Beklendiği gibi ortak açıklamada Cumhurbaşkanının kim olacağına dair ipucu verilmedi. Nasıl olacağına dair ise profil net; “Uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirilmiş, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen bir aday”.Beklendiği gibi ortak açıklamada Cumhurbaşkanını kim olacağına dair bir ipucu verilmedi. Adayın nasıl biri olacağına ilişkin profil ise net; “Uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirilmiş, milletin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday”. Cumhurbaşkanlığı için kamuoyunda adı öne çıkan isimlerin her birinin bu niteliklere sahip olduğu veri alındığında, aday belirleme konusunda sıkıntı yaşanmayacağı anlaşılsa da, hangi adayla seçimin kazanılacağına dair arayışların şu aşamada olmasa bile, süreç içinde netleşeceği açık. Görünen o ki, kuvvetle muhtemel aday için uzlaşılan niteliklerle adı geçen isimlerin örtüşmesi, aday konusunda bir sürpriz yaşanmayacak. Tabii ki tekrar sorulması gereken soru; öngörülen aday nitelikleri seçim kazanmaya yetecek mi yetmeyecek mi? Seçmen muhalefet partileri ittifak yaptılar, alternatif sistem önerdiler, bunun anayasal, yasal altyapısını hazırladılar diye muhalefet partilerine hem genel seçim hem de Cumhurbaşkanlığı seçiminde doğrudan yönelmez, sandıkta oy vermez. Kim bu seçmen?, Ne istiyor? Bu soruların yanıtlarının çok iyi araştırılıp, analiz edilmesi gerekiyor. Sadece yarın seçim olsa hangi partiye ya da Cumhurbaşkanı adayına oy verirler ya da profillerini anlamaya yönelik sorulardan ibaret kalacak araştırma sonuçlarını dikkate alarak, AKP’yi terk etme hazırlığında olan ya da kararsız seçmenler kazanılamaz. Siyasal, ekonomik değerleri nedir? Bugünün Türkiyesi’nde hangi toplumsal bölünmelere oturuyorlar? Şiddetli ekonomik kriz ve derin yoksulluğun yaşandığı bir dönemde iktidar bileşenleri nasıl halen yüzde 40’lara yakın toplumsal desteğe sahip şeklinde uzatılabilecek soruların cevaplarının öncelikle bulunması gerekiyor. Bunu anlamak tek başına kamuoyu araştırmalarıyla olacak iş değil. Yapılmış ve yapılacak derinlikli akademik çalışmalar muhalefete popüler araştırmalardan daha fazla olanı anlamaya yönelik ipuçları verebilir. Son tahlilde, diyalog, müzakere ve uzlaşı kültürünün unutulduğu Türkiye siyasetinde altı muhalefet partisi liderinin diyalog yolunu açıp, Yarının Türkiye’si için mesai harcamaları, sorunları müzakere etmeleri ve buradan bir uzlaşıya doğru ilerleme sürecinde olmaları yakın dönem parti siyaseti için ezber bozucu siyaset tarzı. Bunun mutlaka partilerin merkezden yerele uzanacak müzakere kanallarını açıp, güçlendirmeleriyle pekiştirilmesi gerekir. Yerelden gelecek destek muhalefetin siyaset alanına meşruiyet takviyesi yapar. Ülkedeki demokratik gerilemeyi partilerin iç yapılarında demokratik sıçramayla en azından bir miktar zayıflatmak ancak bu şekilde olabilir.
Adım adım yarının Türkiye’sine
Politikyol
Ortak açıklamanın daha başlangıcında “GPS” konusundaki kararlılığın teyit edilmesinden, parlamenter çoğunluk oluştuğu takdirde, Yarının Türkiye’si adına geri dönülemez bir sürecin başlayacağı anlaşılıyor.
Altı liderin son toplantısının ardından yapılan ortak açıklama, metne yansıyan yol haritasına bakıldığında ilk başta kimileri için yeterli görünmeyebilir. Çünkü, toplum olarak politika ve politikacılardan beklentimiz; az zamanda çok işlerin başarılacağının hamaset dolu referanslarla sözünün verilmesi. Politikacıların sihirli sözcükler ve dokunuşlarla toplumun makus talihini yeneceklerine dair popülist söylem doğaldır ki toplumda bu tür beklenti yaratıyor. Buna karşılık, altı liderin demokrasiyi yeniden inşa etmek, sürdürülebilir insanca bir gelecek için sarfettikleri çabanın ağır adımlarla devam etmesi, eylem ve söylem olarak popülizme değil, akla, sağduyuya, iyi niyete dayanması, sürecin popülizmden arındırılmış biçimde, fakat adım adım ilerlediğinin kanıtı.
Ortak açıklamanın daha başlangıcında “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” konusundaki kararlılığın teyit edilmesi, ilk seçimde Anayasayı değiştirecek ya da referanduma taşıyacak ölçüde sağlanmaması halinde bile, parlamenter çoğunluk oluştuğu takdirde, Yarının Türkiye’si adına geri dönülemez bir sürecin başlayacağı anlaşılıyor. Getirilmek istenen sistemin TBMM’ye yeniden itibar kazandıracak sistem olarak tanımlanması, mevcut A la Turca Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bu topraklarda yarınının olma ihtimalinin düşük kaldığını düşündürtmesi anlamında önemli ve altılı muhalefet buna inanmış durumda.
DP Genel başkanı Uysal’ın sosyal medyaya yansıyan Cumhurbaşkanı profiline ilişkin tercihi, bunun DEVA ve Gelecek Partisi liderlerinde doğal olarak yol açtığı rahatsızlığın bu toplantıyla sona erdiği ortak açıklamadaki şu ifadeyle anlaşılıyor: “…iktidarın yeni seçim yasası ile yapmak istediği seçim mühendisliğine karşı iş birliğimizi derinleştirerek sürdürme yönündeki çalışmalarımızı gözden geçirdik”. Bu ifade altılı masanın bileşenleri muhalafet partlerinin bir seçim ittifakı şeklinde işbirliklerini derinleştireceklerine dair bir izlenim uyandırmakta. Bu anlamda görüşmelerin evrimi bağlamında önümüzdeki günlerde seçim ittifakına yönelik somut adımların atılacağı beklenebilir. Muhalefet partileri arasındaki işbirliğinin salt aritmetik hesaplara, kazançlara dayalı olmadığı, Türkiye’nin temel meselelerine, bunları birlikte çözmeye dair iddiları olduğu ise, yoksullaşmayı derinleştiren hayat pahalılığı, ekonomik yıkım sürecinden çıkış yolları konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını kayıt altına almalarından anlaşılıyor.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin anayasal ve yasal çerçevesi, seçim güvenliği ve işbirliğinin temel ilke ve hedefleri konularında çalışma gruplarının oluşturulmaya karar verilmesi, bunların görev alanları ve çalışma yöntemlerinin ele alınması muhalefetin süreci belirli bir takvim ve ortak akıl, sağduyunun referans alındığı metodolojiyle yönetmekte olduğuna dair ipuçları verir nitelikte.
Anayasal ve yasal mevzuatla ilgili görevlendirilen çalışma grubunun Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin yol haritası konusunda çalışacak, sürecin anayasal ve yasal altyapısını temellendirmeye yönelik mesai harcayacak bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Grubun siyasi ahlak yasası, Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması ile ilgili düzenlemeler, Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması, uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması konularında yasal hazırlık yapılması için görevlendirilmiş olması Altı partinin önümüzdeki günlerde geçiş sürecinin yasal altyapısını inşa etmeye yoğunlaşacağı izlenimi vermektedir. Anlaşılan o ki, altılı muhalefetin ajandasında öncelikli konular siyasi ahlak, ekonomik ve sosyal konseyin işlerlik kazanması, merkez bankasının bağımsızlığının teminatı ve uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması. Ortak açıklamada seçim güvenliği kuruluyla ilgili herhangi bir ifadenin yer almaması muhtemelen kurulun oluşturulduğu ve çalışmalarına başladığı ya da oluşturulmak üzere olduğu şeklinde okunabilir. Seçim ittifakının hangi modelle uygulanacağı konusunda ise partilerin çalışmalarını kendi içlerinde sürdürdükleri, önümüzdeki süreçte bu konuda belirli mesafelelerin katedileceği anlaşılıyor.
Yorumlar
Popüler Haberler
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Marmaray'da bir kişi intihar etti
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Bahtiyar Aladağ isimli erkeğin katliamı: Ölü sayısı sekize yükseldi
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı