Kendi kişisel tarihim açısından da çok büyük bir onur ve gururu da evladıma miras bırakmış olacağım, AKP faşizmine baş eğmeyen tüm dostlarla birlikte. Susmadık, teslim olmadık, baş eğmedik ve kazanacağız.

Ülkenin önümüzdeki en az elli yıllık geleceğini belirleyecek bir sürecin en önemli aşamasına bir hafta kaldı. Seçimler konusunda hele hele içinde bulunduğumuz şartlarda kesin tahminler yapmak risktir. Ancak ben şimdiden ilan edeyim ilk turda seçilecek olan Sayın Kılıçdaroğlu’na şimdiden hayırlı olsun diyorum. KHK’lilerin çok büyük kısmının, Sayın Kılıçdaroğlu ve vekillik seçimlerin de muhalefetin iki ana bloğu, Millet ve Emek Özgürlük ittifakları arasında yer alacağı çok açık şekilde görülüyor. Seçim vaatleri geldiğimiz noktada çok anlamlı olmasa da sonrası açısından önemli.

Millet ittifakı ana bileşeni CHP, KHK’liler ve KHK Platformlarıyla onlarca toplantı yapmasına rağmen bu konuda açık bir rapor yayımlamadı. Burada ve bir çok platformda ifade etiğim şekliyle DEVA Partisinin yayımladığı rapor aslında Millet İttifakı’nın görüşüdür. Orada bizlere biçilen, yedi yıldır duymaktan usandığımız “berat ve...” diyerek devam eden ve biz KHK’liler açısından hiçbir anlam içermeyen ve sanki bir lütuf gibi sunulan sözler. AKP yargısından dahi aklanıp görevine iade edilmeyenleri iade etmek bir lütuf ve vaat olamaz. Sadece “yargı” kararını yerine getirmek olur.

Adil Yargılanma diye bizlere vaat edilenin ne olduğu belirsiz süreç bizler açısından hiçbir anlam ifade etmiyor. Yeşil Sol Parti KHK’leri tüm sonuçlarıyla iptal edeceğini ilan etti. Bu ülkede oy verme davranışı en zor değişen davranışlardan biridir. Ancak alışkanlıkları değiştirerek bir yeniyi kurabiliriz. Alışkanlıklarımızın devamıyla değil.

Geldiğimiz noktada, cehennemin kapılarını kapatmanın en öncelikli olduğu yerde siyasal partilerin vaatlerinin anlamını yitirdiği ve anlamsız hâle geldiği ancak kendi geleceğimiz açısından en anlamlı oyları kullanacağımız bir süreçten geçiyoruz. Tekrar edeyim, biz KHK’liler açısından bir oy Piro’ya bir oy muhalefete.

Seçimler sonrası biz KHK’liler aşağıdaki talepler için tüm gücümüzle mücadele edeceğimizi tüm siyasal partilere şimdiden duyuralım,

- Başta 15 Temmuz olmak üzere, Roboski, Faili Mechul Cinayetler, Gazi Mahallesi, Madımak gibi karanlık olayları soruşturmak üzere Mecliste soruşturma yetkisine haiz bir komisyon oluşturulmalı. Bu komisyon adı geçen olaylarda sorumluluğu olanları yargı önüne çıkararak cezalandırılmasını sağlamalı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Helâlleşme” olarak ifade ettiği süreç ancak bu şekilde anlam kazanacaktır.

- Yargının siyasi operasyon aracı haline geldiği AKP iktidarları boyunca açılan yaralarının sarılması, Cumhuriyetin 100. Yılına temiz bir sayfa açarak başlanması için politik tutsaklara yönelik Genel “Af”, Sicil Affıyla birlikte çıkarılmalıdır. Hasta, yaşlı, çocuklu kadınlar öncelikli olarak tahliye edilmelidir.

- KHK’ler tüm sonuçlarıyla iptal edilmelidir.

- Anayasal hakların kullanımı ceza davası konusu yapılamaz. Bu nedenle bankaya para yatırmak, sendikaya üye olmak, inançlarının gereğini yerine getirmek vb. nedenlerle verilen cezalar yok hükmünde sayılmalıdır.

- Memuriyete yeniden dönmek istemeyenlerin tüm hakları iade edilmelidir.

- El konulan kurum, dernek ve benzerlerinin malları iade edilmelidir.

Yukarıda saydıklarımız sadece KHK’lilerin talepleri olması ötesinde ülkenin demokratikleşmesinin de bir gereğidir. Belirtilen taleplerin büyük kısmının karşılanmayacağı müstakbel iktidar bileşenlerinin raporlarında sınırlı biçimde yer almasından anlıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönem KHK’liler açısından mücadelenin devam edeceği yeni bir dönemin başlangıcı olarak görmek gerekiyor.

KHK’lere karşı yürütülen mücadele ekonomik, demokratik nitelikleri içinde barındıran bir insan hakları mücadelesidir. Bugün için ana gövdesi KHK Platformları etrafında örgütlenmiştir. Platform içerisindeki arkadaşlara emekleri için teşekkür etmekle birlikte, KHK Platformlarının seçim sürecini doğru yönetemediği kanısındayım.

KHKlilerin talepleri siyasal partilerin programları içerisinde gerektiği gibi yer alamamıştır. CHP ile yapılan onlarca toplantıya rağmen CHPnin bir rapor açıklaması sağlanamamıştır. KHK sorunun çözümü KHKlilerin meclise girmesine indirgenmiştir.

KHK’lilerin talepleri siyasal partilerin programları içerisinde gerektiği gibi yer alamamıştır. CHP ile yapılan onlarca toplantıya rağmen CHP’nin bir rapor açıklaması sağlanamamıştır. KHK sorunun çözümü KHK’lilerin meclise girmesine indirgenmiştir. Siyasal partilerle ilişkilerde gerekli mesafe korunamamış bağımsızlık görüntüsü zedelenmiştir.

Önümüzdeki dönem taleplerimizi kazanabilmek için KHK Platformlarının bir topluluk görüntüsünün önüne geçerek bir mücadele örgütüne dönüşmelidir. Bugüne kadar yürütülen mücadele tarzı ve alışkanlıklarıyla bir mesafe alınsa da taleplerin kazanıma dönüşmesi açısından yeterli değildir. Örgütlenme biçimi bence doğrudur ve daha da geliştirilmesi için çaba harcanmak zorundadır.

Gelecek iktidarın sağlayacağı kısmi demokratik ortam düşünülerek, şimdiden geniş katılımlı bir KHK’liler “toplantısı”, “genel kurulu” planlanmalı ve örgütlenme, mücadele programı buradan oluşturulmalıdır. Genel toplumsal muhalefet örgütleriyle daha fazla ilişki geliştirilmeli. Muhalefet örgütlerinin de önyargılardan uzak bizleri demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak kabul etmesi zorunluluktur. Çeşitlendirilip, geliştirilecek bir tartışma olarak bu konuyu noktalayayım.

Evet son bir hafta. Özellikle son yedi yılda yaşadıklarımızı düşününce çok önemli bir eşikteyiz. Faşist bir diktatörlüğü seçim yoluyla gönderme eşiğindeyiz. Başardığımızda artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Önemli bir mücadele birikim ve kültürel dönüşümü de yaşamış ve geleceğe miras bırakmış olacağız. Kendi kişisel tarihim açısından da çok büyük bir onur ve gururu da evladıma miras bırakmış olacağım, AKP faşizmine baş eğmeyen tüm dostlarla birlikte. Susmadık, teslim olmadık, baş eğmedik ve kazanacağız.

Bir oy Piro’ya bir oy dilediğiniz muhalefet partisine…