Almanya seçimlerinin ardından: siyasal kültürümüzü yeniden düşünmek
Politikyol
Seçim sürecinde Almanya’nın NATO’daki rolü Sol Parti ile SPD ve Yeşiller arasında tartışılırken, vergi politikaları ise FDP ile diğer sol partiler arasında tartışıldı. Toplum her partinin tezini detaylıca duyma fırsatına sahip oldu.
Almanya’da eylül ayında gerçekleşen genel seçim süreci, sadece seçim sonuçlarıyla değil, seçim öncesinde partilerin ilkelerini ilan etmesiyle ve seçim sonrasındaki müzakere süreciyle de dikkat çekiciydi. Seçim sonuçlarının ve koalisyon denklemlerinin gölgesinde kalsa da Almanya’daki genel seçim süreci özellikle Türkiye siyaseti için dersler barındıran ve siyasal kültür üzerine yeniden düşünmeyi tetikleyebilecek bir süreç oldu.
Almanya’da seçim sürecindeki ilk dikkat çekici husus, tüm siyasi partilerin seçim öncesi süreçte detaylı, 4 yıllık süreçte neler yapacaklarını detaylı şekilde açıkladığı bir yol haritası ilan etmesiydi. Partiler politik haritalarını ilan etmekle kalmayıp, bunlar üzerinden karşılıklı olarak zengin ve yapıcı tartışmalara da girdi. Sözgelimi Almanya’nın NATO’daki rolünün ne olacağı konusu Sol Parti ile SPD ve Yeşiller arasında tartışılırken, vergi politikalarında nasıl bir değişikliğe gidileceği konusu özellikle FDP ile diğer sol partiler arasındaki tartışmaların odağındaydı. Eğitim, sağlık, savunma, dış politika, dijitalleşme ve akla gelen hemen her konu, seçime giden süreçte kamuoyu önünde tüm partiler tarafından açıkça tartışıldı ve toplum, her partinin tezini detaylıca duyma fırsatına sahip oldu.
SONDAJ GÖRÜŞMELERİ
Almanya seçim sürecindeki ikinci temel husus, koalisyon görüşmelerinin yürütülme metoduydu. SPD, Yeşiller ve FDP koalisyon görüşmelerine başlamadan önce, “sondaj görüşmeleri” denilen ön görüşmeleri yürütüp, bir koalisyon için gerçekçi bir zemin olup olmadığını yokladı. Tüm partiler tarafından temel ilkeler ve kırmızı çizgiler ortaya konuldu, varılan uzlaşıyla ortaya çıkan ortak ilkeler üzerinden derinleşecek bir koalisyon pazarlığının başlayabileceği ilan edildi. Ve koalisyon görüşmelerinin yürütülmesi için 7 ana başlık altında 22 çalışma grubu oluşturulurken, 300’e yakın siyasetçi de koalisyon görüşmelerinin yürütülmesine katıldı. Yaklaşık 1 ay süren koalisyon görüşmeleri, önümüzdeki 4 yıl boyunca hangi politikaların izleneceğini ve hangi yasal düzenlemelerin hayata geçirileceğini özetleyen 177 sayfalık detaylı bir koalisyon protokolü ile sonuçlandı.
Buraya kadar anlatılan süreçler, politik karar alma süreçlerinin anlık ve vaka temelli geliştiği, lider odaklı sonuçlandığı Türk siyasi kültürüne oldukça yabancı gelecek detaylar. Bununla birlikte, siyasal rejimi köklü şekilde değiştirme iddiasını taşıyan muhalefet partilerinin, Almanya’daki seçim sürecinden alabileceği bazı ilhamların olduğu da açık. Sözgelimi Millet İttifakı’nın ve Millet İttifakı ile yürüyebilecek muhalefet partilerinin bir araya gelerek önümüzdeki 4 yıla dair detaylı bir yol haritası hazırlayarak bunu topluma ilan etmesi, muhalefeti hem iktidara gelmeye daha hazırlıklı hale getirecektir hem de seçmendeki soru işaretlerine bir yanıt olacaktır. Öte yandan muhalefet partilerinin ilkeler üzerinden bir müzakere yürütmesi, muhalefet blokunu ilkeli ve sınırları spesifik hale gelmiş bir zemine oturtacaktır. Muhalefet blokunun ilan edeceği kapsamlı bir politika metni, demokrasiye geçiş takvimi ve programı niteliği de taşıyacağından tüm partilere önemli bir sorumluluk da yükleyecektir.
Türk siyasetinin ve siyasetçi elitinin Almanya seçiminden alabileceği bir diğer ilham konusu ise, politika üretme süreçlerinin olabildiğine geniş bir zemine yayılması ve liderlerin etki alanıyla sınırlı kalmaması. Muhalefet partileri, resmi görüşmeleri genel başkanlar ve genel başkan yardımcıları düzeyinde sürdürürken, milletvekilleri ve parti yöneticileri düzeyinde oluşacak çalışma gruplarıyla bu görüşmelerin ilkesel zeminini güçlendirmeyi ve siyaseti lider etkisinden çıkartarak parti tabanına yaymayı deneyebilir.
Şüphesiz her ülkenin siyasal kültürü, kendi tarihsel dinamikleriyle ve gerçeklikleriyle şekilleniyor. Bununla birlikte her toplumsal kavramda olduğu gibi siyasal kültürde de stabil, dönüştürülemez bir nüveden bahsetmek mümkün değil. O halde, Türkiye’yi dönüştürme ve AKP sonrasında kapsamlı bir restorasyona sokma iddiasında bulunan bir muhalefet, işe siyaset üretme metotlarını ve karar alma süreçlerini bilindik yollardan sıyırarak, yenileyerek başlayabilir. Alışıldık ezberlerin dışına çıkarak üretilecek bir muhalefet tarzı, kapsamlı bir politik dönüşümü sağlayıcı bir iktidar için de umut kaynağı olacaktır.
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi