Pala, konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 25/07/2019 tarihli Füsun Üstel ve diğerleri kararını hatırlatarak, “Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’nin ifade özgürlüğü kapsamında yer aldığına hükmedilmesine karşın görevine iadesini bekleyen çok sayıda akademisyenin maruz kaldıkları fiili bir cezadır” dedi.
Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Olağanüstü hâl hukuken sonlanmış olsa da; yıllar sonra bile yarattığı kurallar ve kurumlar, yüksek mahkemenin kararını bile yok sayıyor ve barış akademisyenlerinin görevlerine iadeleri keyfi uygulamalarla bekletiliyorsa, ne kadar yargı reformu ve paketi yaparsanız yapın 'hukukun üstünlüğü' değil 'üstünlerin hukuku' gerçeğini göreceksiniz” açıklamasını yaptı.
Barış akademisyenlerinin soruşturmaları sırasında, soruşturmacıların hukuki kanıtlara dayanmaksızın haksız suçlamalarda bulunmuş olduklarının da ortaya çıktığına değinen Kayıhan Pala, “Hak ihlallerinin yinelenmesini önlemek için, soruşturma komisyonlarında görev alan ve haksız suçlamayı yapan bütün soruşturmacıların soruşturulması gerekir” diye konuştu.