Politika

AK Parti seçmeni hariç: Çoğunluk 'normalleşme' sürecini gereksiz buluyor

Abone Ol

Türkiye siyaseti son bir ayda, ‘alışık olunan'ın yanı sıra uzun yıllar sonra ilk kez meydana gelen olaylara da sahne oldu.

İdeaPolitik Enstitü, kamuoyuna 'normalleşme' veya 'yumuşama' olarak yansıyan siyasi diyalog sürecine halkın nasıl baktığını araştıran bir çalışma yayınladı. 

Süreci yalnızca AK Parti seçmeni olumlu buluyor

23-26 Haziran tarihlerinde 26 ilde bin 824 kişiyle yapılan çalışmaya göre halkın yüzde 50’lik bir kesimi normalleşme sürecine olumsuz bakarken bu süreci destekleyenlerin oranı yüzde 29,7 oldu. CHP seçmenlerinin yüzde 59,9’u ise bu girişimlere olumsuz bakıyor. Bu olumsuz bakış diğer muhalefet parti seçmenleri (İYİ Parti yüzde 53,6, DEM Parti yüzde 69,4) ve MHP seçmenleri (yüzde 43,8) için de geçerli. Bu süreci olumlu bulan tek seçmen grubu olarak AK Parti seçmeni dikkat çekiyor.

Özellikle 'muhalif kesim' sürece inanmıyor

Ankete katılanların yüzde 74,1’i normalleşme girişimleri başladığından beri Türkiye’de bir değişim ya da yumuşama görmediklerini söylüyorlar. Bu oran, CHP seçmenlerinde yüzde 79,2 düzeyinde. İYİ Parti (yüzde 85,7) ve DEM Parti (yüzde 84,3) seçmenlerinde daha da fazla. 

Araştırmaya göre, toplum normalleşme/yumuşama tartışmalarında AK Parti’yi yüzde 61,7 oranıyla samimi bulmuyor. Parti seçmenlerine göre dağılıma bakıldığında ise CHP seçmenlerinin yüzde 85,8’lik ezici bir çoğunluğu bu süreçte AK Parti’yi samimiyetsiz bulduklarını belirtiyor. AK Parti seçmenleri haricinde AK Parti’yi yumuşama söyleminde samimi bulan bir seçmen kitlesi de mevcut değil.

Katılımcıların yüzde 21,5’i normalleşme girişimlerinin AK Parti’ye ve Erdoğan’a, buna ek olarak yüzde 3,6’sı Cumhur İttifakı’na yarayacağını söylerken, bu sürecin CHP’ye ve muhalefete fayda sağlayacağını düşünenlerin oranı takribi olarak yüzde 9 düzeyinde kalıyor.

Anayasa tartışmaları

CHP’nin AK Parti'yle anayasa çalışması yapma ihtimali katılımcılara sorulduğunda ise, katılımcıların yüzde 47’lik bir kesiminin bu tür bir birlikteliğe karşı çıktıkları görülüyor.

Bu negatif bakış açısı CHP seçmenlerinde yüzde 60’ı geçmekte, aynı şekilde DEM Parti (yüzde 70,4), Zafer Partisi (yüzde 55,6) ve Yeniden Refah Partisi (yüzde 52,4) gibi muhalefetin çok farklı kanatlarında da yine yüksek oranlara ulaşıyor.

Seçmen erken seçim istiyor mu?

Araştırmada katılımcılara erken seçim isteyip istemedikleri de soruldu. Katılımcıların yüzde 47,1’i seçimlerin zamanında yapılmasını isterken yüzde 42,1’i erken seçim talep ediyor.

CHP seçmenlerine gelindiğinde ise erken seçim isteyenlerin oranı yüzde 64,6’ya kadar çıkıyor. Aynı şekilde İYİ Parti seçmeninin yüzde 60’ı, DEM Parti seçmeninin ise yüzde 73’ü erken seçim talep ediyor. 

Araştırmadan elde edilen sonuçlar, önümüzdeki süreçte CHP yönetiminin hem normalleşme/yumuşama konusundaki tavrını yeniden değerlendirmeye alabileceği hem de erken seçim için daha ısrarlı bir talebi ortaya koymaya başlayabileceği yorumlarını beraberinde getirmiştir.

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel 2 Mayıs’ta AK Parti genel merkezinde görüşmüştü. AK Parti ve CHP arasındaki genel başkan düzeyindeki bu görüşme en son sekiz yıl önce yapılmıştı.

Erdoğan, görüşmenin ardından ‘siyasetin yumuşama dönemine girdiğini’ söylemişti. Özel ise ‘yumuşama’ kavramını reddederek sürecin ‘normalleşme’ olduğunu savunmuştu.

Bu sırada iki taraftan da ılımlı mesajlar gelmişti.

Özel'in görüşmede 28 Şubat hükümlülerinin durumunu aktarmasından sonra Erdoğan, 17 Mayıs'ta hasta ve ileri yaştaki komutanların cezalarını kaldırmıştı.

Sekiz yıl sonra AK Parti genel merkezindeki görüşme. Süreç medyaya da yansımış, iktidara yakın Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Osman Kavala başta olmak üzere Gezi tutuklularının serbest bırakılması gerektiğine dair yazılar yazmaya başlamıştı. 

Kavala'nın avukatı 6 Mayıs’ta davanın ‘kanun yararına bozulması’nı talep etmiş, başvuru 7 Haziran'da Adalet Bakanlığı'na gönderilmişti. Aynı zamanda 1 Mayıs'ta Saraçhane'den Taksim'e yürümek istedikleri için tutuklanan bazı öğrenciler, Özel'in Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a telefonu sonrası 6 Haziran'da serbest bırakılmıştı. 

Öte yandan Özel, 8 Mayıs'ta Türkiye'de ana muhalefet, yurt dışında ise 'Türkiye partisi' olduklarını söyleyerek "Dış politikada yüzde 85 benzer şeylerde birleşiyor olmamız lazım" demişti. CHP lideri bu süreçte sık sık, 'son 22 yılda devlet teamüllerinin bırakıldığını söyleyerek iki parti liderinin el sıkışabildiği günlere dönme' mesajı veriyordu.

Bu süreçte aynı zamanda CHP'nin Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan gölge bakanlar kabinesi, bakanlarla ortak çalışma toplantıları düzenlemeye başladı.

DEM Parti'ye 'yumuşama' yok

16 Mayıs’ta aralarında eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 108 kişinin yargılandığı ‘Kobani Davası’nın 83’üncü celsesinde karar açıklanmıştı. 72’si firari, 18’i tutuklu ve 18’i de tutuksuz olmak üzere 108 kişinin yargılandığı davada, tutuklu bulunan beş kişiye hapis cezalarıyla birlikte tahliye, 12 kişiye beraat kararı verilmişti. 13 kişinin tutukluluğunun devamına karar verilmişti.

 42 yılla davada en yüksek cezayı alan ve yaklaşık sekiz yıldır Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, 17 Mayıs'ta süreci şöyle eleştirmişti: "Biz de siyasetçiyiz ve halkın seçilmiş temsilcileriyiz ve bizimle konuşmak yerine bize ağır cezalar veriliyorsa demek ki yumuşama, normalleşme Kürtleri ve dostlarını kapsamıyor diye düşünürüz." DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da 20 Mayıs'ta Demirtaş'ı ziyareti sonrası “Bize yansıyan bir normalleşme süreci yok” demişti. 

Nitekim, Erdoğan 1 Haziran'da 'yumuşama'ya çizgi çekmişti: “Siyaset belli çerçevede, belli sınırlar içinde yapılır. Yumuşama adı altında kimliğimizden, duruşumuzdan ve kırmızı çizgilerimizden taviz verecek değiliz."

Sadece iki gün sonra DEM Partili Hakkâri Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış, 3 Haziran tarihinde gözaltına alınmış ve belediyeye kayyım atanmıştı. Akış daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve 19 yıl altı ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Kayyım kararına DEM Parti’den tepkiler devam ederken, AK Parti ve MHP kanadından uygulamanın devam edeceği mesajları verilmişti.

Bahçeli'nin sürece muhalefeti ve Ayşe Ateş görüşmesi

10 Haziran’da Özel’le görüşen, öldürülen eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ayın ilk haftası yapmayı planladıkları görüşmenin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı sonrasında gerçekleşmediğini söylemişti.

Aynı gün İletişim Başkanlığı, Ateş’in Erdoğan’la görüşeceğini duyurmuş, ertesi gün de iki isim Beştepe’de görüşmüştü.

Ayrıca aynı gün CHP genel merkezinde Özgür Özel’le 'iade-i ziyaret' kapsamında görüşmüştü.

Tayyip Erdoğan, bu ziyaretle tam 18 yıl sonra tekrar CHP Genel Merkezi'ne gitmişti. Özel ve CHP heyeti Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı forsu bulunan Türk bayrağıyla karşılamıştı.

11 Haziran’da partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, “Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesi dinleyebilir” demişti. Bahçeli 12 Haziran’da da grup toplantısında taktığı, üzerinde “Allah bana yeter” diye yazan yüzüğünü Instagram’dan paylaşarak şunları demişti: “AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir. Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek.” 

Bahçeli'nin 'AK Parti ile CHP ittifakı' açıklaması, kamuoyunca 'cumhur ittifakında çatlak' olarak yorumlansa da AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız 'ittifakın devam ettiğini' vurgulamıştı.

Özel'in Bahçeli'ye yanıtı Erdoğan'ı kızdırdı

13 Haziran'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla İstanbul'da ‘Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı’ düzenleyen Özel, Bahçeli'nin açıklamasına buradaki basın toplantısında yanıt vermişti. CHP lideri, şunları demişti: "Sayın Bahçeli’ye de bir davette bulunayım. Eğer kendisi ittifakından memnun değilse bizim ittifakımıza katılabilir. Bizim ittifakımızın adı Türkiye ittifakı. Siyasi partileri birleştirmeye gerek yok. CHP‘yle bir başka siyasi partiye ittifak teklif etmesine gerek yok. Bize kimse ittifak falan önermesin. Bahçeli, şöyle bir kolaycılık yapmasın. Memleketi bu hale getirip suç ortağını bize doğru itmesin."