Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Sakarya'da yurttaşlara seslendi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kürsüde şunları dile getirdi:
“Sesimiz azalmaya başladı sürekli miting yaptığımız için, inşallah cumartesiye yetecek. Pazar da daha gür çıkacak. Yıllardır seçime gidiyoruz. Sonuca da herkes uyuyor. Gittiğimiz her yerde söylüyoruz kime oy verirse versin başımızın üstünde yeri var. Allah nasip ederse sizlerin desteği ile de iktidarı alınca oy vermeyenlere de yaptıklarımız hizmetlerle onlara ‘keşke oy verseydim’ dedirtiriz.
Cumhur İttifakı’nın da iktidarın da kendisine oy vermeyen insanlara aynı saygıyı göstertmesi lazım. Ne demek illet zillet? Ne demek vatan haini? Kimsenin ağzına yakışan bir laf değil. Ne hakkınız var bizi birbirimizle kırdırmaya. Dolayısıyla, nefret siyaseti ile ötekileştirmedir bu.Gençler bir şey talep ettiği zaman azarlanıyor. Halk hayat pahalılığından şikayet edince azarlanıyor.
Hiçbir zaman kendi suçları olmuyor ya dış güçler ya başka bir şey. Bir gün, ‘özür diliyorum, kendimizi düzelteceğiz’ dediklerini duyduğunuz mu? İstanbul’da yabancı mafyalar filmlerdeki gibi çatışır hale gelmiş.
Hayat pahalılığını almış başına gitmiş Geçen yıl yurt problemi olduğu zaman şaşkın kaldılar. Bizler devreye girdik, öğrencileri okul ve cami bahçelerinde aldık. Onlara oteller tuttuk. Öğrenci iyi eğitim istiyor, kızıyorlar.
"SANKİ BABANIZIN MALI"Vatandaşına bakarken ben size çok şey verdim, nankörlük etmeyin diyor. Sanki babanızın malı, bizden aldığınız vergilerden veriyorsunuz bunu. Şatafatlı hayat, yaz tatilleri arabalar sadece sizin mi hakkınız? Elbette bu gençler bunları hakkediyor. Torpil o kadar ileri gitti ki, gençler hayal bile kuramıyor. Gençlerin itiraz etmek hakkıdır. 20 yıl önce adil bir düzen kuracağız dediler insanlara cehennemi yaşatıyorlar. Bir sorgulayayım nereden nereye geldiniz. Önünüze geleni teröristlikle suçluyorsunuz. Bir beka sorunu varsa bu iktidardır. Buradaki insanlar Türkiye’yi böldürmez, bölenlere engel olur.”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise şunları kaydetti:
“Sakarya’da memleketimin her insanı vardır. Her güzel insan buradadır. Örfüyle diliyle yaşam biçimi ile bir aradadır. Burası Gaffar Okkan’un memleketedir. Burası Sakarya Meydan muharebesinde Atatürk’ün memleketidir. Sizlerle bir arada olmak çok büyük mutluluk.
Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesinde ne demişti? Hattı müdafaa yoktur sattı müdafaa vardır. O satı bütün vatandır.. Memleketimiz derin bir yoksulluk yaşıyor. Gerçekten sıkıntı içerisinde. Memur, emekli sıkıntıda. Gençlik hayallerini Sakarya’da kuramıyor. İyi yetişmiş gençlerimiz kendi mesleklerini başka ülkelerde yapmaya göze alıyor. Çocuklar bile mutsuz. İlkokula giden çocuklardan bile ‘adalet istiyoruz’ lafları duyuyoruz. Memleketin acı sorunları çözüm bulacak güçlü bir ekibimiz var.
Ama bu ekip, sadece 6 liderin oluşturduğu bir ekip değil. Gördüğünüz arkasında görmediğiniz devasa ekipler var. Esas gücümüzü sizden alıyoruz. Sevgili gençler duysun. Milletin evlatları ile bu ülkeyi yöneteceğiz. Millet İttifakı’na hayatını hak hukuk adalet mücadelesine adamış, devlet aklını en iyi temsil edecek insan. Erdemiyle hoşgörüsüyle simgeleşmiş, 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu yönetecek.
"BİZİ TAŞLAMAYA ÇALIŞANLAR OLABİLİR"Gözümüzün içindeki inancı size göstermekten zorlanırım o kadar inançlıyız. 86 milyon insanın inancı kalbimizde. Bizi taşlamaya çalışanlar olabilir. Bu 200 kişiyi azmettirenler vardır. Onlar bir avuç insan, biz onlara taş atmayız biz çiçek atarız. Biz sevgiye boğacağız onlar gibi kafa göz yarmayacağız. Kafa göz yaranlardan hesap soracağız. Pazartesi ülkenin bağımsız mahkemeleri onlara ceza verir. Sakarya’nın ulaşım problemleri, Sapanca’nın korunması. Tarım ile ilgili köklü problemler. Bu şehirdeki 60 bin üzerinde üniversite öğrencelerin problemleri, bütün hepsini biz aşacağız.
Bırakın onların milliyetçilik inanç üzerinden bölmesini. Vız gelir tırız gider. Onlara kalırsa kendilerine oy verenler milli, vermeyenler değil. Bize oy verenler darbeci oluyor. Bu kadar akıl yoksunu, bu kadar ne yazık ki oy için her şeyi yapabilecek insanlar. Çünkü dertleri millet değil, dertleri bu ülkenin sırtından rant elde etmek. Bir avuç insanlar. Her gün pandoranın kutusundan bir şey çıkıyor. Duyduğumuz şeylerden biz utanıyoruz, başımız öne eğiliyor.
Bunların kötü düşünceleri bitmiyor. Yine kendi arkadaşları tek tek açıklıyorlar. Gerçekten utanıyorum. Bu memleketi Atatürk kurdu. Dünyada önderin başka bir benzeri yok. Böyle bir insanın kurduğu ülkenin yöneticilerin karıştığı işleri duyunca utanmıyor musunuz. Ben utanıyorum.
Bu utancı tarihe gömeceğiz. hep beraber. Oy için her şeyi yaparlar. Oy için bunlar ahireti bile pazarlamaya başladılar. İnançlarımız üzerinden yorum yaparak bizi bölmeye çalışıyorlar. Neredeyse haşa, birimize cennetlik birimize cehennemlik diyecekler. Bunlara aldanmış insanların kin duygusunu görüyorum. Bunlar milletimizi de zehirlediler. Ama bizim milletim, kalpleri ile o eritecek buz kaplamış kalpleri. Kötülükler gidecek, iyilikler gelecek. Gençler Cumhurbaşkanımıza firesiz oy istiyoruz. Hazır mıyız?”
İmamoğlu'nun ardından yurttaşlara seslenen Temel Karamollaoğlu'nun açıklamaları ise şöyle:
“Allah nasip ederse, benzer toplantılara zafer kutlamak için yapacağız.
Bizim derdimiz, kavga etmek değil. İktidar yandaşları yeri geldiği zaman işi çığırından çıkarıp kavga ortamı oluşturmaya adeta zorluyorlar son zamanlarda.
Korkunun ecele faydası yok. Bu korku bu arkadaşlarının siyasetteki sonlarını getirecek. Onlarda memnun olacak, bunaldılar çünkü. Bu işi nasıl bırakacaklarını bilemiyorlar.
Siyasetteki ömürlerine bir nokta koyacaklar. Hepimiz, pazar günü inşallah, kanaatlerimiz sandıkta ifade edeceğiz. Biz seçimi huzur içinde barış içinde geçmesini arzu ediyoruz. Demokrasilerde seçim en önemli konudur. Seçimin mutlaka huzurlu bir ortamda yapılması icabet eder. İnsanlar, düşünerek bilerek kendi gelecekleri için oy kullanırlar. Bundan kimsenin korkmaması gerekir. Ancak, seçimlerde bir hususu daha var. Siyasi partilerin temsilcileri seçime giderken, halkı yanıltmalıdırlar. Yalandan iftiradan hakaretten uzak durmaları icabet eder.
Bugün farklı kanaatlere sahip olabilir. Yarın iktidar değiştiğinde gerçekleri kabul etmek mecburiyetinde kalırız. Bundan dolayı birbirimizle kavga etmenin mecburiyeti yok.
Bugünkü haliyle başkanlık sistemi diktatörlüğe eviriliyor. Meclis mi? Benim nazarımda hiçbir kıymeti ok noktasına geliyor. Bundan dolayı başkanlık sistemini mutlaka değiştirip, bir istişare ortamını doğmasını sağlayacağız. İlk adımı atarken, sayın Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu ile 2,5 yıldır görüşme yapıyoruz. Savaş gitmiyoruz. Taban tabana zıt fikirlerimiz olabilir. Fikirleri tartışırız. Bu seçimde bir numaralı hedefimiz bugünkü başkanlık sitemini değiştirmektir. Şunu da biliyoruz. Kim nerede mağdur olursa yanında olacağız. Biz ‘ben ekonomistim’ sözünü unutmuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı ülkenin problemlerini çözemedi. Çözmek bir tarafa daha korkunç bir boyuta çıktı. Çalışanların büyük bir kısmı açlık sınırının altında ücret alıyor.
