Genel seçimleri kazanan kesimler aynı başarıyı yerel seçime de gösteremeyebilir. Bu nedenle AKP’nin kaybettiği büyükşehirleri yeniden kazanması garanti değil. Ayrıca ekonomik kriz büyük kentlerde politik muhalefeti canlı tutuyor. İktidarın asıl büyük savaşı ise ekonomi alanında olacak.

Geleceği bilmek elbette imkansız. Ama yeni yıl dönümleri insanların ve kurumların yeni kararlar aldıkları anlara denk düşüyor. Geçmişin muhasebesi ise bu potansiyel yenilik zamanlarını gölge gibi takip etmekte. 2023’den çıkan derslerle 2024’e baktığımızda iki sürecin beraberinde kırılmalar ve politik dönüşümler getireceğini ön görebiliriz.

Mayıs seçimleri Millet İttifakını dağıttı. Ayrıca CHP ile İyi Parti arasında giderek yoğunlaşan bir siyasal çatışma iklimi doğdu. Yerel seçimler muhalefetin geleceği bakımından belirleyici olacak. Mayıs bozgunundan sonra gerileyen hatların yeniden kurulması muhalefetin ivme kazanmasını arzulayan kitlelerin ortak dileği. Ancak manzara hiç de parlak değil. Yeni CHP yönetimi siyaseten fazlasıyla toy. Hata üzerine hata yapıyor. İktidar bloğu gözünü büyük kent belediyelerine dikmiş durumda. İstanbul ve Ankara yarışın kızıştığı yerler. Bu iki kenti Cumhur İttifakının alması belki imkansız değil, ama çok zor. Çünkü İmamoğlu ve Yavaş yarıştıkları illerde çok güçlü. Ama CHP her yerde bu ağırlıkta adaylara sahip değil. Bu nedenle Tekirdağ, Yalova, Antalya, Mersin, Adana, Hatay ve Eskişehir’de iktidar bloğunun seçimlerden başarıyla çıkma ihtimali var.

İyi Parti “hür ve müstakil” siyaset rotasıyla bir kumar oynadı. CHP’nin yörüngesinden zamanla ve uzlaşmacı bir şekilde çıkmak yerine sert bir tavrı benimsedi. Bu noktadan sonra 31 seçimleri İyi Parti liderliği için bir güven oylamasına dönüşecek. İyi Parti oylarında azalma ve (veya) tatmin edici ölçüde belediye kazanamama seçenekleri Akşener’i Kılıçdaroğlu gibi bir sona yaklaştırabilir. Bu arada laf lider değişikliğinden açılmışken, Özel CHP’sinin bekleneni verememesi Kılıçdaroğlu destekli bir iç darbeyi kaçınılmaz hale getirecektir. Seçim başarısının çapına göre CHP pekala yeni kurultaylara sürüklenebilir.

CHP listelerinden TBMM’ye girmiş 4 küçük sağ parti için ise bu seçim bir varlık yokluk savaşına karşılık geliyor. Genel kanı Saadet, DEVA, Gelecek ve Demokrat Partinin bekleneni veremediği ve halkta yeterince güçlü bir destek bulmadıkları yönünde. Belediye seçimleri bu kanıyı güçlendirirse bu partilerin teşkilatları daha da çözülüp AKP saflarına dönebilir.

İktidar bloğu için ise göreli bir rahatlık hali var. Çünkü en büyük seçimlerini kazandılar. Gelecek 4 yıl boyunca kendi siyasi birlikleri içerisinde ciddi bir kırılma olmadığı müddetçe istikrar garanti. Ama genel seçim başarısını yerel seçim için tekrarlamak ve muhalefeti 2019 koşullarının gerisine itmek gibi bir hedef var. Seçim tarihimize baktığımızda biz de genelde genel seçimlerle yerel seçimler arasında böyle bir ilişkinin olmadığını görürüz. Yani genel seçimleri kazanan kesimler aynı başarıyı yerel seçime de gösteremeyebilir. Bu nedenle AKP’nin kaybettiği büyükşehirleri yeniden kazanması garanti değil. Ayrıca ekonomik kriz büyük kentlerde politik muhalefeti canlı tutuyor. İktidarın asıl büyük savaşı ise ekonomi alanında olacak. Yeni bir ekip ve yeni bir programla ekonomi siyaseti yürütülüyor. Ancak henüz kırılganlıklar önlenebilmiş değil.

Tüm bu yorumların bizi götürdüğü genel sonuç ise, yılın ilk yarısında seçimleri ve muhalefeti, ikinci yarısında ise iktidarı ve ekonomiyi konuşacağımız şeklinde formüle edilebilir.

ü