Algıya değil olguya bakılmalı
Politikyol
İktidar 20 Aralık sonrasında döviz düştü algısı yaratsa da gerçek bunun tersidir. Bugün insanlar hala dolar almaya devam etmektedir. DTH hesaplarındaki artış bunun işaretidir.
20 Aralık’ı takip eden günlerde döviz fiyatlarında yaşanan düşüş, kamuoyunda Cumhurbaşkanı’nın moral üstünlüğü yeniden aldığı şeklinde bir okuma ile karşı karşıya kaldı. Özellikle ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin ilk günlerdeki tepkisizliği bu algıyı pekiştirmiş olabilir.
Peki bu gerçek mi yoksa bir algı mı?
Bu durumun bir gerçek değil algı olduğunu en rahat biçimde sokağa indiğinizde görüyorsunuz.
Buna geçmeden önce siyasi tarihimizden iki örnek vermek istiyorum.
İlki 1999 yılından. O yıl yapılan seçimde CHP baraj altında kaldı.
Peki bunun nedeni neydi?
Neden sadece Öcalan’ın yakalanması mıydı?
Yoksa 1999 seçimleri öncesi CHP Genel Başkanı Sayın Baykal’ın dönemin hükümetine dışarıdan desteğine rağmen günlük piyasaları etkileyen demeç ve tavırları mıydı?
Bütün bu açıklamalar orta ve alt gelir grubunun önemli ölçüde piyasalarda kaybetmesine neden olmuştur. O dönem kaybeden kişiler artık alenen Sayın Baykal’ın piyasa ile oynadığını, zira kendisinin de borsada oynadığını söylüyor ve buna inanıyorlardı.
Ve 1999 seçimlerinde CHP’nin en güçlü seçmen gruplarından biri olan beyaz yakalı kesim partiye küstü ve partiyi cezalandırdı.
Ben 1999 seçimlerinde CHP’nin baraj altı kalmasında Baykal’ın bu açıklamalarının önemli olduğunu düşünenlerdenim.
İkinci olay ise 2002 seçimlerinde DSP’nin açıklanmaya muhtaç trajik düşüşüdür.
1999 seçimlerinde yüzde 22’ye yakın oy alan parti 2002 seçimlerinde neredeyse yüzde 1’e düşmüştür.
Bu trajik düşüşün temel nedeni de 2001 ekonomik krizidir. Bu krizde batan bankalarla birlikte dövizdeki oynaklığın da etkisi vardır.
Bu iki tarihsel andan bugüne dönersek; AKP dövizde müthiş bir yükselişe izin vermiş ve dolar 18’i, Euro 20 lirayı geçmiştir. 20 Aralık akşamı Erdoğan’ın yaptığı açıklama ile de o gece dolar 10-11, euro 12 liraya kadar düşmüştür.
Bir günde yaşanan bu düşüşte parası ve içerden bilgisi olan kazanmış, daha çok para kazanmayı uman ve dolar 14-15 iken alan küçük yatırımcı kaybetmiştir.
Ancak gördük ki, 20-21 Aralık’ta yaşanan düşüş kalıcı olmamıştır. Dolar 14’e, Euro 16 liraya yaklaşmıştır. İkincisi dolar fiyatı 10-11 liraya düştüğünde bile doların değeri Türk Lirası karşısında halen yüksekti.
Doların 8 liradan önce 18 liraya yükselip, bugünlerde 14 lira civarında olması Tük Lirasının dolar karşısında değer kaybettiğinin işaretidir. Yani dolar değer kaybetmemiş, lira karşısında değer kazanmış, kazanmaya devam etmektedir.
İşin komedisi ise “dolar 7-8-9 TL olacakmış, çok beklersiniz” diyerek muhalefetle dalga geçenler, dolar 14 TL olmuş ve şimdi de “20-25 TL olacakmış” diyerek halkın aklı ile dalga geçmektedirler.
Gerçek budur.
Bugün insanlar hala dolar almaya devam etmektedir. DTH hesaplarındaki artış bunun işaretidir.
Döviz alımı o kadar yaygın ki; insanlar aylık gelirini dahi dövize yatırmakta ve belki de gelecek gelir ile herhangi bir faturayı ödemeyi düşünürken var olan da vatandaşın elinden gitmiştir.
Geçenlerde duyduğum bir anekdotu paylaşmak isterim. Yurt dışında yaşayan bir akrabasının eylül ayının son günlerinde 88.000 bin TL’lik bir borca karşı bıraktığı 8.600 Euro’nun zamanı gelince borcu ödemek için bozdurduğunda 2.800 Euro eksik bozdurduğunu ve parayı iade ettiğini anlattı. Ülkenin kaybını düşünebiliyor musunuz?
Sanayici farklı mı? İhracat yapan sanayiciler dahi olaydan şikâyetçiler. Zira dövizdeki oynaklıktan dolayı ithalatçı firmalar kendilerinden indirim istemekteler. Oysa ki bugünden yarına, farklı döviz kuru nedeniyle sanayici zarar etmeyle karşı karşıya kalmaktadır. Zaten üretim girdilerinin yaklaşık yüzde 70’nin ithal yani döviz ile alındığını gerçeğini unutmamalıyız. Sanayicinin işçilik girdisinin TL olması nedeniyle de iş barışının bozulduğu görülmektedir.
Esnafın durumunu herkes yazmakta. Yolda değişen fiyatlar. Enflasyon nedeniyle sattığını yerine koyamamak ve eriyen sermaye.
Özetle döviz ve ona bağlı olarak yatırım enstrümanlarındaki oynaklık sonucu en çok kaybeden kesim kim ne derse desin; orta ve alt gelir gruplarındaki kesimlerdir. Bu blok içinde önemli bir kesim AKP seçmenidir.
Ve bu seçmenlerin öfkesi sokakta, pazarda, çarşıda hissedilmektedir.
Evet iktidar 20 Aralık sonrasında döviz düştü algısı yaratsa da gerçek bunun tersidir. Toplumda uğranılan zarardan dolayı büyük bir öfke var. Kabul edelim ki, bu kesimlerde; AKP’nin bilinçli olarak bazılarını zengin etmek için 20 Aralık operasyonunun yaptığı, hatta daha da ileri giderek son vurgunlarını yaptıkları düşüncesi hakimdir.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Marmaray'da bir kişi intihar etti