Allah nasip ederse, Millet İttifakı’nın gündemin tüm meseleleri çözmek var. Çiftçimizi de memuruz da esnafımız da huzur kavuşacak.
Ülkedeki tek problem ekonomi değil. Vatandaş bir sorunla karşı karşıya geldiğinde adaleti bulamayacağına inanıyor.
ŞAMPANYA GÖNDERMESİBizim dinimiz de bunu buyurur. Sevgili peygamberimiz güzel ahlak buyurur. Güzel ahlakın başında da adalet gelir, israfı terk etmek gelir. Sonra bunları yapacaksınız şampanya ile alnı secde arasında bir safta atacaksınız.
Biz buna razı olmadık. Biz Müslümanlığı adaletin üzerine inşa edildiğine inanıyoruz. Yolsuzluk yap hem seccadeye değsin. Böyle bir mantık mı olur. Maalesef son zamanlarda gençler arasında İslam’a temayülde azalma görüldü. Neden? Bu laflarla İslam’ı tarif edilmeye kalkarsa bir genç neden özensiz İslam’a?
Biz bu anlayışı kökünden değiştireceğiz. Ülkeyi bir bütün olarak kalkındıracağız. Adalet denilen mefhum bizim en başta taşıdığımız levha olacak. Şahsiyetli bir dış politika gideceğiz. Her ülkeyle uyum içinde olan bir politika sürdüreceğiz. Sınırlarımızı korumakta kararlıyız.
En büyük zafer sizlerin oyları ile ulaşacağız. Pazartesi günü de inşallah bayram günü olacak.”
Son olarak kürsüye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
“Bu ülkeye iyiliği getireceğim. Sevgiyi, barışı, getireceğim. Gözyaşlarına son verdireceğim. Bu ülkeye insan haklarını getireceğim. Kim adaletsizliğe uğradıysa bütün kapılarım açık olacak. Hakkını teslim edene kadar mücadele edeceğim.
Karamsar bir havanın olduğunu biliyorum, endişeleri biliyorum. Evladı tweet attığı zaman endişelenen babaları biliyorum. Mutfaktaki yangını biliyorum. Bütün dertlerin her hanede yaşandığını biliyorum. Benim görevim, Cumhurbaşkanı yardımcıları ile problemleri çözmek. Biz paraya talip değiliz. Bizim parayla pulla ilgilimiz yok çok şükür. Kul hakkı yemedim yedirmeyeceğim de. Ben bunu söyledim, onlar da söylesin. Niye demiyorlar kul hakkı yemedik diye.
"BU ÜLKEYE BAHARI GETİRECEĞİM"Biliyorum kimin ne yaptığınız. Bu ülkeye gerçekten bahaları getireceğim. Devlet nasıl yönetilirmiş hepiniz göreceksiniz. Liyakat neymiş hepsini göreceksiniz. KPSS’de haksızlığa uğrayan evlatlarımızla beraber basın toplantıları yaptım. Apartman görevlilerimiz ile de beraber oldum, onlarında dünya kadar sorunu var. KPSS mağdurusunuz biliyorum. Hepinizin hakkını teslim edeceğim. Bay Kemal eşittir, hak hukuk ve adalet. Çiftçilerin de sorunlarını biliyorum. Topraklarımız her türlü ürünü yetiştirmeye elverişli. Ama gelin görün, buğdayı arpayı, pamuğa, canlı eti dışardan alıyorlar. Bu memleketin bereketli tarlarında olmaz mı? Çalışkan insanlarımız var. Hangi gerekçe ile dışarıdan geliyor .Bizim üreticimiz kazanmıyor diğerleri kazanıyor. Ülkenin tarım bakanı gidiyor Güney Amerika’ya buralarda tarım çok iyi. Sen ilk önce kendi ülkene bak. Neden çiftçi gelir elde edemiyor, neden küstü.
