“Mitokondriyal DNA” maternal kalıtım gösterir, bir başka deyişle anneden çocuklarına aktarılır. Dolayısıyla vücudumuzun enerji santrali olan mitokondrilerimiz yani hayat enerjimiz annelerimizden bize armağandır.

Mito (Mitokondriyal) Beslenme, anti-inflamatuar (iltihaplanma karşıtı), düşük glisemik indeksli, antioksidantlardan zengin ve kaliteli yağları içeren bir beslenme yaklaşımı olarak tanımlanabilir. Bu beslenme planı, vücudun enerji üretimini iyileştiren tedavi edici (terapötik) gıdaların kullanımıyla sağlıklı mitokondriyi desteklemeye odaklanır.

Mitokondri, her hücrede bulunan ve besinlerden (oksijen ve besinleri kullanarak) enerji üreten yapılardır. Mitokondriler için bir nevi vücudumuzun enerji santralleri de denilebilir. Beyin ve kalpteki sinirler ile kaslardaki hücrelerin tümü daha yüksek mitokondri konsantrasyonlarına sahiptir. Dolayısıyla, vücudun bu kısımları, enerji ve besin alımlarında oluşabilecek yetersizliklere özellikle daha duyarlıdır. Sağlıklı mitokondri, hücresel hayatta kalma, genel sağlık ve sağlıklı yaşlanma için çok önemlidir. Ağızdan giren her gıdanın biyolojik yolculuğunun son durağı Mitokondri’dir. Yemek yememizin en önemli sebeplerinden biri mitokondrilerimizi beslemektir. Mitokondriye doğru besinin yakıt olarak verilmesi, pek çok hastalığa ve yaşlanmaya karşı kontrol gücü sağlar. Yıldız Savaşları Filmini hatırlayanlar anımsar: “Let the force be with you” deyimindeki force’un arkasında mitokondrilerin olduğunu çağrıştırmak için Qui-Gon Jinn, Anakine: midiklorian”lar ile Jedi Knight’ların simbioz içinde olduğunu, midiklorianlar olmasa ne yaşam ne de “force” olmayacağını” söyler. Mito Beslenme Planı

Mitokondrinin enerji üretimi sürecini iyileştiren terapötik gıdaların kullanımıyla, mitokondriyi desteklemeye, mitokondri kaynaklı hastalıkların ve hızlı yaşlanmanın önüne geçmeye odaklanır. Diyet ve yaşam tarzı müdahalelerinin mitokondri sağlığına destek sağlamada yardımcı olabileceğini gösteren pek çok çalışma bulunmaktadır. Mitokondri iyi çalıştığında, kas kütlesini desteklerken vücutta birikmiş fazla yağı yakar ve yorgunluk, ağrı ve bilişsel sorunları azaltmaya yardımcı olur. Bu, bir kişinin vücut kompozisyonunu iyileştirirken daha iyi hissettiği, daha net düşündüğü ve daha az ağrı ve kas sertliğine sahip olduğu anlamına gelir.

Belirli yiyeceklerin, serbest radikal (serbest radikaller mitokondrinin enerji üretimi esnasında oluşurlar ve hücre tahribatına sebep olurlar) üretimini azaltabileceğini gösteren pek çok çalışma vardır. Bu yiyecekler antioksidantlardan zengin, besleyici, yüksek kalitelidir ki hücresel enerji üretimini de artttırıcı etki gösterirler.

Mito beslenme planı, kronik nörolojik hastalıkların gelişimini de önlemeye yardımcı olabilir. Yapılan çalışmalar, temiz içerikli (tarım ilacı ve toksin içermeyen), yeterli ve kaliteli protein, kaliteli yağlar (balık yağı, zeytinyağı, kabuklu yemişler vb) ve daha fazla bitkisel gıda tüketmenin nörolojik hastalıkları önlemeye veya yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Mito beslenme planının odak noktası, sağlıklı kan şekeri dengesini sağlamak, oksidatif stresi azaltmak, yeterli yağ yakımı ve kas gelişimi için doğru miktarda protein, yağ ve karbonhidrat tüketimmektir.

Mitokondrinin zarar görmesi, genel iltihaplanma, aşırı alkol tüketimi, fazla kalori alımı ve iltihaplanmayı teşvik eden yiyecekleri (şeker gibi) yemenin bir sonucu olabilir. Bu hasar, hızlı yaşlanmanın yanı sıra, Kanser, Diyabet ve Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, Multipl skleroz (MS) gibi çeşitli sağlık sorunlarının gelişme riskini artırır.

Mitokondriyal sağlığı gerçekten destekleyen ve yaşlanma sürecini geciktiren anahtar gıdalar vardır ve bu gıdalar terapötik gıdalar olarak bilinmektedir. Mito Enerji için Terapötik Gıdalar

Mitokondride enerji oluşumu için B vitaminleri, C vitamini, koenzim Q10 (CoQ10), selenyum, çinko, resveratrol ve diğer antioksidanların yanı sıra doğru makro besinler (proteinler, yağlar, karbonhidratlar) gereklidir. Fitonutrientler (Bitkisel besin açısından zengin sebzeler ve meyveler) bu besinlerin çoğunu sağlar, ancak yeterli seviyeleri elde etmek için günlük olarak yeterli meyve ve sebze tüketimi çoğu zaman sağlanamamaktadır.

