Cinsiyete özgü farklılıkların dikkate alındığı ve eşitlikçi bakış açısıyla yönetilen kentler eşitliğin merkezi olurken tam aksine cinsiyet körü politikalarla ve erkek egemen bakış açısıyla yönetilen kentler ise eşitsizliğin başkenti. 7-8 Haziran tarihlerinde aylık dijital iş ve kadın dergisi ‘Dişi Business’ın öncülüğünde “Eşit Günler: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Zirvesi” gerçekleşti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Enif Yavuz Dipşar, Beşiktaş Belediyesi Başkan Yardımcısı Zeynep Karaman, İstanbul Sultangazi Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Çiğdem Özkan, İstanbul Kent Konseyi Başkanı Tülin Hadi ve Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Özden Yerlikaya’nın konuk olduğu “Yerel Yönetimlerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” oturumunun moderatörlüğünü yapmaktan onur duydum. Değerli konuklarla aşağıdaki temel sorulara hep birlikte yanıt aradık:
  • Yerel yönetimlere daha çok kadının katılması için nasıl politikalar geliştirilmeli?
  • Yerelde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ve tüm kadınlar ile kız çocuklarının güçlenmesine yönelik ne tür çalışmalar yapılmalı?
  • 2024 yerel seçimlerinde mahallelerden başlayarak belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği ve belediye başkanlığına kadar tüm kademelerde eşit temsilin sağlanması için neler yapılmalı?

Bu oturumda yerelde toplumsal cinsiyet eşitliğinin ön koşulunun eşit temsil ve eşit katılım olduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin karar alma mekanizmalarına katılımı engellediği, kadınların kırılgan değil dirençli grupların başında geldiği ve tüm zorluklara rağmen kadınların yılmadan mücadelelerini sürdürdüğü vurgulandı. Şimdiye kadar yapılan veya yapılacak olan tüm çalışmaların 2024 yerel seçimlerinde belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclis üyeliği ile muhtarlıklarda kadınların eşit temsiline ve hiçbir kadının geride kalmadığı kentlerin inşasına katkı sunmasını diliyorum.

YEREL YÖNETİMLERDE EŞİTLİK VE KAPSAYICILIK

Gündelik hayatın merkezinde yer alan yerel yönetimler yurttaşlarla doğrudan temas hâlinde olduğu için eşitliğin ve kapsayıcılığın başat aktörü. Dolayısıyla, cinsiyete özgü ihtiyaçların ve taleplerin karşılanabileceği ilk yer de yerel yönetimler. Bu bağlamda, yerel yönetimler kendi bölgelerindeki yurttaşların ihtiyaçlarını ve taleplerini daha kolay tespit edebilme fırsatlarına ve araçlarına sahip. Böylece yerel düzeyde daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir yaklaşımla politikalar geliştirilmesi mümkün olabilir.

Oysaki kimsenin geride kalmadığı, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin son bulduğu yerel yönetimlerin yolu temsilde eşitlikten ve katılımda çeşitliliğin sağlanmasından geçiyor. Eğer kadınları ve ayrımcılığa uğrayan grupları dışarıda bırakıyorsak gerçek ve tam eşitlikten, demokrasiden, adaletten ve kapsayıcılıktan söz edemeyiz.

Kadınlar gündelik hayatlarını doğrudan ilgilendiren kararların alındığı yerel yönetim mekanizmalarının dışında kalmamalı tam tersine bu mekanizmaların içinde olmalı ve eşit temsil edilmeli.
KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ: 2024 YEREL SEÇİMLERİ

Kadınların yerel yönetimlere seçme ve seçilme hakkı kazandığı 3 Nisan 1930 tarihinden günümüze kadar onlarca yerel seçim yapıldı ve binlerce erkek belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, köy ve mahalle muhtarı seçildi. Ne yazık ki aradan geçen 93 yılda temsilde cinsiyet eşitliğinde bir arpa boyu yol alınabildi. Türkiye’de kadınlar muhtarlıklarda en fazla %2,14, belediye meclis üyeliğinde %11,01, il genel meclis üyeliğinde %4,79 ve belediye başkanlığında %3,09 oranında temsil edilebildi [1]. Verilerin ortaya koyduğu üzere, nüfusun ve seçmenlerin yarısını oluşturan kadınlar yerel düzeyde ciddi bir sorun ile karşı karşıya: “temsilde eşitsizlik” …

Asla umutsuzluğa kapılmayalım, kadın dayanışması var oldukça her şey mümkün. Önümüzde çok önemli bir fırsat var! Kadınlar tam 93 yıldır yerel yönetimlerde eşit temsil için çalışıyor, çabalıyor, var gücüyle mücadele ediyor. İşte tam bu nedenle temsilde cinsiyet eşitliği için 2024 seçimleri kritik öneme sahip. Bir diğer ifadeyle, 2024 seçimleri köprüden önce son çıkış!

Altın değerinde bir fırsat olan 2024 yerel seçimlerini iyi değerlendirelim, temsilde cinsiyet eşitliğini sağlamak için var gücümüzle çalışalım, dayanışma içerisinde hareket edelim, aday olmak isteyen kız kardeşlerimizi teşvik edelim, asla pes etmeden büyük bir azim ve kararlılıkla eşit temsil mücadelemize devam edelim. Özetle yerel seçimlerde başından alarak, bir kez daha, yeniden kadın dayanışmasını ilmek ilmek örelim. 

Sonuç olarak, kadınlar gündelik hayatlarını doğrudan ilgilendiren kararların alındığı yerel yönetim mekanizmalarının dışında kalmamalı tam tersine bu mekanizmaların içinde olmalı ve eşit temsil edilmeli. Unutmayalım, kadınların olmadığı yerel yönetim mekanizmaları eksik ve yarımdır.

Ezcümle, eşit temsil ve eşit katılım olmadan asla!

---

Kaynakça [1] Kaşıkırık, A. vd. (2020). 2019 Yerel Seçimlerine Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Perspektifinden Bakmak. https://ka-der.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/KA.DER_Sivil-Dusun_Kitapcik.pdf.

ü

Editör: Ayşe Kaşıkırık