ÇİFTÇİLERE SESLENDİYapacağım çiftçi de emekli de geçler de kazanacak. 'Bir Kemal kurdu bir Kemal kurtaracak' diyorsunuz, eyvallah. Fındık, taban fiyatı 4 dolar olacak. Bizim üreticimiz kazanamıyor. Alınteri kadar değerli bir şey yoktur. Alın terinin hakkını öderseniz bu ülkede her şey çok güzel olur. Ben 27,5 yıl devlette çalıştım, bir söz verilince arkasında durulması lazım. Benim bütün bürokratik hayatımı mercek altına aldılar bir şey bulmak için. Bulamadılar. Bulamazsın kardeşim boğazımdan bir lokma haram geçmedi. Sandığa giderken komşunuzu yanınıza alın, başka bir partiye oy veriyorsa diyeceksiniz ki Türkiye’nin huzura değişime ihtiyacı var. Gidelim bu kez, oyumuzu Kılıçdaroğlu’na verelim diye ikna edeceksiniz. Ben de size 85 milyonun Cumhurbaşkanı olma sözü veriyorum. Kimseyi ötekileştirmeyeceğim. Kimseye öfke duymayacağım. Adalet neyi gerektiriyorsa öyle davranacağım. Sevgili anneler, size de bir çift sözüm var.
Türkiye’nin kaderini gençler değiştirecek. 5 milyon genç ilk oyunu, demokrasi, adalet için kullanacak. Ve bir otoriter yönetimi demokratik yollarla değiştirecek. Dünya siyasi tarihi, Türkiye’deki gençler otoriter yönetimi değiştirdi diye yazacak. Siz bir tweet atarken anneleriniz babalarınız uyarıyor. Bay Kemal’in sözü var, en rahat beni eleştireceksiniz. Sevgiyi getireceğim. Taş atanlar değil, elleri kalp yapanlar kazanacak. Bizim ruhumuzda insanlık ahlak erdem var. Bu güçlü devletin liyakatli erdemli insanlar tarafından yönetilmesi var. Devlet, bir kişinin iki dudağından çıkacak kararla yönetilmez. Devlet parti devleti değildir, partiler geçicidir.
"10 YILDA BİR KRİZE GİREN ÜLKE İSTEMİYORUM"Her 10 yılda bir krize giren bir ülke istemiyorum. Öyle bir sağlam yapı kuracağım ki devlet devlet gibi olacak. Devletin saygınlığı olacak. Düne kadar hakaret ettiği kişiye, para dilenmeye gitmeyecek devleti yöneten kişi. 418 milyarı sanıyorlar ki Bay Kemal bunları bilmiyor. Yurt dışındaki villalarınız, hangi bankalara para yatırdıklarını biliyorum. Son kuruşuna kadar getireceğim, bu millete vereceğim. Benim cumhurbaşkanı olmama 2 temel faktör karşı çıkıyor. Bunlardan birisi beşli çeteler. Fizan’a mal varlıklarınızı götürürseniz geri getireceğim. İki uyuşturucu baronları. Sözüm söz, uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım.
GAFFAR OKKAN AÇIKLAMASIGaffar Okkan, yürekli bir polis. Halkı ile kaynaşan bir polis. Halkının gönünde yer alan bir polis. Onu vurdular. Burada yatıyor. Mezarına uğrayıp karanfil bırakmıştım. Aynı şekilde Sinan Ateş’in kanı da yerde kalmayacak. Unuttuğumu sanmayın. Bir yerde adaletsizlik varsa sonuna kadar yürüyeceğim.. Bir insanın görüşü farklı olabilir. Ama hepimiz aynı bayrağın altında yaşıyoruz. Bir insan neden farklı görüştü olduğu için katledilir? Gaffar Okkan’ın da Sinan Ateş’in katillerini de kulaklarından yakalayıp adalete teslim edeceğim.
"SAKARYA'DAN BİR BAKANINIZ OLACAK..."Sizler için çalışacağım. Allah nasip ederse Sakarya’dan bir bakanınız olacak. Dirençli kentler neymiş, nasıl yapılırmış hep beraber göreceksiniz. Çalışkan insanlar nasılmış, kişilerin hakkı hukuku nasıl korunurmuş göreceksiniz. Allah nasip ederse Sakarya’dan bir bakanınız olacak. Dirençli kentler neymiş, nasıl yapılırmış hep beraber göreceksiniz. Çalışkan insanlar nasılmış, kişilerin hakkı hukuku nasıl korunurmuş göreceksiniz Özgüre basın, iktidarı eleştirir. Bir politikacının en çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Rahatlıkla yazacaksınız, rahatlıkla karikatürlerini çizeceksiniz. Benimkini de çizeceksiniz. Özal, Gırgır’ın kendilerini eleştiren karikatürlerini asmıştı. Allah rahmet eylesin, böyle başkabakanlara ihtiyacımız var.”