Okulda dağıttığın ve üstünde isminin yazdığı (hatta ilk ismini, birinci harfi ile kısalttığın için homofobik esprilere konu olan) plastik toplar sayesinde tanışmıştım seninle. Tek bildiğim o yılki yerel seçimde, ailemin ve çevremin sana oy vermediği idi.
Çeyrek asırlık görev süren (Bkz: Başkentin kâbus dönemi) boyunca da balon patlatmaların, Ankara susuz kaldığında insanların aldığı duş sayısına kafayı takmaların, toplu ulaşımı gece yarısı olmadan sonlandırman da en önemli hizmetlerinden oldu. (“Hizmet” sözcüğünün senin dönemindeki anlamına ise hiç değinmiyorum)
Bir süre önce zırhlı aracına (daha doğrusu kamuya ait olan ve el koyduğun araç, yine belediyeye geri döndüğünde) sevinmiştim. Bu dönüş sürecinin çok daha geniş kutlamalara yol açmasını dilerdim. 3 milyon 650 bin TL’ye belediye tarafından satılan zırhlı aracın fiyatı o dönemdeki Dolar kuru ile yaklaşık 203 bin dolar, bugünkü fiyatı 6 milyon TL’nin üzerinde olduğunu da belirteyim.
Geçenlerde de üstüne konduğun evden tahliye edileceğin haberlerini aldık. Bir mutlu olduk ki sorma. Dönüşüm adı altında evleri/arsaları elinden alınan insanların ahı mı tutuyor acaba?
Tabiri caiz ise aç insanları doyurmayı başarabiliyoruz ama tokların egosunu ve hırsını yenemiyoruz bir türlü.
Maaşları, bonservisleri, transfer ücretleri milyon dolarlarla ölçülenlerin daha çok kazanma hırsı sonucu kaybetmeleri de son zamanlarda gündem oldu. Sızlanmalar, ağlanmalar samimi gelmese de işin içinden çıkmak için TCMB’nin politika faizi üzerinden fetva verenleri araya koymak da tartışma konusu
Bulgur fiyatı ile mücadele eden insanlarımızın, pirince giderken elindekilerden olanları kaybedenleri dert etmeyeceğini umuyorum zaten. Ancak tek adam rejimine destek kampanyasında başlatılan “Sen de var mısın?” kampanyasında malum futbolcunun kendisini ortaya koyması boşuna değil elbet.
Mesele dönüp dolaşıp hırsa, daha fazlasını elde etme arzusuna ve bunu (yasal boyutu tartışılır) umursamazlıkla, yüzsüzlükle, kamuoyunda tanınan insanların, “bilinmeyen” yöntemlerle para kazanmaya çalışmasına dayanıyor.
Fenomen meselesi de öyle… Adli süreçler olmasa adını bilmediğimiz insanlar bir anda kafalarında dolarlarla ortaya saçıldı. Varını da yoğunu da göstermeyen nahiflik bir yana itildi. Para kafada değil kardeşim cüzdanda, bankada, kasada vs.. durur.
Üzülmüyor değilim. Eminim ülkenin en büyük vergi ya da kara para suçlusu, “şarkımsı” müziklerle sonradan görmeliklerini inşa edenler değildi. (Mehmet Cengiz Örneği gözümüzün önünde)
Ama ülke olarak çift taraflı bir paradigma değişikliği yaşıyoruz. Fiyatlardan, satın aldığı ürünün pahalılığından bahsetmeyi “ayıp” kabul eden kesimin dilinde “hayat pahalılığı” var artık. “Bir poşet kaça doluyor?” sohbetleri sadece asgari ücretlileri kapsamıyor şu an.
Eski Türkiye’nin “iyi eğitimli, orta kesimi” diye adlandırılan ya da “kendini orta gelir grubu olduğuna inandıran” bireylerinin her iki cümlesinden biri yükselen fiyatlar oldu. “Pahalılık algısını kendine saklama” öğretisi kendi kendini imha etti mevcut koşullarda.
Diğer taraftan da Pablo Escobar’lığa özenip, kafasında (20 adet 100 Dolar sayabildim) 2 bin dolar (yaklaşık 57 bin 836 TL) gezenlerin (eğer Maliye ve Emniyet peşine düşmeseydi) sefa süreceği, legal ya da illegal yollarla elde ettiklerini sergilemekle gurur duyacakları bir zihniyet öne çıkıyor.
“Alıcısı var ki satıyor” diyebiliriz mevcut serbest piyasa ekonomisi koşullarında. Ancak satmaması gereken içerikleri, almaması/tepki duyması/ayağa kalkması gereken kitleler alıyor, sosyal olduğu iddia edilen (bence asosyal) medya üzerinden.
Bir de üzerine TikTok’ta memesinin bir kısmını gösteren hanımefendi eklendi. Gözaltına alınıp, ardından serbest bırakılan kadının aylık kazancı da tartışma yarattı. Üzgünüm de bu iş de serbest piyasaya giriyor. Demek ki dekolteden iki düğme açmak para kazandırabilen bir uygulamaymış. Elbette her kadının kendi bedeni üzerinde karar hakkı var. Lakin mevcut bastırılmış cinsellik coğrafyasında, memesinin bir kısmı ile para kazanan bir kadını linç etmek yerine ya sosyal devlet şartlarının sağlanması ya da cinsel özgürlük kavramının biraz oturması gerekiyor sanki. [i] MHP Lideri Bahçeli, bahsi geçen konularda “milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır” buyurdular.Sayın Bahçeli haklıdır belki. Lakin millete tecavüz edeceğini (argo biçimde dile getiren) iş insanının 425 milyon liralık vergi borcunun silinmesi de malum çocukların paraları sıfırlaması da bu millette öfkene neden olmaktadır.
---
[i] TikTok uygulamasını bugüne kadar indirmiş/yüklemiş değilim.