Bir katilin duygusal çöküntüsünü bu kadar önemseyen Yargıtay üyeleri, verdikleri hüküm sonrası binlerce kadının yaşayacağı duygusal çöküntüyü neden hesap etmez? Her kadın cinayeti ardından katillere verilen cezalara, saçma sapan nedenler ileri sürülerek verilen indirimlere ve sonuç olarak insan canının bu kadar değersizleştirilmesine isyan etmekten gına geldi… Kadın katilleri yargılanmasın daha iyi… Gerçekten yeter artık… İnanılır gibi değil… Bir kadın sadece evlilik teklifini kabul etmediği için bir cani tarafından öldürülüyor. Başsavcılık; sanığa, –delillere dayanarak- “tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini tebliğ ediyor. Fakat Yargıtay, katilin “duygusal çöküntü ve hiddetin etkisiyle” cinayeti işlediğine hükmedip indirim yapıyor. Bir erkeğin bir kadına evlilik teklifi etmeye sosyal normlar gereği bir buket çiçek ve bir yüzükle gitmesi gerekirken 20 cm uzunluğunda bıçakla gitmiş olmasını da göz ardı ediyor. Hatta sanığın cebinden sadece 7 lira çıkmasına rağmen “Kurbanlık almaya gidiyordum.” cümlelerini bıçak konusunda geçerli mazeret sayıyor.“Biraz daha zorlasalar evlilik teklifini kabul etmemesi ağır tahrik sayılıp öldürülen kadın suçlu sayılacak.” Tüm samimiyetimle soruyorum; bu ülkenin kadınlarını, bu kadar yalnızlaştırmak neden? Bir katilin duygusal çöküntüsünü bu kadar önemseyen Yargıtay üyeleri, verdikleri hüküm sonrası binlerce kadının yaşayacağı duygusal çöküntüyü neden hesap etmez? Üstelik “duygusal çöküntü yaşayan” katil Orhan Munis, yıllar önce de öz kardeşini öldürmekten hüküm giymiş biri… Bir canın bedeli karşılığı 13 yıl sadece… Her duygusal çöküntüsü bir cana mal olan kişiye işlediği her cinayetin ardından adeta ödüllendirilmesi neden? Kasten insan öldüren birine neden indirim uygulanır yahu? Bir ülkenin adalet sistemi, o ülkede yaşayan insanın canını, malını, ırzını korumayacaksa kimi koruyacak? İnsan öldürene indirimli ceza, hayvan öldürene para cezası ama hakaret edene kanun gereği verilebilecek en üst ceza… Adalet böyle bir şey mi? Dikkat ettiniz mi bilmiyorum; bugüne kadar devlet büyüklerine yönelik hakaret davalarında hiç indirim uygulanmıyor. Ya da şahsen ben hiç duymadım. Elbette ki kimse kimseye hakaret etmesin ama bir insanın canının değeri de bu kadar ucuz olmamalı. Lütfen yeter artık… Bir insanı öldüren kişinin olacağı tek yer cezaevidir. Alacağı en hafif ceza ise müebbettir… Ne demek “evlilik teklifini reddettiği için” bir insanın öldürülmesinin indirim sebebi görülmesi? Bıktık artık bu insanca ayrılmayı kabul etmeyen erkeklerin, kadınları öldürme haberlerinden… Kocası ölen kadınların yakıldığı Hindistan’daki uygulama bile daha medeni kaldı. Erkek, ayrılığı kaldıramıyorsa ve duygusal çöküntü yaşıyorsa kendini vurur, karşısındakini değil. Bir yakınım evleneceği zaman, eşinin “medeni bir şekilde mahkeme kararıyla boşanmış” olmasını büyük bir artı olarak görmüştüm. Şaka gibi gelebilir ama gerçek böyle maalesef… Resmen kriterlerimiz değişti… Kadınlar ve onların ebeveynleri diken üstünde yaşamaya mecbur mu? Toplum olarak, içimizdeki arızalı tiplerin hak ettikleri cezayı alması için cinnet geçirmemiz mi gerekiyor?