Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tüm batı Hamas'ı terör örgütü olarak görüyor. Ey İsrail, sen bir örgüt olabilirsin, batının sana borcu çok. Ama Türkiye'nin sana borcu yok. Hamas bir terör örgütü değil topraklarını koruma mücadelesi veren mücahitler grubudur. Çocukların öldürülmesine müsaade edemeyiz" dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

- Kalbi nasırlaşmamış hiç kimsenin depremdeki acıyı unutması mümkün değil. Biz deprem felaketini gündemimizin ilk sırasında tutacağız. Bir yandan istihdam ve üretim artırarak ülkemizi büyütürken diğer yandan enflasyonla mücadele içindeyiz. Ekonomide atılan adım ve elde edilen neticelerin günlük hayata yansımalarını görmek vakit alıyor.

- Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde çok daha güçlü şekilde milletimizin gönlüne girmemiz gerekiyor. Muhalefetin kifayetsiz başkanlarının elinde ıstırap çeken şehirleri gerçek belediyecilikle buluşturmak, hepimizin asli vazifesidir. Kendi yönetimimizdeki belediyelerde de seçimi çok daha yüksek oranla kazanmak mecburiyetindeyiz. Bu parti belediyelerdeki başarıları ile kendini ispatlamış bir teşekküldür. Omuzlarınızdaki bu yükün bilinciyle 31 Mart seçimlerine hazırlanmanızı bekliyorum. Sadece kendi çıkarlarımıza göre hareket etmek bize yakışmaz.

- Tezkere ile Türkiye'nin terörle mücadelesi güç kazanmış. Tarih, teröristlere tezkereye hayır diyerek cansuyu olanları affetmeyecektir. Parlamento dışındaki kurumlarda da bunlara destek verenleri affetmeyecektir. Bir gece ansızın gelebiliriz diye anlattığımız operasyonlarla teröristlerin başını ezeceğiz. Koyunlarında besledikleri yılanın kendilerini soktuğu gün geldiğinde her şey için çok geç olacak.

- İsrailli siviller dahil, sivilleri hedef alan eylemleri asla mazur görmeyiz. İsrail devleti ile sorumuz yok ama örgüt gibi hareket etmesini kabul etmeyeceğiz. İsrail'in saldırılarında ölenlerin yarısı çocuk. Bu tablo amacın kendini savunmak değil insanlık suçuna yönelik vahşet olduğunu gösteriyor. Dünyada sadece çocukları öldürmek için hastaneleri, ibadethaneleri, okulları, sokakları ateşe boğan, insanlık dışı eylemi sürdüren başka bir devlet ve ordu bulamazsınız. İsrail'e ve dünyaya sesleniyorum. Tüm batı Hamas'ı terör örgütü olarak görüyor. Ey İsrail, sen bir örgüt olabilirsin, batının sana borcu çok. Ama Türkiye'nin sana borcu yok. Hamas bir terör örgütü değil topraklarını koruma mücadelesi veren mücahitler grubudur. Çocukların öldürülmesine müsaade edemeyiz. Bunu eski Başbakanlarına Davos'ta söyledim. Bir daha Davos'a gitmedim. O gün benimle olan iki arkadaş, bugün siyasi partilerin başındalar, ne diyorlar, "İşte şimdi yandık" Ne oldu yandık mı? Dimdik ayaktayız. CHP'nin koltuğuna sığınmak size bir şey katmadı. Biz bu yolda dimdik yürüyoruz.

- Hayatımda bir kere Netanyahu denen adamın elini sıktım. İyi niyetimiz vardı ama suistimal ettiler. İsrail'e gitme projemiz vardı, iptal, gitmeyeceğiz. Ey İsrail bu kafayla bir yere gidemezsin. Yanına ister ABD'yi, ister batıyı al bir yere gidemezsin. Amerika dünyada adaletle hükmedilmesini istemediği için o da kaybedecek.

- Ülkelerimizin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirtmek istiyorum.

- Dünyanın dört bir yanında Filistin'e destek verdikleri için sıkıntıya düşen üniversite öğrencileri ve diğer tüm kesimlere ülkemizin kapıları sonuna kadar açıktır. İsrail yönetimi güvenliği Türkiye başta olmak üzere bölgedeki komşularında aramalıdır. Sorunun sebebi olanlar, çözüm istemez. Kriz ne kadar derinleşirse onların çıkarları için o kadar iyidir. 7 Ekim'den beri provokatif açıklama ve eylemlerin altındaki sebep budur. Bu bölgeye barış ve İstikrar hiç gelmesin istiyorlar. Mescid-i Aksa Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin ortak ibadethanesidir. Buraya yetkililer sahip çıkmıyor. Onlara da birlikte sahip çıkma çağrımızı dile getireceğiz. Bize zorla giydirilen deli gömleğini artık parçalamak gerekiyor.

- Sahra hastanemizi, jeneratörleri gönderdik. Göndermeye devam edeceğiz. Bölgede yerleşimci terörü son bulmalıdır. Barışın egemen olduğu bir dünya kurmak istiyorsak, haçlı hilal anlayışı bir kenara konmalıdır. Vahdet olmadan rahmet olmaz. Bölgede uluslararası barış konferansı düzenlenmesini istiyoruz. Garantörlük teklifimiz başta olmak üzere daha güçlü, bağlayıcı kararlar ışığında atılacak adımlara her iki tarafın da ihtiyacı var.

Editör: Doruk Çakar