Mevcut veriler ışığında bakılırsa AK Parti’yi çok zorlu bir süreç beklediğini söylemek mümkün olacaktır. İktidar partisi kurulduğu ilk günden bu yana yapılan seçimler ve anket ortalamalarına bakıldığında %30,8 oranıyla en düşük seviyede. Ekonomik gelişmeler Türkiye’de seçim sonuçlarına etki eden önemli bir faktör olmuştur ancak ekonomik gelişmeleri seçim sonuçlarına etki eden tek değişken olarak açıklamak mümkün değil. Türkiye’de iktidar partilerinin ekonomik göstergelerin olumsuz yönde seyrettiği, kriz ortamının oluştuğu dönemlerde ciddi oy kaybettiği seçimler yaşandı. Birkaç örnek verecek olursak; Anavatan Partisi 1987 seçimlerinde %36 oy oranı ile birinci parti olmuşken 1991 seçimlerinde gelindiğinde Anavatan partisi %12 oy kaybederek ikinci parti konumuna gerilemiştir. 1999 seçimlerinde %22 oy oranı ile iktidara gelen DSP, 2002 seçimlerinde ancak %1 oy oranına ulaşabilmiştir. 2007 seçimlerinde %47 oy oranı ile tek başına iktidara gelen AK Parti 2008 ekonomik krizinin etkileriyle 2009 yerel seçimlerinde %11 oranında oy kaybetmiştir. Ekonomik veriler, oy verme davranışlarına belirttiğimiz üç seçimde ciddi etki etmiş görünmekte. Yaşanan ekonomik darlıklar iktidar partilerinin oy oranlarını ciddi anlamda geriletme hatta DSP örneğinde görüldüğü üzere yok etme gücüme sahip. Bugün Türkiye’de 20 yıldır ülkenin idaresini kesintisiz olarak devam ettiren AK Parti yönetimi de ekonomik zorluklar içerisinde iktidarını sürdürmeyi hedefliyor. 2015 Ocak ayından bugüne kadar yapılmış genel seçim anketleri aylık olarak derleyip bazı iktisadi göstergelerin regresyon modeliyle AK Parti’nin oy oranında ne kadar etkili olup olmadığının ölçmek hedefleniyor.
  • Dolar Kuru
  • Aylık Enflasyon Oranı
  • Yoksulluk Oranı
  • Tüketici Güven Endeksi
  • Demokrasi Endeksi
Yukarıda belirtilen göstergeler ile AK Parti oy oranı arasındaki ilişki ekonomik gelişmelerin AK Parti oyları üzerinde ne kadar etkili olduğunu açıklamak açısından fikir verecektir. Tabii iktidarın ekonomi politikaları haricindeki gelişmeler de meydana gelmiyor değil. Takip edilen 2015 Ocak- 2022 Şubat aralığında iç politikada ve dış politikada AK Parti’yi olumlu yönde etkileyen gelişmeler de oldu. 2015 Kasım seçimleri öncesinde yaşanan kaos ortamı %9 civarında seçmeni ekonomide kayda değer bir değişim gözlenmemesine rağmen AK Parti’ye yöneltmişti. 2016 yılının 15 Temmuz’una gelindiğinde yaşanan darbe girişimi de AK Parti’nin ekonomik göstergelerden bağımsız olarak oy artırdığı bir süreci doğurmuştu. 2020 Eylül-Kasım döneminde de Azerbaycan-Ermenistan savaşında hükümetin Azerbaycan’ın arkasında durması ve destek vermesi AK Parti’nin oylarındaki düşünün durmasını hatta bir miktar artmasını sağlamıştı. Grafikte bazı ekonomik ve ekonomiye etki eden faktörlerin 2015 Ocak ayı ile 2022 Şubat ayı arasındaki değişimi gösterilmiştir. Bu veriler ışığında AK Parti’nin ciddi bir erime sürecine girdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. 2015-2022 Şubat sürecinde AK Parti’nin maksimum eriştiği oy oranı %55,3, en düşük oy oranı ise 2022 Şubat ayının ortalaması %30,8 olmuştur. AK PARTİ OY ORANI-DOLAR KURU AK Parti’nin oy oranındaki değişim ile dolar kurunda yaşanan artış arasında korelasyon analizi yapıldığında ortaya -0,82 sonucu çıkmakta. Dolar kurunda yaşanan artışın AK Parti oylarında ciddi bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. 2015-2022 döneminde dolar kurunun çok en fazla hareketlendiği iki dönem bulunuyor.