Koruyucu Antioksidanlar

Mitokondride yiyeceklerin metabolizması oksijene bağlıdır, ancak oksijen aynı zamanda hücrelerde oksidasyona yani "paslanmaya" da neden olabilir. Oksidasyondan kaynaklanan hasar, antioksidanlar olarak da bilinen koruyucu enzimler ve vitaminler içeren besleyici yoğun gıdalar tüketilerek azaltılabilir. Glutatyon, vücut tarafından üretilen en önemli hücresel antioksidanlardan biridir. Aynı zamanda detoksifikasyon sürecine de katılır. Diyetteki bazı sebzeler, baharatlar ve kaliteli proteinler, vücudun glutatyon, C vitamini ve N-asetil sistein gibi önemli antioksidanları üretmesini ve kullanmasını sağlar.

Diyetteki baharatların (özellikle zerdeçal, karabiber, karanfil), yeşil çay gibi antienflamatuar etkisi yüksek olan çayların ve fitonutrientlerin (sebze, meyve ve bitkilerden elde edilen besinler), sağlıklı yağların çeşitliliği ne kadar geniş olursa, yıkıcı serbest radikallerden hücrenin koruması için kritik olan glutatyon ve diğer antioksidanların üretimi de o kadar artar.

Anti-Enflamatuar Besinler Sebze ve Meyveler; Maksimum mitokondriyal korunma, antienflamatuar özellikteki meyve ve sebzeler tüketilerek elde edilebilir.

Günde 5-6 porsiyon renkli sebze ve 2-3 porsiyon meyve tüketimi, yeterli vitamin mineral ve antioksidant ihtiyacını sağlayabilir.

Özellikle anti-enflamatuar etkileri olan turp, brokoli, brüksel lahanası, enginar, kuşkonmaz, ıspanak, kereviz, lahanagiller, su teresi ve roka gibi sebzeler bu tip beslenmenin birincil odak noktası olmalı ve diyete dahil edilmelidir.

Yaban mersini, üzüm, elma, çilek ve ceviz başta olmak üzere birçok terapötik gıdalardaki polifenollerin hem insan hem de hayvan çalışmalarında mitokondriyi desteklediği, bilişsel işlevi artırdığı ve iltihabı azalttığı gösterilmiştir. Bu yiyeceklerin ayrıca Alzheimer hastalığını önlemeye yardımcı olduğu da gösterilmiştir. Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığı görülme sıklığının, anti-enflamatuar ve antioksidan bakımından zengin gıdaların düzenli olarak tüketildiği popülasyonlarda daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin, zerdeçal, güçlü bir anti-enflamatuar olan kurkumin içerir. Zerdeçal tüketimi yüksek olan bireylerin bilişsel testlerde daha başarılı oldukları gözlenmiştir.

Yüksek Kaliteli Diyet Yağları; Zeytinyağı, kabuklu yemişler (badem, ceviz, fındık gibi) kakao, ve balık yağı mitondri sağlığı için son derece önemlidir. Özellikle beynin mitokondrisinin desteklenmesinde kritik öneme sahip olan yeterli omega-3 yağlarının tüketilmesi, hücresel enerji üretmek için son derece önemlidir. Omega-3 yağ asitlerinden DHA nöronlar arasındaki iletişime yardımcı olur ve optimal beyin sağlığı için gereklidir. Düşük Glisemik Etki (Şekersiz Beslenme); Kanda daha düşük ve tutarlı bir insülin düzeyini korumak, optimal mitokondriyal sağlık için anahtardır. Çok fazla tahıl ve ilave şekerden oluşan işlenmiş, yüksek glisemik yüklü bir diyet, yüksek insülin seviyelerine ve mitokondriyal bozulma ile birlikte artan iltihaplanmaya neden olabilir.

Tahılları, özellikle yüksek oranda işlenmiş olanları en aza indirmek ve düşük glisemik indeksli sebze ve meyveleri ana karbonhidrat kaynağı olarak kullanmak, kan şekerini dengelemeye ve mitokondriyi korumaya yardımcı olur.

Besin destekleri olarak baktığımızda ise; Resveratrol (üzüm), Alfa lipoik asit, CoQ10 ve Karnitin ile B grubu vitaminleri mitokondri sağlığı için en önemli besin destekleridir. Gerekli görüldüğü durumlarda doktor kontrolünde kullanılabilir.

Son olarak belirtmek istediğim şey ise; “Mitokondriyal DNA” maternal kalıtım gösterir, bir başka deyişle anneden çocuklarına aktarılır. Dolayısıyla vücudumuzun enerji santrali olan mitokondrilerimiz yani hayat enerjimiz annelerimizden bize armağandır. Ferzan Özpeteğin bir yazısında okuduğum gibi: “Anneler vefat eder ama ölmez, mitokondrileri bizde kalır…”

Hayat enerjinizin bitmeyeceği bir yaşam dileklerimle…

---

Referanslar:
  1. Kyriazis ID, et al. The impact of diet upon mitochondrial physiology (Review). Int J Mol Med. 2022 Nov;50(5):135.
  2. Pollicino F, et al. Mediterranean diet and mitochondria: New findings. Exp Gerontol. 2023 Jun 1;176:112165.
  

ü

Editör: Banu Salman