Aday heyecan yaratmalı mı? Hayır. Heyecanı masanın birlik ve beraberliği yaratır. Coşkuyu muhalefetin ahengi belirler. Adayın vermesi gereken yegâne his ise güven olacaktır.Masanın yola çıkış felsefesi, zaman içinde oluşan ruhu ve seçim sisteminin dayattığı şartlar, eşitler arasında birinci seçmeye uygun değil. Adayın masadan çıkacağına şüphe duymamakla birlikte, ifade etmeye çalıştığım sebeplerle masada oturanlardan birisi olmaması gerektiğini ve olmayacağını düşünüyorum. Misal Meral Akşener’in aday olması halinde ittifak içi diğer sağ partilerin veya CHP’nin kendi seçmeni ile kurabileceği diyalog zora girecektir. Babacan’ın adaylığı mevzu bahis olursa da benzer bir tablo yaşanacağı aşikâr. Durum, diğer liderler için de farklı şekillerde tezahür etmekle birlikte aynı kapıya çıkıyor. Eşitler arası bir ilişkide birinin ön plana çıkması, diğer liderleri kadük hale getiriyor. Peki ne yapılabilir? Rota, 2019’da milletin verdiği pusulaya uygun çizilir, raylar sağlam döşenir ve lokomotif de mühendislik harikası olursa, bu treni demokrasi istasyonuna götürecek layığı bir makinist elbette bulunur. Yani Altılı Masa, geçiş sürecinin takvimini oluşturur, yönetimin köşe taşlarını net bir şekilde ifade eder, adayın söylemini açık bir şekilde belirler ve bunları da güçlü bir şekilde halka anlatabilirse aday kendiliğinden zuhur edecektir diye düşünüyorum. Güçlü masa, güçlü aday diyorum! Aday heyecan yaratmalı mı? Hayır. Heyecanı masanın birlik ve beraberliği yaratır. Coşkuyu muhalefetin ahengi belirler. Bunlar başarıldıktan sonra adayın vermesi gereken yegâne his ise güven olacaktır. Bu öyle bir güven ki kendisine emanet edilen milli iradeyi zamanı geldiğinde sahibine, yani millete teslim edeceğine dair şüpheye mahal vermeyecek. Altılı Masa adayını bu şekilde belirleyebilirse eğer, muhalefetin ortak bir aday çıkarabilmesi için farklı ittifakların birbirleri ile görüşmelerine de gerek kalmayacak zira bu şekilde zuhur eden aday, bizzat kendisi diğer ittifaklarla diyalog kurabilecek, onların da adayı olmaya talip olabilecek ve yüksek ihtimalle de olacak. Altılı Masa’nın her bir lideri geçmiş 5 yıllık zaman zarfında birçok kez sınandı. Akşener önce zor zamanda meydan okudu, sonra iftiraların en çirkinleri ile sınandı ama durduğu yerden milim kıpırdamadı. Davutoğlu ve Babacan konforları bozulmadan bu düzen içerisinde kalabilirler ve bir elleri yağda diğeri balda yaşayabilirlerdi ama onlar da her türlü hakarete maruz kalma pahasına düştüler yola. Karamollaoğlu ise kendisine maddi-manevi tüm kapılar açılmasına rağmen hepsini elinin tersiyle itti. Kemal Kılıçdaroğlu, feleğin çemberinden geçti, birkaç kez canıyla sınandı lakin geri adım atmak şöyle dursun hep üstüne üstüne yürüdü zulmün. Ve Kürtler, siz olmasanız, sizin dirayetiniz olmasa Türkiye bunca zulme rağmen ayakta kalabilir miydi? Sizlerin o zarif ve keskin iradeniz olmasaydı 2019 yılında, gelebilir miydik bu günlere? Zindanlarda akıp giden yıllarınız hiç şüphesiz boşuna olmayacak. Hiç şüphesiz barışı, kardeşliği ve demokrasiyi el ele inşa edeceğiz. Bu yolda size yoldaşlık etmek biz Türklerin boynunun borcu. Sabır. En zoru da bu, bunca zulme karşı dinamik bir sabır. Cesaretle sınanmış ve umutla bilenmiş bir sabır. Kolay kurulmadı bu masa, bir hikâyesi var. Muhalefet bu günlere kolay gelmedi. Nefsani arzular peşinde heba edilemeyecek kadar değerli bir hikâye, büyük bir sorumluluk bu. Bittiğinde, daha önce eşi benzerinin olmadığını tüm dünya haykıracak, tarih yazacak. Az kaldı, 2022 yılının Ekim ayından itibaren bu hikâye yavaş yavaş bir destana dönüşecek ve kendini aşarak tüm Türkiye’yi kucaklayacak.
Altılı Masa: Hikâyeden destana…
Politikyol
Adayın masadan çıkacağına şüphe duymamakla birlikte masada oturanlardan birisi olmaması gerektiğini ve olmayacağını düşünüyorum. Eşitler arası bir ilişkide birinin ön plana çıkması, diğer liderleri kadük hale getiriyor.
Altılı Masa’nın zemini güçlendirilmiş parlamenter sistem, tahayyülü ise Cumhuriyet’i yüzüncü yılında demokrasi ile taçlandırmak. Bunlar birbirine göbeğinden bağlı iki büyük hayal. Üstelik artık yıldızlar kadar uzak sayılmazlar.
Parlamenter sisteme geçmeden demokrasi hayalleri kurmak anlamsız. Tek başına Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak yetmiyor. Seçimlerde muhalefet parlamento çoğunluğunu da net bir şekilde elde etmeli. Bu da muhalefet partilerinin kendi içlerinde rekabete tutuşarak, bileşik kaplar gibi, oyların birinden diğerine akmasıyla olmaz. Cumhur İttifakı ile rekabet etmeli ve oradan oy almaya çalışmalılar. Bir yandan adayın söylemini inşa ederken diğer yandan da partilerinin ve liderlerinin millet nazarındaki sözlerinin ağırlığını yükseltmek zorundalar.
Lakin hal bu iken denklemi olması gerekenin tersi istikamette, iktidarın dili ile kurduğumuzu düşünüyorum. Sürekli aday tartışmaları içinde boğuluyoruz. Altılı Masa’nın nasıl tahkim edileceği meselesinde ise partizanca söylemlerin veya sığ tartışmaların ötesine geçemiyoruz. Oysa adaydan daha mühim olan, Altılı Masa’nın bizatihi kendisi ve güçlenmesi.
Altılı Masa, bileşenlerinin niceliklerinden bağımsız olarak nitelik temelinde kuruldu. Her bir koltuk, seçmendeki karşılığına bakılmaksızın diğeri ile eşit sayıldı. Masada, memleketin farklı renklerine, o renklerin farklı tonlarına elden geldiğince yer açıldı. Eksikleri elbette var, ama iktidarın kutuplaştırma siyaseti ile yan yana konulduğunda, varlığının bile başlı başına bir meydan okuma olduğu ortada. Bunu daima aklımızda tutmamız lazım. Kendimi de içine katarak söylüyorum, her bir kesim masaya kendi rengini, kendi tonunu vermek istiyor olabilir, masayı bunca cazip kılan biraz da bu zaten. Fakat bunu bitişli ve birinin kazanacağı diğerlerinin kaybedeceği bir yarış olarak görmeye başladığımızda masa, kendisini kuran mantığı yok etmeye başlıyor. İşte bu nedenle o masada oturmanın değil, o masaya bakmanın bir adabı olması ve o adabın da birlikte oluşturulması gerektiği konusunda anlaşmalıyız.
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi