Politika

CHP'den Musa Anter Ödül Töreni yasağına tepki

Abone Ol
25’inci düzenlenen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Ödül Töreni’nin dün kaymakamlık emriyle yasaklanmasına CHP’den tepki geldi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında yazar, şair ve gazeteci Musa Anter’in toplumu aydınlatan yazıları nedeniyle 1959 yılında tutuklanarak yargılandığını ve bir süre sonra Çanakkale’ye sürgün edildiğini hatırlattı. Musa Anter hakkında, köşe yazıları ve şiirleri hedef alınarak sayısız dava açıldı. 49’lar davası, 1951 tevkifatı ile 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde defalarca tutuklanan Anter, ömrünün 11.5 yılını hapiste geçirdikten sonra bu kez kendi hedef olmuş ve "kimliği belirlenemeyen" bir kişinin açtığı ateş sonucu "susturulmuştu!" diyen Altıok, açıklamasında Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olduğunu söyleyerek “Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Ödül Töreni’ni yasaklayan anlayış Musa Anter'i ve gerçekleri yazdığı, halkı aydınlattığı için susturulan tüm aydınları hedef almaktadır" dedi.
Zeynep Altıok’un açıklamalarında öne çıkan başlıklar şu şekilde; HEDEFTE SADECE YAŞAYAN GAZETECİLER DEĞİL ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLERİN FİKİRLERİ DE VAR Bu coğrafyanın en çok baskı gören gazetecilerinden biri Musa Anter’di. Dün 25’incisi verilen ödül töreni OHAL bahane edilerek yasaklandı. Berkin’e, Hatun Tuğluk’a saldıran zihniyet Musa Anter’i de hedef tahtasına koydu. Ohal gerekçe gösterilerek Musa Anter ödül töreni yasaklanıyor ama aynı gün aynı şehirde Akp’li bakan ve milletvekillerinin katıldığı ödül töreni yasaklanmıyor. Türkiye tarihinin en karanlık günlerini yaşıyoruz. Akp ve saray iktidarının hedefinde sadece yaşayan gazetecilerin değil, öldürülen gazetecilerin de fikirleri var. Susurluk davasında hapis cezası alan Mehmet Ağar, Yenipazar Cezaevi'nde 1 yıl boyunca lüks cezaevi koşullarında yattı. Bu iktidar Ağar için cezaevini özel olarak hazırladı, yetmedi cezaevine giden yolları bile onardı. Faili meçhul cinayetlerin en yüksek olduğu dönemlerde emniyet genel müdürlüğü yapan Mehmet Ağar, Musa Anter davasında görüntülü olarak verdiği ifade dışında karanlık sırları saklaması için sustu ve susturuldu. Jitem ve Musa Anter Davası birleştirilmesine rağmen bu karanlık ortaklık devam ettirildi. “İnsan kaybetme” konusunda uzman olan bu karanlık ortaklık Musa Anter’in katili olduğu bilinen “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın da “kaybolmasına” aracılık etti. Biz bu insanlık suçunun takipçisiyiz. Ne kadar süre geçerse geçsin de sorumluların ve bu karanlık ortaklığın yargılanması ve Musa Anter cinayetinin aydınlatılması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü bu ve birçok davanın sanıkları faili meçhul gibi görünse de faili meşhurdur! ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI HEM İTİRAF HEM İFTİRADIR Zeynep Altıok, Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Reuters’e yaptığı açıklamalara değindi. Altıok konuyla ilgili olarak “Erdoğan dün Reuters’e yaptığı açıklamada ‘Ben gazeteciyim' diyene bir defa inanmayın. Terör örgütü herkese bir tane kart veriyor. Sarı basın kartı sahibi olanlar bunların içerisinde 50'yi geçmez. Durum budur. Onun için de bu oyunlara da gelmemek lazım ve bu konuda yargımız çok hassastır, dikkatlidir ve adımlarını da buna göre atar’ dedi. Aynı Erdoğan 2 ay önce de ‘Mesleğini gazeteci olarak ifade ederek cezaevlerinde bulunan 177 kişiden sadece ikisi sarı basın kartı sahibidir. Bu 177 kişiden biri cinayet suçundan, diğerleri de terör örgütleriyle ilişkileri sebebiyle cezaevinde bulunuyor’ diyordu. Dün sarı basın sahibi gazeteci 2, bugün 50 diyen Erdoğan aslında hem itirafta hem iftirada bulunuyor. Sarı basın kartı sahibi gazeteci sayısı 2 mi 50 mi? Günden güne sayıyı arttırdığına göre belki de sayı çok daha fazla. Erdoğan ‘terör örgütü herkese bir tane kart veriyor’ diyor. Tutuklu gazetecilerin çoğu hala hangi suçtan yattığını dahi bilmiyor. Haklarında iddianame bile düzenlenemiyor. Ayrıca sarı basın kartlarını Başbakanlık vermiyor mu? Tutuklu gazetecilerden kaçının sarı basın kartı ne zaman iptal edilmiş? Talimatla gazeteci tutuklatanlar talimatla da basın kartı iptal ediyor. "Türkiye'de gazetecilik yaptığı için tutuklanan kimse yok" diyenler bugün başta çökmüş Cumhuriyet davasının deli saçması iddianamesine ve delil olarak sunulan iftira ve kumpas demetine baksınlar. "Türkiye hiç bu kadar özgür olmadı" diyenlerin yönettiği ülkede insan hakları anıtı kelepçeli, hak savunucuları dahi tutuklu, tam 160 gazeteci tutuklu ve başta Musa Anter olmak üzere Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Ümit Kaftancıoğlu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Hrant Dink cinayetleri gibi sayısız gazetecinin ortak kaderi bilinçli bir tutumla FAİLİ MEÇHUL bırakılmaktır. Bu tabloda Musa Anter Özgür Basın Şehitleri 25 ödül törenine yönelik tutum utanç tarihimizin sıradan ve zavallı bir özetidir.