Hayatında ne olursa olsun kendi ritmini devam ettirebilen yaşama işinin zorlu bir kısmını da alt etmiş olur. Kötü halinizi başa geçirip günün gerekliliklerini yapmadığınızdaysa üzerinize bir suçluluk çuvalı daha eklenir.

Rutin kelimesi TDK sözlüğüne göre, şaşırtıcı bir yönü bulunmayan, sık sık tekrarlandığı için artık alışılmış olan anlamında yeralır. Şikayet eder dururuz, hayatımız hep belirli bir rutinde devam ediyor diye. Eğer farklı ve heyecan verici şeyler yaparsak yaşamın sıkıcılığını bertaraf edebileceğimizi düşünürüz. Oysa rutin altın bileziktir kolumuzdan hiç çıkarmamız gereken.

Oysa tekrarları severiz aslında biz insanlar. Dünyanın değişmez yasalara göre işlediğini her gün görüp rahatlarız; güneşin belirli zamanlarda ufuktan görünmesi ve batması, yaşadığımız coğrafyaya göre gerçekleşen hava durumu bir tekrardır; bu bilgiler rahatlatır. İstasyondaki tren düdüğü aynı zamanlar çaldı mı güvende hissederiz. Tekrarlar değişmezlik ilkesini anlatır ve her an değişime muhattap bizlere  sığınılacak liman gibidir o anlar.

Tekrar, ritm duygusu uyandırır. Ritm insan zihni üzerinde iyileştirici bir etkiye sahiptir. Koşarken mesela, bir ritm tutturmuş ilerlerken bildiğimiz bir ezber içindeyizdir. Annemizin kollarında bir o yana bir bu yana ninnilerle sallanmadık mı? Dalgaların kıyıya vuruşlarını müdemadiyen izleriz, huzur verir. Bulutların bazı şekiller çizip dağılması yerini maviye bırakması sonra da tekrar karmakarışık biçimler yaratmasını izlemeyi de severiz. Onda da bir tekrar ve bir rutin vardır.

Varoluşçu filozof Albert Camus, tekrarların anlamsızlığından bahseder: Sisifos Söyleni adlı kitabında kral olan Sisifos’un kayayı en üst noktaya kadar yuvarlamaya mahküm olmasını ve her gün düşen kayayı iktirirmesinden dolayı yaşamın anlamsızlığından dem vurur. Ama bu anlamsızlığa rağmen absürd olan yaşamı kucaklamaktan bahseder. Saçmadır tekrarlar ama gereklidir özellikle zor zamanlarda. Depresyondan kurtulmanın, çökkün, yorgun, hayal kırıklığına uğramış, bıkkın, mutsuz dönemlerin panzerihidir rutin. Zor zamanlar geçiriyorsanız, dün ne yapıyorsanız onu yapmaya devam edin: Her şeye rağmen sabah kalkıp elini yüzünüzü yıkayın, dışarı çıkmak için hazırlanın, evin ihtiyaçlarını ve kendi ihtiyaçlarınızı gidermek için alışverişinizi yapın, bedeninize özen gösterin. Senaca, Teselliler adlı kitabında Romalı politikacı Bibulus’un, çifte ölüm haberini aldığının ertesi günü, her zamanki görevlerini yerine getirmek için dışarı çıktığını anlatır.

Hayatında ne olursa olsun kendi ritmini devam ettirebilen yaşama işinin zorlu bir kısmını da alt etmiş olur. Kötü halinizi başa geçirip günün gerekliliklerini yapmadığınızdaysa üzerinize bir suçluluk çuvalı daha eklenir. Rutininizin iyi alışkanlıklardan oluştuğunu ümit ediyorum. Bazen de kötüyü değiştirmek ve yeni rutinimizi oluşturmak için eski putlarımızı yıkmak gerekir ki bu zorlu bir süreçtir.

Editör: Gülden Bulut