Politika

CHP'li Özel ve Ağbaba, Ergenekon davasının hakim ve savcılarının yargılanmasına katılma talebinde bulundu

Abone Ol
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, kamuoyunda Ergenekon davası olarak bilinen davada “görevi kötüye kullanma”, “suç uydurma”, “resmi belgede sahtecilik”, “suç delillerini yok etme” gibi suçlardan 16 Kasım Cuma günü Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde yargılanmalarına başlanacak olan eski hakim ve savcıların davasına katılma başvurusunda bulundu. Özel ve Ağbaba tarafından Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne sunulan katılma başvurusunda, şunlar kaydedildi: “Milletvekili seçilmelerinin ardından oluşturulan CHP Cezaevlerini İzleme ve İnceleme Komisyonu’nda yer alan müştekiler de toplumun diğer bireyleri gibi süreci yakından izlemiş; Ergenekon, Balyoz, KCK, Oda Tv, Askeri Casusluk, Fenerbahçe, Cübbeli Ahmet gibi isimlerle bilinen davaların tamamının duruşmalarını takip etmiş, sanıkların birçoğu ile cezaevlerinde görüşmeler gerçekleştirmiş ve tespit ettikleri hukuk skandallarını kamuoyunun vicdanı ile paylaşmak üzere çok sayıda rapor ve kitap yayınlamıştır. Müştekiler bu süreçte sayılan davaların tamamına yakınında duruşmalarda görevli Mahkeme heyetleri ve bazen de cezaevi yönetimleri tarafından engellenmeye çalışılmış, duruşma salonlarına alınmaları ve hatta duruşma günlerinde Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü yakınına girişleri dahi yasaklanmış, verilen kanunsuz emirleri uygulamakta ısrar eden duruşma salonlarının güvenliğinden sorumlu asker/polislerle karşı karşıya getirilmişlerdir. Buna rağmen yılmayan müştekiler Anayasa’nın 80. Maddesinde yer alan ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler’ hükmünün gereği olarak bu davaları izlemek için her türlü çabayı göstermiştir. ÖZEL TALİMATLA DURUŞMAYA ALINMADILAR Tüm dava süreçlerinde yaşanan bu hukuksuzlukların doruk noktaya çıktığı bir duruşmada, duruşma salonuna girmek isteyen müştekiler Veli Ağbaba ve Özgür Özel ile birlikte İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal, Ali Özgündüz ve İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk’un özel talimatıyla duruşma salonuna alınmamış, salona girişlerine jandarma marifetiyle engel olunmuş, duruşmaya sadece avukatlar ile basın mensuplarının girmesine izin verilmiştir. Bunun üzerine Mahkeme heyeti ve özellikle sanık Hüsnü Çalmuk ile milletvekilleri arasında yoğun tartışma yaşanmış, milletvekilleri salondan yaka paça dışarı atılmaya çalışılmış bu sebeple duruşma salonunda arbede meydana gelmiştir. İddianamede müştekiler ile ilgili değinilen bu olay; yaşanan hukuksuzluklardan yalnızca biridir. Müştekiler 2011-2014 yılları arasında bu davalara bakan tüm Mahkemelerde Mahkeme heyetleri tarafından cebren engellenmişlerdir. "SİYASİ İKTİDAR TARAFINDAN ÖRGÜTÜN ADETA ÖNÜ AÇILDI" 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilmek istenen hain darbe girişimi ile görüldüğü üzere Fethullahçı Terör Örgütü, siyasi emellerini gerçekleştirmek üzere hemen her girişimde bulunmuş; yıllar boyunca adliyede, mülkiyede ve orduda ciddi bir örgütlenme içerisine girmiştir. Müvekkillerin mensubu bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisi ve bu partiyle özdeş nitelikteki Halkçı Parti, Sosyal Demokrasi Partisi ve Sosyaldemokrat Halkçı Parti’nin Genel Başkan, Grup Başkanvekili, Milletvekili düzeyinde tüm yetkilileri ve hatta üye/sempatizanlarına uzanan geniş bir kitle tarafından, kamuoyuna kendisini Fethullah Gülen Cemaati ya da Hizmet Hareketi olarak tanıtan ‘Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ’ isimli örgüt hakkında laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizi ve devletimizin Anayasal düzenini yıkmaya/değiştirmeye yönelik planlı ve örgütlü hareketlerinin bulunduğu, ‘F Tipi örgüt’ yapılanması ile devleti ele geçirme çabası içinde oldukları, buna dair toplumsal, sosyal, ekonomik ve idari tüm koşulları yönetme/yönlendirme gayesini takip ettiklerini belirterek sayısız kez tüm adli ve mülki makamlar ile yurttaşlarımızı uyarmış; TBMM kayıtlarında da bulunan Araştırma Önergeleri, Genel Kurul ve Komisyon konuşmaları, Gensoru önergeleri, yazılı ve sözlü soru önergeleri ile de somutlaştığı üzere örgütle siyaset kurumu dâhilinde mücadele etmiş ve bu örgütün tarihsel hasmı haline gelmiştir. Ancak buna rağmen hem kamuoyunda bu feryada kulak verilmemiş ve maalesef siyasi iktidar tarafından bu örgütün adeta önü açılmıştır. TARİHSEL HUSUMET 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen Anayasa değişikliği halkoylaması neticesinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı değiştirilmiş ve bu örgüt HSYK’yi ele geçirmiştir. Örgütün geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri’ne serptiği tohumların filizlenmesi de bu şekilde olmuştur. Mahkemenizde yargılanan sanıklar başta olmak üzere örgütün talimatlarıyla ve örgüt yararına hareket eden hakim ve savcılar tarafından yürütülen soruşturma ve davalarla orduda kritik görevdeki isimler tasfiye edilmiş, bu sayede yerlerine örgüt mensubu askerlerin getirilmesi sağlanmıştır. Müvekkillerin mensubu bulunduğu siyasi parti/gelenek ile Fethullahçı yapılanma arasında da tarihsel bir husumet bulunduğundan ve örgütün filizlenme aşamasından bu yana yaklaşık 40 yıllık süreçte adım adım yaklaşan, netice itibariyle 15 Temmuz 2016 gecesi sübut bulan bu tehdit fark edilerek örgüte karşı mücadele edildiği için de başta müvekkiller olmak üzere CHP milletvekilleri örgütün hedefinde olmuştur. Müştekilerin; Ergenekon, Balyoz, KCK, Oda Tv, Askeri Casusluk gibi davaları izleyerek bu davalarda yaşanan hukuk skandallarını kamuoyunun gözlerinin önüne sermeleri ve bu yolla FETÖ’nün sinsi planlarını deşifre etmeleri örgütü rahatsız etmiş, bu nedenle de müştekilerin davaları izlemeleri zor kullanmak suretiyle engellenmiştir.”