Viyana’daki Belvedere Sarayı’nın sizlere sunabileceği çok şey var: bakımlı bahçesi ve harika sergisi ile Viyana’da görülmesi gereken ilk lokasyonlardan. Belvedere kelimesi “manzara” anlamına geliyor ve dünyadaki en güzel barok yapılardan biridir.

Viyana Belvedere Sarayı Fransız asıllı asker Prens Eugen’e özel olarak tasdik edilmiş yazlık saraydır. Viyana’nın en popüler turistik lokasyonlarının başında gelmektedir.

Fransız-İtalyan asıllı olan Savoy Prensi Eugene 1736’da vefat etmiştir. Avusturya İmparatorluğunda Ordu Komutanı olarak kariyer yaptı ve tarihe Türkleri mağlup eden ve Fransı’ya karşı galip gelen büyük stratejist bir komutan olarak geçti. Hiç evlenmedi ve çocuğu olmadığı için eşcinsel olduğunu söyleyen Eugen, tam bir kitap kurduydu ve en sevdiği mimar olan Johann Lukass von Hildebrandt‘a savaş sonrası “Belvedere Sarayı’nın” yapılması talimatını verdi.

Viyana’daki Belvedere Sarayı’nın sizlere sunabileceği çok şey var: bakımlı bahçesi ve harika sergisi ile Viyana’da görülmesi gereken ilk lokasyonlardan. Belvedere kelimesi “manzara” anlamına geliyor ve dünyadaki en güzel barok yapılardan biridir. 18. yüzyılda Avusturyalı Prens Eugen, saygın ve tanınmış Barok mimar Johann Lucas Hildebrandt‘u yazlık bir konut projesi için görevlendirdi. Prens’in ünlü eski yazlık evi iki kattan oluşmaktadır ve saray bahçesinde meyve ağaçları, özel limonluk arazisi, devlet ahırları ve kışlık saray da ev sahipliği yapmaktadır. Bunların hepsini uygun saatlerde ve günlerde ziyaret edebilirsiniz.  Prens Eugen vefatı sonrası Maria Theresa tüm bölgeyi satın alıp, Yukarı Belvedere’yi sergi hâline getirerek, dünyadaki ilk müzelerden birisine öncülük etmiş oldu…

Müze kısmı gotik sanata ev sahipliği yaparken, diğer yandan Orta Çağ’a ait barok ve empresyonizm çağdaş sanat akımlarının izlerini de görmek mümkün, müze içerisinde bulunan koleksiyonda Gustav Klimt, Michael Pacher gibi dönemin önemli ünlü sanatçılarına ait eserler sergilenmektedir. Prens Eugen’in kişisel kışlık sarayı şimdilerde “Himmelpfortgasse 8”dir. Belvedere Sarayının Bahçesi ünlü mimar Dominique Girard tarafından tasarlanmış ve Viyana şehrinin manzarası için harika bir destinasyon merkezidir.

Saray’ın en güzel tarafı da üç parçalı parmaklıklı bir kapı sisteminden geçtikten sonra sizleri ön tarafta harika bir kemer karşılıyor ve her gördüğümde içimde heyecan ve haz yaratıyor… Günümüzde Yukarı Belvedere’de 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl eserleri bulunmaktadır. 15’i kadın olmak üzere 75 sanatçının eserleri bulunmakta ve tarihi belgeler, tarihi fotoğraflar müzede sergilenmektedir. Gustav Klimt‘e ait “Öpücük” tablosu sarayda bulunan eserler içerisindedir. Belvedere Saray’ı UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Belvedere Saray’ı 15 Mayıs 1955 yılında önemli bir antlaşmaya ev sahipliği yapmıştır; 1. katta bulunan Mermer Salon’da Avusturya’yı 10 yıllık işgalin ardından özgür bir ülkeye dönüştüren “Avusturya Devlet Antlaşması” imzalandı.

1890 yılında Belvedere Sarayı’ndaki tüm sanat hazineleri yeni inşa edilen Sanat Tarihi Müzesi’ne taşınırken, 1904’de Aşağı Belvedere’de “Devlet Modern Galerisi” kuruldu. 1918 yılında yapılan açıklama ile Belvedere Sarayı, Cumhuriyetin malı oldu.

Belvedere Sarayı, Viyana’ya geldiğinizde görmeniz gereken lokasyonların ve tarihi eserlerin başında yer almaktadır ve Viyana’nın 3. bölgesinde yer almaktadır. Evimin Belvedere Saray’ın yanında yer alması sebebiyle özellikle arkadaşlarımla yürüyüşe, müze ziyaretine ve özellikle gün batımında “kızılımsı” bir manzara sunmaktadır. Beyaz şarap eşliğinde Belvedere’de sohbetleri   özlüyorum. Bu yaz artık bitti diyebiliriz, umarım gelecek sene devam edeceğiz “kuş cıvıltıları ve şarap kadehleri içerisinde eğlenmeye”.

ü