Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
- Deprem bölgesindeki kardeşlerimizin sandık tercihleri nedeniyle karşı karşıya kaldıkları hakaretler karşısındaki vakur tavırlarını unutmayacağız. Faşist zihniyet 2024 Mart seçiminde de bedelinden ödeyecektir. Milletin asil evlatlarını aşağılayarak iktidara geleceklerini sananlar hüsrana uğramıştır. Kimse hiçbir parti ya da adaya tıpış tıpış oy verme mecburiyetinde olmadığını göstermiştir.
- Ülkenin ve milletin istikbali uğrunda verdiğimiz mücadeleye katılmak isteyen herkese Cumhur İttifakı'nın kapısı açık.
- Seçimden sonra koltuk kavgalarını, kirli pazarlıkları görüyoruz.
- Tek parti faşizminin temsilcilerinin kifayetsizlikleri yeni değil. Milletin önüne çeyrek asır sandık koymayan, milletin tercihi ile başa gelmiş başbakanı asan bir zihniyetten söz ediyoruz. Rahmetli Menderes ülke ve millet için ne yaptıysa bunlara rağmen yaptı. 21 yıldır kalkınma atılımlarımızı bunlara rağmen hayata geçirdik. Belediye başkanlığı seçimlerinde sürprizler yaşadık. Önümüzdeki seçimde her şeyi olması gerektiği gibi yaparak sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz.
- (Hayat pahalılığı) Ekonomik stratejimizden taviz vermeden yeni yol ve yöntemlerle enflasyonun üstesinden gelecek bir program uyguluyoruz. Bu programın başarısı üreticiden toptancıya çalışandan tüketiciye kadar tüm kesimlerin 85 milyonun fedakarlığı ile mümkündür. Hayat pahalılığı bazı alanlarda ne enflasyon ne döviz kuru ile izah edilemeyecek seviyededir. Üç kuruş fazla kazanmak için ülkesine kötülük yapanlar kendi geleceklerini sabote ettiklerini bilmelidir. Milletimden fırsatçılara hak ettiği cevabı, malını satın almayarak, mutlaka ifşa ederek vermesini istiyorum. Dengesiz fiyatlamaların önüne ancak bu şekilde geçebiliriz.
- Hava operasyonlarımızı devam ettireceğiz. Gerektiğinde kara unsurlarıyla da tepelerindeyiz. Teröristlere nefes aldırmıyoruz. Bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek yaşıyoruz.
- (İsrail- Filistin çatışması) Hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgedeki savaş ve çatışmalarda tavrımız açıktır. Sivillere yönelik hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna inanıyoruz. Maalesef İsrail ve Gazze'deki çatışmalarda bu ülke ihlal edilmektedir. Her türlü utanç verici yöntemle yürütülen çatışma savaş değil katliamdır. Gazze'ye yönelik ahlaki temelden yoksun saldırıları, İsrail'i istemediği bir konuma itebilir. Sivil insanları kasten öldürmek, bunları maharet gibi sunmak devlet değil, örgüt refleksi olabilir. İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, örgüt gibi muamele göreceğini unutmamalıdır.
- Dünya 5'ten büyüktür tespitimizin ne kadar yerinde olduğunu gördük. Bölgeye kalıcı huzur ve barış 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletinin kurulması ve tanınmasıyla gelebilir.
