Geçtiğimiz mart ayında Dünya Gıda Programı, Suriye'de yaklaşık 12.1 milyon kişinin, yani nüfusun yarısından fazlasının gıda güvenliğinden uzak bir şekilde yaşadığını ve Suriye'nin dünyada en yüksek gıda güvenliğinin olmadığı altı ülke arasında yer aldığını açıkladı.

Suriye'de uzun süren savaş yılları boyunca halk büyük sıkıntılar çekmişti ancak ülke 2022’nin sonundan beri çok daha zor durumda. Belli başlı gıda maddeleri karneyle dağıtılıyor, akaryakıt sıkıntısı had safhada. Lokantada yemek yemek isteyen bir Suriyeli, maaşının tamamını harcasa ancak bir öğün yemek yiyebiliyor. Gelinen noktada, ülkenin yaptırımlar ve küresel olumsuz koşullar nedeniyle her şeyi yıkarak ilerleyen ekonomik kriz artık kontrol edilebilir olmaktan çıkmış durumda.

Suriye’de savaş sırasında durum bundan daha iyiydi. Esad yönetiminin devrilmesi için Körfez ülkeleri para yağdırıyordu, buna karşılık devrilmemesi için de İran ve Rusya gibi ülkeler destek oluyordu. Sadece Şam kentine savaş yıllarında günlük normal gelirin dışında 1 milyon dolar fazladan para girişi olduğu belirtiliyor. Düşünsenize petrol zengini ülkeler kesenin ağzını açmış, sırf Suriye’de politik bir değişiklik uğruna milyarlarca doları gözden çıkarmışlar. Bir ara cihatçı gruplar Suriye ordusu askerlerini öldüren örgüt üyelerine kelle başı 100 dolar ödül vereceklerini duyurmuştu. Muhtemelen youtube’da videoları hâlâ duruyordur.

Öte yandan savaşın ilk yıllarında petrol bölgeleri henüz bütünüyle Şam yönetiminin elinden çıkmamış, dolayısıyla en azından ülkenin ihtiyacını karşılayacak kadar akaryakıt Suriye sınırlar içerisinde zaten üretiliyordu. Bunun da ötesinde Türkiye, Suriye sınırını tamamıyla açtığı ve 911 km. boyunca neredeyse hiç denetim olmadığı için Suriye’ye giren çıkan belli değildi. Yaşanan savaşta yitirilen onca cana, kayıplara, savaş nedeniyle bazı bölgelerde üretimin durmasına rağmen ülkede para bolluğu yaşanıyor, döviz sıkıntısı çekilmiyordu. Ama öte yandan savaşın daha hafif geçtiği, sanayiyi tahrip noktasına gelmediği bölgelerde üretim devam ediyordu.

Ancak elbette savaş sırasında fakirleşen, savaşın bütün acılarını yüklenen alt tabakanın o dönemde çok da rahat olduğunu söylemek zor. Ekonomi hareketliydi, döviz geliyordu ama bunun getirdiği rahatlama sınırlıydı. Savaş ağaları, soyguncular başta olmak üzere savaştan nemalanan kesimler dışındakiler elbette bazen gıdaya erişimde bile sorun yaşadıkları oluyordu. Ama pahalılık Suriye’yi hiç bu kadar vurmamıştı.

SAVAŞTAN SONRASI ÖNCESİNDEN ÇOK DAHA KÖTÜ

Öte yandan bir gerçek var ki, savaşın acısı aslında savaş bittikten sonra (bu arada savaş Suriye’de tam anlamıyla bitmedi, ancak duruldu) çıkmaya başladı. Özellikle 2022 yılı, derinleşen kriz ve bunun ülkedeki çeşitli hizmet, yaşam ve sosyal sektörler üzerindeki doğrudan olumsuz etkisi nedeniyle en sert ve talihsiz yıllardan biriydi. Akaryakıt kıtlığı, tabloyu ağırlaştırdı ve kamusal yaşamın neredeyse tamamen felç olmasına yol açtı. Suriye’de savaş başladığında ülkenin en pahalı kenti olan Şam’da üç oda bir salon normal bir ev kirası 10-15 bin Suriye lirası civarındaydı. Şu an binlerce kar artan kiralar astronomik rakamlara ulaşmış durumda. An itibarıyla bir milyon Suriye lirası, beş kişilik bir aileye üç gün dahi yetmiyor. Pahalılık almış başını gitmiş.

"Bir milyon Suriye lirası" yıllar önce pek çok Suriyeli için sıradan bir rakam değildi, çünkü bu parayı biriktirenler "hazine taşıyor" gibi görülüyor ve "milyoner" ya da "köşeyi dönmüşler " olarak sınıflandırılıyordu. Şu an ise sadece üç gün geçinmeye yetiyor, paralar resmen bir kâğıt destesine dönüştü. Son aylarda Suriye lirasının üst üste yaşadığı çöküş nedeniyle bir milyon Suriye poundu sadece 100 ABD dolarına eşdeğer hâle geldi. Dolar üzerinden hesap edildiğinde Suriye’de ortalama bir çalışan aylık 10 dolar maaş alıyor. Peki Suriye halkı nasıl geçiniyor? Devlet memurlarının aldığı maaş da bundan fazla değil. Yüz otuz bin Suriye lirasına tekabül eden 10 dolarla ise ancak bir ızgara tavuk yanında ise somun ekmek alınabiliyor, hepsi bu kadar. Hükümet temel gıda maddelerini sübvanse etmese açlık kapıda. İşin garip tarafı sadece üç gün geçinmeye yeten bir milyon TL’yi kazanabilmek için en az yedi ay çalışmak gerekiyor.

