Başta büyük muhalif bloğun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, siyasi parti liderleri ve siyasetin tüm aktörleri yarının Türkiye’si için, ortak geleceğimize yönelik somut projeleri en doğru biçimde anlatmak zorundalar.

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri 14 Mayıs’ta yapılacak. Bazı televizyon kanallarında seçime kadar kalan süre gün, saat, dakika ve saniye olarak veriliyor. Ben öyle yapmayacağım. Seçimlere yalnızca 35 gün kaldı. Sayılı gün çabuk geçer derler ya, sayılı gün geçecek. Seçim günü gelecek.

Türkiye tarihi bir seçime gidiyor.

Bu nedenle hem iktidar hem de muhalefet partilerinde bir yandan büyük bir ortaklaşma, öte yandan da büyük bir kutuplaşma mevcut. Seçimi kaybetmemek için ya da seçimi kazanabilmek için ideolojik olarak farklı, hatta bir araya gelemez denilen siyasi partiler arasında büyük bir uzlaşı süreci yaşandı. Uzlaşı ve sonrasında oluşan birlikteliklere ideoloji gözlükleriyle bakmak büyük bir yanılgı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilki yaşayacağız ve sonuçlarını göreceğiz. Oyunu kuran değil, süreci iyi yöneten kazanacak.

Bugün saat 17.00’ye kadar tüm siyasi partilerin milletvekili aday listeleri yüksek seçim kuruluna verilmiş olacak. Mutlaka hayal kırıklıkları yaşanacak. İttifaklar ve zorunlu ortak listeler aday belirleme sürecinde de zorluklar oluşturacak. Umuyorum ve diliyorum ki, milletvekili aday listelerine dair kırgınlık ya da kızgınlıklar uzun sürmez.

Türkiye tarihi bir seçime gidiyor.

Hem kimin Cumhurbaşkanı seçileceği hem de TBMM aritmetiğinin (partilerin sandalye sayısı) nasıl şekilleneceği önem taşıyor. Hem Cumhurbaşkanını hem de TBMM çoğunluğunu değiştireceğiz. Değiştirmek zorundayız. Seçimin öznesi siyasi partiler ya da adaylar değil. Bu seçimin öznesi SEÇMEN. Seçmen kendisi hem ülkemizin hem de kendi geleceği hakkında bir karar verecek.

Seçmen kendi kendine aşağıdaki soruları soracak ve vereceği cevaplar, sandığa atacağı OYu belirleyecek.

Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorum?

Demokrasi mi, Otokrasi mi?

Özgürlük mü, Baskı mı?

Hukukun üstünlüğü mü, Üstünlerin hukuku mu?

Yoksulluğun dayatmaya dönüştürüldüğü bir Türkiye’de mi, zenginliğin hakça bölüştürüldüğü bir Türkiye’de mi yaşamak istiyorum?

Bu soruların yanıtı, seçim sandığına OY olarak atılacak.

Türkiye tarihi bir seçime gidiyor.

İktidarın değişiminden yana olan ve iktidara talip büyük muhalefet bloğunda bulunan partilerin mevcut durumu görmezden gelme ya da önemsemiyormuş gibi yapma konforu son derece sakıncalı.

Mevcut iktidarın değişmesi gerektiği apaçık ortada. Ancak görünen o ki, SEÇMEN mevcut iktidardan tam olarak vaz geçmiş değil. Mevcut iktidardan vaz geçme eğiliminde olan seçmenin bir bölümü ise kararsızlığını koruyor. İdeolojik farklılıkları olan partilerin oluşturduğu muhalif blok, kararsızları tam olarak ikna edebilmiş değil. Bu da seçime tek başına giren bazı siyasi partileri seçenekmiş gibi gösteriyor. Dahası bu tekil siyasi partilerin oy potansiyellerinde yapay bir şişkinliğe neden oluyor.

İktidarın değişiminden yana olan ve iktidara talip büyük muhalefet bloğunda bulunan partilerin mevcut durumu görmezden gelme ya da önemsemiyormuş gibi yapma konforu son derece sakıncalı. Hiç bir şey yapmadan beklemek, görmezden gelmek, seçim gününe kadar çok şey değişir beklentisi ise gerçekçi değil.

Ne yapmalı?

Seçime kadar kalan süre sadece 35 gün.

Efelenerek, hakaret ederek ve ötekileştirerek seçim kazanma dönemi bitti.

Olmayanı varmış gibi göstererek, yapamadığını yapacakmış gibi göstererek seçim kazanma dönemi bitti.

Bu iktidar gitmeli. Bu iktidarı göndermek hepimizin sorumluluğu.

Seçmen kitlesinin büyümesi, ikna edilmesi ise siyasetçilerin görevi.

Başta büyük muhalif bloğun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, siyasi parti liderleri ve siyasetin tüm aktörleri yarının Türkiye’si için, ortak geleceğimize yönelik somut projeleri en doğru biçimde anlatmak zorundalar. Seçmen dinlemeye hazır. Seçmen değişimden yana. Seçmen ikna edilmek istiyor.

Durmak yok, yorulmak yok, dinlenmek yok.

Sana söz!

Seçmene güven veren ve seçmeni ikna eden taraf kazanacak.

Bu yıl bahar 15 Mayıs’ta gelecek.