Ermeni soykırım iddialarını savunanlara öfke kusan grupların en tipik savunması nedir? “Osmanlı savaştaydı. Ermeniler de tam bu esnada ayaklandılar. Bu karşılıklı bir kıyımdır”. Peki Sırplar aynı savunmayı yapsa ne cevap vereceksiniz? Srebrenitsa’yı bu topraklarda yaşayan herkes bilir. Bugünkü yazımda amacım bu soykırımı anlatmak değil, başka soykırımlara sessiz kalma konusundaki tutumumuzu değerlendirmek. Belki bir yüzleşme yazısı olur. BU DAHA ÇOK OY GETİRİYOR Hatırlarsınız İsrail ziyareti sırasında Mevlüt Çavuşoğlu soykırım anıtı Yad Vashem’i ziyaret etmiş, orada Holokost konuşulurken araya Srebrenitsa’yı “sıkıştırmıştı”. Ben de yazımda bunu eleştirmiştim. Bu yüzden bu yazımın bir Holokost yazısı olmadığını baştan belirteyim. Çünkü aynı şeyi yapmayı yani bir halkın acısına ötekinin acısını eğretilemeyi etik açıdan doğru bulmuyorum. Doğrudan bu örnek bile bizim için yeterli ama sayısız kere görmüşsünüzdür ki Bosna’da yaşanan bu soykırım, siyasal İslamcıların en işlevsel kullandıkları konulardan biridir. Holokost’u konuşsak “Canım şimdi o tabii öyle ama ya Srebrenitsa” diyerek top çevirmelerinden belli. Sosyal medyada dikkat ederseniz sağcısından solcusuna herkes en az bir cümle yazdı bu hafta Srebrenitsa için. Eğer bu gerçekten farkındalığı arttırmayı başardığımız anlamına geliyor ise ne mutlu. Fakat bu kadar naifçe bakamıyorum maalesef. Bunun Türkiye’deki Boşnakları hoş tutmakla alakası var gibi geliyor bana, bir de yıllardır ilmek ilmek işlenen Balkanları güya yeniden “İslamlaştırma” aslında AKPlileştirme siyasetiyle ilgili. Bunun ekonomik, mali ve siyasal yönü basit bir internet araştırmasıyla bile öğrenilebilir. Bunlara girmeyeceğim çünkü odak noktam bu değil. Ben daha çok siyasal İslamcı ideolojinin böyle bir katliamı dahi projesine malzeme etmesiyle ilgileniyorum. “Ne de mutlu yaşıyorduk beraberce Osmanlı’da” güzellemesiyle başlayan uzun ve bitmek bilmeyen İslamcı muhabbetlere gir, arkasından Boşnak’la Sırp, Hırvat’la Arnavut diyerekten gerçeküstücülüğün dibini sıyır. Şu iki cümleye sığan siyasal İslamcıların Osmanlı hayali berbat tarihi fotoromanlarda bile yok. Hadi o kadar tutucusunuz ki yabancı tarihçilere güvenmediniz, bari Türkiye’de son derece değerli tarihçilerimiz var, onları okuyun. İki satır tarih okuyan herkes bilir ki böyle bir Osmanlı hiçbir zaman var olmadı. Hangi dönemde güzel yaşıyorduk mesela bir örnek verseniz? Veremezsiniz çünkü öyle bir şey yok. Toplumsal ve tarihi bağlamdan kopuk bir Osmanlı tahayyülü, hiçbir gerçekliği yok, olduğu gibi at çöpe gitsin. II. Murat ejderhalarla savaştı diye yazsanız aynısı hiçbir farkı yok. Üstelik ben bunun İslami refleksten kaynaklanan romantik bir Osmanlı düşü olduğundan da şüpheliyim. Bu daha çok ekonomik ve ticari ilişkiler sebebiyle vurgulanıyor gibi geliyor bana. Bir de iç siyaset yönü var tabii. Sadece AKP’nin kendi seçmen kitlesinde değil, Türkiye ölçeğinde de böyle bir Balkan anlatımının karşılığı var. Mis gibi oy deposu. Eminim eğer Türkiye’de Holokost daha çok oy getirseydi, inanın Yahudi cemaatinden evvel anmak için koşup sıraya girerdiler. Daha açık bir ifadeyle, bazı konuların siyaseten araçsallaştırılmasından ibaret, hepsi bu. SADECE OY MU? Öte yandan şu soru da beni içten içe rahatsız etmiyor değil. “Tamam, hepsi oy” deyip geçebilir miyiz hakikaten? Bu soykırım tercihleri göründüğü kadar pragmatik hedeflerle mi oluyor?  Yani Srebrenitsa vatandaşta oy açısından bir karşılığı olduğu için mi daha çok gündeme getiriliyor?  Yoksa bilinçaltında bir ümmet mantığı da yok mu? Bunu da bütünüyle es geçmemeliyiz belki. İslamcıların çabucak Holokost meselesini geçip “Filistin davasına” bağlaması ve oradan Mavi Marmara’ya konuyu getirmeleri belki böyle bir bilinçaltının yansımasıdır. Sonuçta ölen kişi Müslüman değil. Önemli olan “bizimkiler” ölmesin. Bu bizimkilerin Türkiye’yi herhangi bir siyasi platformda desteklediklerini görmedik daha ama olsun. İnşallah ümmetimizin güzide bir parçası olan Filistinliler üçüncü binyılda bizi destekleyecek, Allah’tan ümit kesilmez. Kimse de çıkıp demiyor ki Filistin-İsrail sorunu iki tarafı olan bir olgu. Holokost’la nasıl bir benzerliği var? En fazla İsrail Filistinlilere ölçüsüzce davranıyor veya bazı haklarını olması gerektiği gibi vermiyor diyebiliriz. Diyebiliriz de o zaman şu soruyu da sorun kendinize. Sen kendi ülkendeki baskıcı siyaseti eleştirdin mi ki kalkıp İsrail’e “Şunu yap, bunu yapma” diyorsun?  Tam bir tencere dibin kadar seninki benden kara durumu. Ayrıca senelerdir İsrail’in yanlışlıkla vurduğu çakıltaşlarını bile saydınız da, Filistin yönetiminin öldürdüğü onca Filistinliyi niye anlatmıyorsunuz? Onları da İsrail öldürüyor herhalde. Filistinli bu adamların hiç mi bir hakkı hukuku yok? Bunlar insan değil mi? SREBRENİTSA İLE HOLOKOST AYNI MI? Biliyorum birçok kişi belki bana kızacak ama yazacağım. Türkiye’de Ermeni soykırım iddialarını coşkuyla savunan insanlara öfke kusan grupların en tipik savunması nedir? “Osmanlı savaştaydı. Ermeniler de tam bu esnada ayaklandılar. Osmanlı bu kararı almak zorundaydı çünkü Ermeni çetecilerle savaşıyordu. Bu karşılıklı bir kıyımdır”. Peki şimdi Sırplar kalksa aynı savunmayı yapsa ne cevap vereceksiniz? Kendilerine göre haksız da değiller hani sonuçta “Bu bir iç savaştı, karşılıklı kıyımdı” deyip işin içinden onlar da pekala çıkabilirler. Neyse ki AB’de gerçek hukukçular var. Oturup inceliyorlar, ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor. Bizdeki gibi yılan hikayesine dönmüyor işler. Bu noktaya gelince, Holokost’a inanmayan, küçümseyen veya yok sayan “İslamcı arkadaşlara” da şu soruyu sorayım. Holokost böyle bir gerekçeyle bile savunulamayacak bir örnek, farkında mısınız? Yahudiler Nazilerle mi savaşıyordu da Naziler onca insanı göz göre göre akla hayale gelmez yöntemlerle öldürdüler? Hiçbir gerekçe, hiçbir izah yok. Dümdüz apaçık bir soykırım. Ama tanımak işinize gelmiyor. Biraz dürüst olsak dünya bambaşka bir yer olacak. BOŞNAKLARIN ACISI Yazıyı tamamlarken, şunu da paylaşayım. Annemin babası Arnavut. Bu yüzden Balkan halklarının yeri yüreğimde ayrı olmuştur hep. Annemin annesi ve babamın babası da Çerkes-Abhaz. Mesela Rusya’nın Çerkes soykırımını tanımayı reddetmesi bir şeyi değiştirmiyor; herkes ne yaşadığını biliyor. Bunu belirttim çünkü başkalarının acılarına duyarsız olduğum sanılmasın.  Srebrenitsa’da yaşanan insanlık dramını sosyal medyada bir cümleyle geçiştirmeyi kendime yakıştıramadığım için burada yazmak istedim bu hafta. Tüm Boşnak halkının acısını paylaşıyorum. Orada vahşice katledilenlerin mekânı cennet olsun. Son söz, her sene Srebrenitsa’yı sosyal medyada anan İslamcı kardeşlerim biz bunu niye anıyoruz? Kayıplarımızı unutmayalım ki bir daha tekrarlanmasın diye değil mi?  Sonra da gidip Sırbistan’dan et alıp yiyoruz. Şimdi bu yediğimiz helal et değil mi?