İYİ Parti Kalkınma Başkanlığı: "Tıbbi cihaz sektörünün kamudan alacağı 23 milyar TL"
İYİ Parti Kalkınma Başkanlığından yapılan açıklamada, Türkiye'de tıbbi cihaz sektörünün pazar büyüklüğünün yaklaşık 13 milyar TL olduğu belirtildi. Açıklamada, "Ancak, sektördeki firmaların kamudan alacaklarının toplamı sektör temsilcilerinin belirttiğine göre 23 milyar TL" denildi.
Yapılan açıklamada devletin sürekli borçları erteleme önerisi sunduğu kaydedildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Firmaların zaten aylardır alamadıkları ödemelerinde %25 indirime gitmesini istemek hiç olmaz, olmamalı! Üst-orta ve yüksek teknolojili, halk sağlığı için önemi bilinen ürünler üreten firmaların kamudan alacaklarının 2 yıllık pazar büyüklüğüne yakın olması kabul edilemez"
SAĞLIK ALANINDAKİ TEKNOLOJİLER ÜLKEMİZE GİREMİYOR
"Sektör paydaşları ile görüşmelerimiz ve yaptığımız araştırmalardan, sağlık sisteminde özel sektör ve kamu arasında biriken sorunların artık vatandaşın hissetmeye başladığı yeni sorunlara yol açtığını tespit ettik. Sektördeki fiyatlama, geri ödeme, başvuru değerlendirme gibi sorunlar halk sağlığını ve firmalarımızı riske atıyor. Bu sorunlardan dolayı sağlık alanındaki yeni teknolojiler ülkemize giremiyor! 3 ayda tamamlanması gereken A ve B grubu dosya değerlendirmeleri 2 yılı geçiyor. SGK yeni kod açarken kaliteyi ya da halk sağlığını değil, sadece fiyatı dikkate alıyor. Onaylanma ihtimali zaten düşükken, onaylansa bile düşük fiyatla karşılaşacak firmalar ülkemize yeni ürünle girmek istemiyor. Bu nedenle hem vatandaşımız hem de sağlık profesyonellerimiz yeni sağlık teknolojilerinden mahrum bırakılıyor."
DMO’NUN KAPASİTESİ BU İŞ İÇİN YETERSİZ KALIYOR
"Sağlık Market ile tüm kamu alımları DMO üzerinden yapılmaya başlandı. Böylece alacak birikmesine neden olan SGK-Hastane-Firma modeli yerine SGK-DMO-Firma modeline geçildi. Ancak tüm satın alma yükünü sırtlaması beklenen DMO’nun ne kapasitesi ne de mevcut sistemi bu iş için yeterli değil. DMO alım süreçlerinde hazırlanan SMT kodlarında bazen tek firmaya işaret eden şartnameler bazen de tüm firmaların ihaleye girebileceği basitlikte şartnameler hazırlanıyor. DMO’nun yaptığı toplu alımlarsa ölçek ekonomisi sorunu nedeniyle yerli üreticiyi dezavantajlı duruma sokuyor. Örneğin sütür alımı yapacak olan DMO, yüzeysel bir şartname ile süreci başlattığında yabancı bir firma kalitesi düşük ve ucuz ürünlerini tüm hastanelere sokabiliyor. Oysa cerrahlar bu ürünlerden memnun olmayınca tüm sütürler boşa alınmış oluyor. DMO fiyatları ile geri ödeme fiyatları arasında bazı kodlarda uçurumlar var. DMO’nun alım fiyatı SGK’nin geri ödeme fiyatının 10 katına kadar çıkabiliyor. DMO fiyatları doğruysa ürünün geri ödeme fiyatları neden bu kadar düşük?"
ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN HİZMET SUNMASINA VE GELİŞİMİNE ENGEL OLUNUYOR
Üniversite hastanelerinin sağlık hizmeti sunması ya da gelişimine engel olunuyor. Çünkü hastaneler tıbbi cihaz almaktan kaçınabiliyor. SGK-DMO fiyat farkı nedeniyle üniversite hastaneleri ya cihazı kullanmıyor ya da fiyat farkını başka kanaldan kapatmaya çalışıyor. SGK tıbbi cihazları TL cinsinden fiyatlıyor. Bu durum TL’deki değer kaybı nedeniyle hem maliyetleri sürekli artan yerli üreticiyi hem de ürünlerini ülkemize ihraç eden yabancı üreticileri zorluyor. Fiyatlandırma politikasında Türkiye en ucuz ülkelerden biri durumunda. Bu bir başarı değil çünkü buraya Hindistan’dan bile kalitesiz ürün gelmesi riskini doğuruyor. Bu nedenle bazı global firmalar Türkiye’deki operasyonlarını kısmen kapattı ve çalışanlar işten çıkarıldı. Hastanelerde bazı ürünlerde sırf bütçeye yük getirmesin diye “üçüncü basamakta ödenir” maddesi var. DMO’dan alım yapmanın üniversite hastanelerini zor duruma soktuğu düşünüldüğünde, vatandaşın tedaviye ulaşımını kısıtlayan bu uygulamaya da son verilmesi gerekiyor."
Açıklamada ayrıca şu öneriler sıralandı:
- Mevcut SUT listelerini güncelleyerek daha sade ama ürünler arası kalite farklarını dikkate alan bir model geliştireceğiz.
- SGK’nin doğrudan firmalara ödeme yapmasına imkân veren bir modele geçeceğiz.
- Tıbbi cihazda fiyatlandırma politikasını değiştirecek, sepet kura endeksli, değer bazlı ya da referans fiyat uygulamasına geçeceğiz.
- SGK’nin kapasitesini geliştirerek dosya değerlendirme süreçlerini 3 ayın altına çekeceğiz.
- Üniversite ve eğitim ve araştırma hastanelerinin üzerindeki maliyet baskısını azaltacak, teknolojik gelişmelere adapte olmuş ve teknolojik gelişime katkıda bulunan kurumlara dönüşümlerini destekleyeceğiz.
Bunlar da ilginizi çekebilir