Ah şu ilkeler olmasa
Politikyol
İlkelere sadık kalmak, sizi güvenilir biri yapar. İnsanlar bilir ki, bu kişi ilkeleri doğrultusunda hareket eder, esen rüzgâra göre yön değiştirmez. Bu durumda belki zarar görebilirsiniz, ancak ilkeli insan kimliğiniz değişmez.
Düşmanına benzersen, kazansan da aslında kaybettin demektir. Kılıçdaroğlu’na ilk turda oy verenlerin tek ortak noktası Tayyip Erdoğan karşıtlığı değildi. Hukuktan, adaletten ve barıştan yana olan her kesimden oy alan bir lider olarak Kılıçdaroğlu’nun başta mülteciler ve kayyım politikası olmak üzere hafta başındaki Makyavelist kayışı eleştiriyle karşılandı. Oysa hepimiz biliyoruz ki amaca ulaşmak üzere her türlü araca başvurmak uygun değildir.
İlkelerden bu kadar kolay vazgeçebilmek ve muarızına benzemek, doğrusu iki açıdan korku sorusu yaratıyor. İlk olarak, aslı varken bu fotokopi proto-faşizmin gerçekten alıcısı olur mu? Bunun MHP’si var, Süleyman Soylu’su var, Mehmet Ağar’ı var, Muharrem İnce’si var, Sinan Oğan’ı varken neden milliyetçi oylar Kılıçdaroğlu kararı versin? İkinci planda ise, mülteciler konusunda Ümit Özdağ’ın politikasını benimsemek, başka insan hakları konularında da bulaşıcı etki gösterir mi? Öyle ya, mülteci hukukundan bu kadar kolay vazgeçebilenin başka özgürlüklerden de şartlar öyle gerektirdiğinde kolaylıkla vazgeçebileceğini düşünemez miyiz?
Ümit Özdağ ile imzalanan protokol konusunda bir de özellikle Kürt seçmeni çokça rahatsız eden kayyım atfı var. Protokole göre, iktidar kafasına göre canının istediği yere kayyım atıyor, seçilirse Kılıçdaroğlu yargı kararına bakarak kayyım atayacak. Buradaki esas hukuki ve siyasi sorun o ki, belediyelere İçişleri Bakanlığı ya da valilikler tarafından kayyım atanması bir olağanüstü hâl önlemi olarak getirilerek Belediyeler Kanununa eklenmişti. Bu olağanüstü önlem, Anayasa’nın 127. maddesine aykırı olarak bir olağan önleme dönüştürüldü. Kılıçdaroğlu, bu hukuksuzluğa baş eğerek aslında kapatmayı planladığı cehennem kapılarını ardına kadar açıyor olabilir.
Bu dönüş, Kılıçdaroğlu’na destek verdiği, hem de ilk tur sonuçlarına göre çok güçlü şekilde destek verdiği netlikle görülen Kürt seçmen üzerinde bir gerilim yaratıyor. Buna karşın, Ümit Özdağ’ın milliyetçiliğine sürüklenerek kaç oy devşirileceği hiç belli değil. Kılıçdaroğlu bunu ne pahasına yaptığını mutlaka iyi düşünmüştür, ama hatalı karar sadece Kılıçdaroğlu’nun hanesine yazılamaz. Mutabakatın imzası sırasında çekilen fotoğraflarda Selin Sayek Böke ile Faik Öztrak da var. Başka hangi danışmanların bu tavsiyede bulunduğunu da öğreneceğiz.
Esas sorulması gereken ve gündem yapılması gereken sorulara geçelim; zira bir seçmen olarak yanıtları derhal öğrenmek istiyorum. Tam olarak kaç seçmen var? Bunların kaçı son 2-3 yılda vatandaşlık verilen seçmenler? İlk turda kaç tane aslında olmaması gereken sahte oy kullanıldı? Yüksek Seçim Kurulu hâlâ neden sandık bazında seçim sonuçlarını internetten yayınlayamıyor? Bu konuda neden YSK üzerinde bir baskı oluşturulmuyor? İlk turda yapılan itirazların akıbeti ne oldu? Seçim sonuçlarının ve ıslak imzalı tutanakların sisteme girilememesi gerekçesi olarak açıklanan AKP itirazları nasıl sonuçlandı? Buna karşın, CHP’nin itirazda bulunduğu sandıklarda sonuç değişti mi? Bu soruların yanıtlarını tüm aramalarıma rağmen hâlâ bulabilmiş değilim. İş işten geçtikten sonra yanıtlar ne kadar işimize yarar bilemem. Hala vakit varken bu yanıtların gündeme getirilmesinin muhalefete yarar sağlayacağını düşünüyorum.
Son olarak, ilkesel duruşun önemine değinmek isterim. İlkelere sadık kalmak, sizi güvenilir biri yapar. İnsanlar bilir ki, bu kişi ilkeleri doğrultusunda hareket eder, esen rüzgâra göre yön değiştirmez. Bu durumda belki zarar görebilirsiniz, ancak ilkeli insan kimliğiniz değişmez. Aksi durumda belki kazanırsınız ama bu gerçekten de kazanmak mı oluyor? İlkelerden feragat edince, Erdoğan’ın yaptığı gibi montaj videolar da hazırlayabilirsiniz, iftiralara sığınabilirsiniz, rakibinizi mezhepsel ya da etnik kimliğiyle yargılayabilirsiniz. Bu seviyeye düşmemek gerekiyor.
Siyasal iletişim açısından son bir haftanın, hatta son üç günün çok önemli olduğunu söylerler. Hâlâ vakit var. Çalışmaya devam edelim ve ilkelerimizle kazanalım. Kazanmak için her yol mübah değildir.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı