Türkiye toprakları acılarla doludur. Cumhuriyetin kuruluşundan alsak bile yaşananların sığacağı bir not defteri yoktur. Hilafetin kaldırılması ve laikliğin bu topraklara gelişi bir devrimle gerçekleşmiş ancak sonrasında devletin sınıfsal karakterinden kaynaklı tarikatlar her dönem uç vermiş ve gelişmiştir. Alevilere ve Kürtlere yönelik yapılan katliamlar yine Cumhuriyetin devlet politikası olarak uyguladığı Tek Din tek Millet bakış açısının fiiliyatta uygulanış şekline dönüşmüştür. Solun bu katliamlara göstermiş olduğu tepki unutturmamaya yönelik olmuştur. Bu durumun kendisi sol adına olumludur. Ancak katliamların oluş nedenini ceberut devlet tanımlaması ile birleştirip Devletin özünü oluşturan sınıf kimliğinden kopartıp verilen siyasi mücadele solun yolunu Liberallerle ve gericilerle kesiştirmektedir. Ortak payda Cumhuriyet düşmanlığıdır. Gericilerin Cumhuriyet ile hesabı uzunca bir zamandır var. Solun düşmanlığı ise liberallerin sola musallat olmasıyla birlikte başladı. Kadın cinayetlerine karşı yapılan bir eylemde kadınlara saldıran polisler, yâda bir Kürt köyüne savaş uçaklarından bombalar yağdırıp çoluk çocuğu öldüren yapı sermaye sınıfının devletidir. İçişleri bakanlığı onun emrindeki Emniyet Müdürlüğü bu devlet organizmasının alt unsurlarıdır. Sol: Devlet=Cumhuriyet=Düşman bu bakış açısı 200 yıldan fazla geçmişi olan Fransız devrimiyle pratikte uygulanan Cumhuriyetin ilericiliğine karşı geliştir. Devleti yöneten sınıfın pratikte uyguladığı Cumhuriyetin farklılık göstermesi Cumhuriyet fikrinin yani bir yönetim şeklini gerici yapmaz. Halkın yönetimde olmasına karşı çıkılamaz. Sol adına Cumhuriyete bu haliyle sahip çıkılması da diğer gerici bir yaklaşımdır. Cumhuriyetin kurucu sınıfı bugün onun yıkıcısı durumundadır. Cumhuriyet karşıtlığı yahut savunuculuğu bugün solun kendisine taban kazanmak için uğraştığı politik üretimlerde bulunmaya çalıştığı bir mecraya dönüştü. Bu Cumhuriyet halka zulüm etti. Hangi halka Kürt halkına peki bu alanda siyaset yapan Kürt siyasi hareketini temsil eden siyasi oluşumlar varken sol bu alanda kendisine bir taban oluşturabilir mi? Hayır ancak bu siyasi hareketlere yedeklenir. Alevi toplama seslenirken CHP taklitçiliği solun bu alanda kendisine bir taban oluşturmasını sağlar mı? Hayır, çünkü gerçekleri varken kimse taklitlerini tercih etmiyor. Etnik ve Kimlikler üzerinden üretilecek politik söylemlerde alanlar kapatılmış durumda. Solun işi olmayan bu alanları terk edip sınıfa karşı sınıf siyasetinin üretimi ve örgütlenmesi mümkündür. Çünkü bugün siyasette örgütsüz milyonlarca işçi bulunmaktadır. Sol yıkılan Cumhuriyetin arkasından teneke çalmayı bırakıp yeni bir Cumhuriyeti kurmak için kolları sıvamalıdır.