayabilirler. Ama nedense sadece kuğuların donduğu ve soğuktan öldükleri dillendiriliyor. Bazen de bu şehir efsanesine inanan televizyonlar Kuğulu Park’a giderek haber yapıyor; “işte burada hava dün gece o kadar soğuktu ki kuğular bile dondu.” Muhabirler nedense gözlerinin önünde buzlu sulara dalıp kanat çırparak eğlenen kuğu, ördek ve kazları görmüyor. Gazeteciler, kuğular donar mı diye küçük bir araştırma bile yapmadan atlıyor bu olayın üstüne “o kadar soğuk ki kuğular bile dondu…” Çok okunur, çok izlenir nasıl olsa. Bütün bunlar Yılmaz Erdoğan’ın meşhur şiirini hatırlattı. “Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar.. Asfaltlar ışıldar, buz tutardı resmi yalanlar... Kimse keman çalmaz belki ama Çok keman çalınsın balolarında Diye yapılmış Gri sisli binalar...” Bu dizelerdeki “buz tutardı resmi yalanlar” ifadesini özellikle severim. Bu şiirden sonra bir de Arjantin’de yakalanarak İsrail’e kaçırılıp yargılanan Nazi Subayı Adolf Eichmann‘ın yargılanmasını anlatan bir filmde geçen repliğe dikkati çekmek istiyorum: “Yeryüzünde sadece iki canlı türü parlak cisimlere yönelir; saksağanlar ve gazeteciler…” Son bir haftada yaşadığımız tartışmaları anlamak için belki de rehber sözcükler “resmi yalanlar” ile “parlak cisimler.” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti yöneticileri ile destekçilerinin gündem değiştirme çabalarının amacı ne olabilir? Daha önceki yazımda AK Parti’nin gerginliği artırarak ve sert bir siyasi iklimde baskın seçime hazırlandığını yazmıştım. GÜNDEM DEĞİŞİKLİĞİ VE MEDYA Cumhurbaşkanı ve AK Partililerin gündem değiştirmeye yönelik, akla, mantığa uydurulamayan açıklamaları karşısında basın ne yapmalı? Basının bu durumlarda çoğu zaman seçeneği yoktur. Doğası gereği “bu bir haber” anlayışı ile parlak cisimlere yönelir. Örnek: “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” açıklaması ile camii minberinden söylediği, “Hazreti Adem’e uzanan dili koparırız…” Seçilmiş Cumhurbaşkanın bir sanatçıyı hedef alarak üstelik camii minberinden bu sözleri sarf etmesi elbette haber… Önemli olan siyaset kurumumun bu sözler karşında takınacağı tutum. Üstelik pek çok din adamı, samimi Müslüman, ilahiyatçı ve felsefeci Sezen Aksu’nun şarkışındaki sözlerde bir sorun bulunmadığını açıklamışken. AKŞENER’İN HAMLESİ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemi değiştirme amacıyla söylediği “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” sözlerine, partisinin grup toplantısında, “İmralı’da teröristle pazarlık ediyorsan… Onu serbest bırakmayı düşünüyorsan sakın ha karşında bizi bulursun” ifadeleriyle yüksek perdeden cevap verdi. Bu çıkışı ile Akşener, Erdoğan’ın gündemini boşa çıkardı ve “AK Parti bebek katili Abdullah Öcalan’ı seçimde desteğe karşılık cezaevinden çıkaracak mı?” tartışmasını başlattı. Acaba Erdoğan, bu yüzden mi Sezen Aksu’ya yüklenmeye başladı? Bu arada AK Parti’nin çok önemli isimleri “akiller ekibinin” Erdoğan’ın her iki çıkışına da destek vermediğini hatırlatmak isterim.