DEM Parti bugün yaptığı açıklama ile aralarında Ankara ve Antalya'nın da bulunduğu kentlerde aday çıkaracağını açıkladı. DEM Parti’nin Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’e yönelik tavrına dair PolitikYol’a konuşan eski HDP milletvekili Kemal Bülbül, “Bize vebalı gibi davrandılar” dedi.

31 Mart yerel seçimlerine ilişkin çalışmalarını sürdüren DEM Parti'de bir yandan CHP ile olası iş birliği görüşmeleri sürerken bir yandan da aday belirleme çalışmaları devam ediyor.

DEM Parti 13-14 Ocak tarihlerinde 90 seçim bölgesinde 100 bin delegenin katılımı ile bir ön seçim yapmaya hazırlanıyor. Öte yandan parti sözcüsü Ayşegül Doğan da bugün Ankara, Antalya, Bolu, Konya, Kocaeli, Kayseri ve Samsun’da aday çıkaracaklarını açıkladı.

HDP’nin önceki dönem milletvekili Kemal Bülbül DEM Parti’nin Antalya’ya yönelik tavrının nedenlerini PolitikYol’a anlattı. Bülbül, 2019’da ‘karşılık beklemeden’ büyükşehir, Muratpaşa, Konyaaltı ve Döşemealtı belediyeleri için CHP adaylarını desteklediklerini söyledi. Bülbül bu desteğe rağmen kendilerine ‘vebalı gibi’ davranıldığını dile getirdi.

Büyükşehir belediyesinin başkanı Muhittin Böcek’ten seçilmesinin ardından tebrik için randevu talep ettiklerini ve kendilerine randevu verilmediğini söyleyen Bülbül, eleştirilerini dile getirdi. Bülbül ayrıca DEM Parti ile CHP arasındaki görüşmelere de işaret ederek “Eş başkanlarımız ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel görüşüyor ve kendilerinin çözüm sağlayacağına inanıyorum. Bu çözüme hangi aşamada ne katkı vermem gerekirse de buna her durumda hazırım” ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ'IN KİTABININ İMZALANMASINA İZİN VERMEDİLER

Bülbül sözlerini şöyle sürdürdü:

Mesele sadece salon değil. Biz, 2019’da mevcut hükümetin tekçi ve saldırgan politikalarına karşı bir ders vermek istedik. Tavrımızı ortaya koyduk ve CHP büyükşehirlerin tamamına yakınını aldı. Biz de kayyum atanan belediyeleri aldık. Benim incelememe göre bir parti büyükşehirleri alırsa iktidarda ise iktidarı güçlendirir, muhalefet ise iktidarı düşürür. CHP kazandığı zaferi anlayamadı ve değerlendiremedi.

Antalya’da da büyükşehir, Muratpaşa, Konyaaltı ve Döşemealtı’nı CHP aldı. Bizim desteğimiz ile aldı ve biz de talepte bulunmadık. Bunu insan hakları ve demokrasiye dair hükümetin tutumunun teşhir olması için yaptık Seçimden kısa süre sonra bu belediyelerden kendilerini tebrik etmek üzere randevu istedim verilmedi. Hiçbir etkinliğe çağrılmadık. Tabii ki her etkinliğe çağrılmak zorunda değiliz, ama Altın Portakal veya kitap fuarı gibi kamuya mal olan yerlere de çağrılmadık. İşin en üzücü yanı da önceki eş genel başkanımız Selahattin Demirtaş’ın kitabının kitap fuarında imzalanmasını engelledi.

Ayrıca KESK, Eğitim-Sen kurucusu ve Pir Sultan Abdal’da yöneticiyim. Bunlar etkin kurumlardır ve güçleri vardır. Bu STK’lar her durumda Attalos Meydanı’nda açıklama yapar. Biz burada defalarca toplumu ilgilendiren konularda açıklama yaptık ki aralarında emekçi, kadın, Kürt sorunu, orman yangınları gibi konular vardı. CHP’li vekiller katıldılar, belediye baklanları katılmadı. Eğitim-Sen gibi mücadelesini laik, demokratik ve anadilde eğitime adamış olan kurumu görmezden geldiler. Cemevleri davet etmesine rağmen Böcek’in katıldığını görmedim. Sadece Muratpaşa Belediyesi’nin başkanı Ümit Uysal bazı etkinliklere davet etti ve bazı açılışları yaptık.

BUNLAR SOSYAL DEMOKRATLARIN POLİTİKASI OLAMAZ

Böylesi bir tutumun olduğu bir yerde ben Kürt, Alevi ve sosyalist, kadın mücadelesinin önünde saygıyla eğilen biri olarak bunu kabul edemiyorum. Orman yangınlarında ırkçılar bize saldırdılar. Bunlara rağmen bu insanlar bizi görmezden geldiler, bize vebalı gibi davrandılar. Bu sosyal demokrat bir partinin politikası değildir, olamaz. Merkezi akıl da böyle diyor. Kılıçdaroğlu da Özel de böyle diyor. Bunun gereği yapılmalı. Biz adayınızı DEM Parti’ye göre belirleyin demiyoruz. Ama kentin ihtiyaçlarına ve demografisine göre belirlenmeli diyoruz. Antalya’da sanatsal, kültürel birçok etkinlik yapılır. Söylediklerimin tartışma yaratacağını biliyorum ve kimseyi rencide etmek için söylemiyorum. Ben DEM Parti ve sosyal demokratlar arasında bağın güçlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kürdü görmeyen, Aleviyi görmeyen sosyal demokrat olmaz. Biz eşitlik ve adaletten yana olduğumuz için bunları söylüyoruz.

Ben buradan seçilmiş bir milletvekiliyim. CHP’lilere sorsanız nasıl bir vekil olduğumu, ayrım yapmadan nasıl her toplumsal kesim için çabaladığımı anlatırlar. Antalya global bir kent ve burada farklı bir hizmet olması gerekir. Antalya tek başına tarım, turizm ve farklı alanlardan gelen geliri ile Türkiye’yi besleyecek bir kent, ama çoğu şeyi atıl durumda. Deniz yolu bile yok, Gazipaşa’dan Kaş’a insanlar saatlerce karayolu ile gidiyor. Kültür ve Turizm Bakanı Antalya’dan aday olmayı düşünüyor, böyle bir durum var düşünebiliyor musunuz?

Bize Manavgat’ta saldırıldığın kaymakamı ardım, bana “Arabanızda HDP olduğunu belirten amblem var mı?” diye sordu düşünebiliyor musunuz? Bunları paylaşmadık, ama yeri geldiğinde paylaşmak gerekir. Antalya başkanı bu değerlere sahip olmalıdır. Bu kültürü ve donanımı olmayan kişi, beton dökme aklı ile buraya belediye başkanı olamaz. Fakat ben, eş başkanlarımız ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel görüşüyor ve kendilerinin çözüm sağlayacağına inanıyorum. Bu çözüme hangi aşamada ne katkı vermem gerekirse de buna her durumda hazırım.”

ü

Editör: Doruk Çakar