  1. 2018 Ağustos Ayı (Rahip Brunson Krizi)
  2. 2021 Eylül-Aralık Dönemi
Her iki dönemde de AK Partinin oylarındaki değişime bakılırsa oylarında düşüş trendi gözlenecektir. 2018 Temmuz ayında %46 seviyesinde iken 2018 Eylül ayına gelindiğinde bu oran %42,8’e düşmekte. 2021 yılında yaşanan dolar kuru hareketliliğine bakıldığında da 2021 Ağustos ayında %34 civarında bulunan AK Parti oyları 2022 Ocak ayında %31’e gerilemiş durumda. Dolar kuru hareketliliği AK Parti oyları üzerinde etkili bir değişken olarak duruyor ve bundan sonra yaşanacak süreçte de iktidar partisinin oyları üzerindeki etkinliği sürecek. AK PARTİ OYLARI VE ENFLASYON Enflasyon, Türkiye toplumunun oldukça yakından tanıdığı ve yaşadığı bir gerçeklik. AK Parti iktidarından önceki süreç incelendiğinde Türkiye’de çift haneli enflasyonun hüküm sürdüğü hatta 1994’te %125,49 oranının görüldüğünü söylemek mümkün. Bu enflasyonist ortamda yapılan seçimlere göz atıldığında 1987-1999 döneminde yapılan 4 genel seçimde 4 ayrı partinin sandıktan birinci çıktığını ve her seçimde birinci olan partinin değiştiği görülüyor. Peki AK Parti hükümetleri döneminde de enflasyon oy oranları üzerinde 1990’lı yıllar kadar etkili oldu mu ya da olmakta mı? Enflasyon oranı ile AK Parti’nin oy oranı arasında yapılan korelasyon analizinde -0,56 sonucu elde ediliyor. Enflasyonun da AK Parti’nin oy oranı üzerinde olumsuz etkisi bulunuyor ve son 2021’in kasım ayından itibaren aylık enflasyonun hızla yükseliyor olması (2021 Aralık: %13,58) , (2022 Ocak: %11,1) AK Parti oylarındaki enflasyon etkisini daha da artıracaktır. İktidarın enflasyon ile mücadele kampanyaları yürütmesi, ekonomi yöneticilerinin enflasyon konusunda topluma itidal çağrılarında bulunması toplum tarafından satın alınmıyor olacak ki iktidarın oyu devamlı aşağı yönlü hareket etmekte. Türkiye’de en son 2018 Aralık ayında eksi enflasyon gerçekleşmiş ve bu tarihte 26 ay öncesine tekâmül etmekte. 26 ay önce AK Parti’nin oy oranı %42,3 seviyesinde iken 2022 Şubat itibariyle %30,8 olarak ölçülüyor. AK Parti oylarındaki enflasyon baskısı her geçen ay etkisini biraz daha artırmakta. AK PARTİ OYLARI VE YOKSULLUK ORANI İLİŞKİSİ AK Parti’nin kuruluşunda ve iktidarının ilk günlerinde mücadeleyi esas aldığı üç unsur vardı. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Yoksullukla mücadeleyi iktidara gelirken hedefine koymuş AK Parti’nin 2015-2022 arasında yoksulluk karnesine bakıldığında pek iç açıcı bir tablo görülmemekle beraber artan yoksulluğun, yoksullaşan halkla AK Parti arasında mesafe açtığını söylemek mümkün olacaktır. AK Parti oylarıyla yoksullaşma arasında -0,90 oranında ters ilişki bulunuyor ve yoksullaşmanın AK Parti oylarında direkt olarak etkisi olduğu görülüyor. 2015’te %14,3 olan yoksulluk oranı 2021’de %16,1 oranına yükselirken 2015’te %46 olan AK Parti oyları 2021 sonunda %31’e gerilemiş durumda.
Enflasyon oranı ile AK Parti’nin oy oranı arasında yapılan korelasyon analizinde -0,56 sonucu elde ediliyor. Enflasyonun da AK Parti’nin oy oranı üzerinde olumsuz etkisi bulunuyor.
AK Parti açısından yoksullaşmanın en tehlikeli olan kısmı oy aldığı seçmeninin özellikle Anadolu’da önemli bir kısmının yoksulluk sınırında veya yoksulluk sınırına yakın bir gelire sahip olması. Ekonomide yaşanan negatif gelişmelerin AK Parti’nin omurgasını oluşturan seçmen tarafından direkt olarak hissediliyor olması iktidar partisi açısından oy kaybının hızını artırabilecek en büyük faktör olarak duruyor. Önümüzdeki süreçte yoksullaşma iktidarın en çok zorlanacağı ve çözüm getirebilmesi için birden fazla alanda mevcut politikalarını terk etmesini gerektirecektir. AK PARTİ OYLARI VE TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ Ekonomik, hukuksal ve politik gelişmeler gelecek için yapılan planlar için mihenk alınan kriterlerdendir. Yatırım yapmak isteyen insanlar veya kişisel ekonomileri için planlamalar yapmak için insanlar içerisinde bulundukları devletin işleyişi ve muhtemel gelişmeleri göz önünde bulunduruyorlar. Tüketici güven endeksi de mevcut mali durumun değerlendirmesi ve gelecek için beslenen umudu temsil eder niteliktedir.
AK Parti açısından yoksullaşmanın en tehlikeli olan kısmı oy aldığı seçmeninin özellikle Anadolu’da önemli bir kısmının yoksulluk sınırında veya yoksulluk sınırına yakın bir gelire sahip olması.
