Silindir yuvarlanır, koni döner. İkisi farklı yerlere savrulurken bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur. Hatta küp bunların hepsinden farklı davranır, yuvarlanmayı bırakır. İtici güç siz olsanız da hepsi kendi doğasından sorumludur.

Bugün çabalarken yarın bunun ödülünü alacağını mı düşünüyorsun? Peki her çaba sonunda beklentileri karşılar mı?  Çaba, TDK sözlüğünde “Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, efor” olarak işlenmiş. Çabasız tek günümüz var mı? Kapitalist sistem çabanın sürekli ve düzenli ortaya konması üzerine konumlandırılmış. Ayrıca öznel yaşamlarımızda da yaşam akarken çaba içindeyiz; ilişkimizi sürdürmek, formda kalmak, başarıyı korumak için. Çabasız günümüz yok. Ama bazen düşündüğümüz gibi olmuyor maddi ve manevi çabamız sonunda ellerimiz boş kalıyor. Zeus’u besleyen anne keçinin onunla oynarken ellerinde kalan bereket boynuzunu dolduran türlü türlü meyveveler ellerimizde bitmiyor. Çaba karşılığında hakkımız olduğunu düşündüğümüz, gökten düşmüyor. Peki neden?

Stoacıların argümanlarından birini kullanarak sanırım bunu açıklayabiliriz. Stoacı filozoflardan Hrisippos’un kullandığı analojiye bakalım: Hrisippos’un silindiri. Eğer farklı iki cismi bir yerden bir yere hareket ettirmek istersek belirli bir güç uygulamamız gerekir. Fakat Hrisippos, iki cismin bir kere hareket etmeye başladıktan sonra hangi yöne nasıl gideceklerinin cisimlerin doğasına göre şekilleneceğini anlatır. Yani itici gücü biz uygulayıp cisimlerin hareketi sağlamak için çaba göstersek de işin neye evrileceğine söz konusu olan nesneleri doğası karar verir. Silindir yuvarlanır, koni döner. İkisi farklı yerlere savrulurken bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur. Hatta küp bunların hepsinden farklı davranır, yuvarlanmayı bırakır. İtici güç siz olsanız da hepsi kendi doğasından sorumludur.

Hrisippos, bu argümanında dışarıdan gelen kuvveti dışsal, cismin hareketini içsel bir neden olarak ele alıp bunu da kişinin mizacına karakterine bağlasa da ben de başka bir noktada ışık yaktı. Bizden bağımsız olana bir insana, işimize, eşimize, çocuğumuza bir şey olmaya ittiğimizde maddi ve manevi bir çaba sarf ettiğimizde sonucun bizden çok bağımsız olduğu gerçeğine değeriz. Çünkü eylemin nasıl gelişeceğine karar veren karşımızdakinin düşünceleri, mizacı ve karakteridir: Yani küp, koni ya da silindir olma durumudur. Yılanı ıslah etmeye çalışabilirsiniz ama buna rağmen yılan sizi sokabilir. Çünkü onun tabiatında bu vardır.

Öte yandan biz de ne için çaba gösterip göstermeyeceğimizi seçmek konusunda özgürüz. Doğru çabayı doğru olay ve doğru kişi üzerinde geliştirmediğimizde, bir şeyin doğasını inkar etmediğimizde kendimizi suçlamak da yersiz ve mantıksız oluyor. Eğer olması gereken bir çabayı sarf ediyorsanız da eyleme geçip beklentisiz kalmak gerekiyor. Su akar yolunu bulur dediğimiz türden. Su derin kıvrımlar ve izler oluşturarak yol alırken onu dökmeniz yeterli olacaktır. Zaten her şey kendiliğinden gelişince ortada çaba da yoktur. Geriye kalan sorumluluğumuzda olanı yapıp ortaya çıkanı iç rahatlığıyla yaşamaktır. Çabamızın da bir sınırı var, haddimizi bilip bazen durmak gerekir. Oldurmaya çalışırken tükeniyorsanız belki onun doğasını inkar ediyorsunuzdur kim bilir!

ü

Editör: Gülden Bulut