Tüketici güven endeksi iktidara verilen bir not olarak değerlendirilebilir. AK Parti’nin oylarının tüketici güven endeksi ile arasındaki korelasyon incelendiğinde 0,8’lik pozitif korelasyon çıkmakta.  Toplumun geleceğe dair umutları arttıkça ve mevcut mali durumdan mutlu oldukları sürece iktidarın oy oranında artış gözlenmekte. Mali tabloda olumsuz bir sonuç olduğunda ise AK Parti oyları bu durumdan olumsuz etkileniyor. 2022 Şubat ayı itibariyle tüketici güven endeksi 2015’ten bu yana en düşük sevilerde görülmekte. İktidar henüz ne mevcut mali durum ile nede geleceğe dair bir umutla topluma güven aşılayabilmiş görünmüyor. AK PARTİ OYLARI VE DEMOKRASİ ENDEKSİ Sivil özgürlükler ve temel siyasi özgürlüklere saygının esas alındığı demokrasi indeksi ile AK Parti oyları arasında 0,58’lik pozitif ilişki bulunuyor. Demokratik gelişmelerde yaşanan olumsuzluklar AK Parti’nin oy oranına olumsuz yönde etki ederken demokratikleşme hareketleri AK Parti’nin oylarında olumlu bir etki yapmakta. Yalnız 2016 Temmuz ayını mihenk aldığımızda ters bir durum gözümüze çarpmakta. 2016 Haziran ayında %48,7 oy oranına sahip olan AK Parti oylarını 2016 Eylül ayında %54,7 oranına yükseltmekte. Aynı dönem içerisinde demokrasi endeksine bakıldığında ise 49,52’den 49,09’a düşüş tespit edilecektir. 15 Temmuz 2016 darbe girişimin AK Parti oylarına ciddi anlamda olumlu yönde etki ettiği süreçte Türkiye’de OHAL’in ilanı demokrasi endeksinde gerilemeyi beraberinde getirmiş ve 3 aylık süreçte demokrasi endeksi ile AK Parti oyları arasında negatif bir ilişki ortaya çıkmıştır. 3 aylık sürecin ardından ise AK Parti’nin oy oranı ile demokrasi endeksi arasındaki ilişki normal akışına dönmüştür. AK PARTİ OYLARININ GELECEĞİ Mevcut veriler ışığında bakılırsa AK Parti’yi çok zorlu bir süreç beklediğini söylemek mümkün olacaktır. İktidar partisi kurulduğu ilk günden bu yana yapılan seçimler ve anket ortalamalarına bakıldığında %30,8 oranıyla en düşük seviyede. İktidar açısından oy oranındaki azalmanın çok güçlü bir süreklilik gösteriyor olması AK Parti’nin önümüzdeki süreçte oy oranında yukarı yönlü bir değişimi tetikleyecek adımlar atacağının işaretini veriyor. AK Parti önümüzdeki süreçte ekonomik zorluklarla mücadele ederken ciddi oy kayıpları yaşayan partisini ve örgütünü de motive etmekte zorlanabilir. Hiç şüphesiz ki bir önceki genel seçimde %42,6 oy oranı elde etmiş bir siyasi parti için bugün %30 oy oranı telaffuz ediliyor ve bazı anketlerde de ikinci parti olarak görülmekte. Bu durum parti içerisinde moral ve motivasyon kaybına yol açabilir. AK Parti için bir diğer kötü haber ise eskiden beraber çalıştıkları Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın yeni oluşumlarla siyaset sahnesine geri dönmesi. Hatta bu isimler parti kurmakla kalmadı ve Millet ittifakına eklenmek üzereler. Yeni seçim kanunu teklifi ile bu iki partinin etkinliği azaltılmaya çalışılıyor olsa da halk nezdinde ‘’başarılı bir ekonomi bakanıydı’’ algısı olan Ali Babacan’ın ekonominin olumsuz yönleriyle gündemde olduğu bugünlerde muhalefette ikamet ediyor olması AK Parti açısından büyük bir handikaptır. 1987-1999 arasında yapılan dört farklı genel seçimde ekonomik istikrarsızlık nedeniyle dört faklı partinin birinci parti olduğu gerçeğini yazının ilk satırlarında ifa etmiştim. AK Parti’nin o dönemki partiler kadar hızlı bir erime süreci yaşaması şu anda görünen bir ihtimal değil. Sonuçta 11 milyonun üzerinde üyesi bulunan, hala daha birçok belediyeyi elinde bulunduran ve 2021 yılı itibariyle 2,5 milyon aileye düzenli olarak yardım sağlayan bir iktidar var. Ankara’da Ocak ayında memurlar ve asgari ücretliler için enflasyon oranının üzerinde zam yapılacağı iddiaları konuşuluyor. AK Parti hükümetinin çalışan kesimi enflasyona karşı zamlarla destekleyip 2023’ün ilk çeyreğinde ekonomik anlamda rahatlama oluşturması oy oranında yükselme sağlayabilecek bir plan olabilir.