Aslında Suriyelilerle konuştuğunuzda para yok değil var, ancak yönetimde yolsuzluk o kadar yaygın ki dışardan gelen yardımlar bile yerine ulaşmıyor, halka ulaşana kadar paralar ya çarçur ediliyor ya da kaymak tabaka arasında paylaşılıyor. Yolsuzluk, Suriyelilerin canına tak etmiş durumda. Eleştiri yapanlar ÖSO’cu ya da muhalif falan değil, çoğu savaşta ye Esad’ı desteklemiş ya da tarafsız kalmış kimseler. Yolsuzluk Suriye’de her zaman vardı, son ekonomik krizle birlikte artık hem çalışanlar hem de halk açısından kamusal hayatın hayatının parçası hâline gelmiş durumda.

Pek insanlar nasıl yaşıyor? Çalışanlar mesai bitiminden sonra ya ikinci bir işte çalışmak zorunda ya da yurt dışındaki akrabalarından gelen paralarla geçiniyorlar. Gelen 100 avro bile bir Suriyeli aile için can simidi. Akrabalarının gönderdiği paraya bel bağlayanların sayısı az değil, aileler geçinemese de bu para onlara nispi bir rahatlama sağlıyor. Normalde ortalama bir geçim, Şam ve diğer Suriye kentlerinde yaklaşık 300 dolarla sağlanabiliyor. Şu an Suriye’de üniversitelerde profesörler bile 100 dolar alamıyor, en yüksek maaş ortalama 50 dolar civarında. Evet savaş ve ABD yaptırımlarının etkisi büyük, bu inkâr edilemez ancak ülkedeki yıkımın en büyük nedenlerden birinin de yolsuzluklar olduğu belirtiliyor.

Pek insanlar nasıl yaşıyor? Çalışanlar mesai bitiminden sonra ya ikinci bir işte çalışmak zorunda ya da yurt dışındaki akrabalarından gelen paralarla geçiniyorlar. Gelen 100 avro bile bir Suriyeli aile için can simidi.

Bir başka geçim kaynağı ise askerlik ama aklımıza ilk geldiği şekliyle değil. Gençler zorunlu ya da yedek askerlik hizmetinden muaf olmak için büyük miktarlarda para ödüyorlar; bu da askerlik hizmetinin türüne ve süresine bağlı olarak her bir kişiye sadece 5-10 bin dolara mal oluyor.

AKARYAKIT KRİZİNİN BOYUTLARI

Yaklaşık bir yıldır devam eden akaryakıt krizi ülkeyi felç etmiş durumda. Kamu ve özel taşımacılık sağlam bir darbe almış ve durma noktasına gelmiş olduğundan birçok ekonomik ve sınai faaliyet ya tamamen durmuş ya da çalışma sürelerini kısaltmış durumda. Şehirlerarası nakliye işi yapan firmalar çalışmasını askıya alırken havayolu şirketleri ise uçuş sayılarını azaltma cihetine gidiyor. Savaştan önce Suriye'nin petrol üretimi günde 386 bin varil civarındayken, şimdi günde 20-25 bin varile düşmüş. Günlük ihtiyaç yaklaşık 100 bin varil. Diğer şehirlerde araç yoğunluğu görece az olduğu için durum bir şekilde idare edilirken başkent Şam’da ise benzin almak için insanlar ortalama 12 saat kuyrukta beklemek zorunda kalıyor.

Çok sayıda öğrenci, çalışan ve memurlar toplu taşıma araçlarında yer bulabilmek için ya yürüyerek seyahat etmek ya da uzun saatler beklemek zorunda kalırken, taksiler de uzun beklemelerden kaçınmak ve mali maliyeti azaltmak için çok sayıda yolcu bir aracı paylaşarak taksileri toplu taşıma araçlarına dönüştürüyor. Taksi ücretlerinde önemli artışın bir sonucu olarak, araç sahipleri yakıt alabilmek için iki katı fiyatlarla karaborsaya başvurmak zorunda. Suriye vatandaşının akaryakıt alabilmesi için devlet, telefonuna SMS gönderiyor, araç sahibi burada kendisine verilen numarayla istasyondan gidip benzin alabiliyor. Aylık benzin kotası ise 70 litre. Tabii bu kimseye yetmediği için herkes farklı yollarla ihtiyacını karşılamak durumunda kalıyor. Örneğin kullanılmayan hurda araçların plakalarını kaydettiren uyanıklar, aldıkları benzini birkaç katı fiyatına karaborsada satıyorlar ya da kullanılabilir durumdaki araçlarına naklediyorlar.

GIDA YETERSİZLİĞİ VE HASTALIKLAR KAPIDA

Geçtiğimiz Mart ayında Dünya Gıda Programı, Suriye'de yaklaşık 12.1 milyon kişinin, yani nüfusun yarısından fazlasının gıda güvenliğinden uzak bir şekilde yaşadığını ve Suriye'nin dünyada en yüksek gıda güvenliğinin olmadığı altı ülke arasında yer aldığını açıkladı. Gıda güvenliğindeki bu kötüye gidiş, geçmişte gıda üretiminde kendi kendine yeterli olan ülkenin gıda ithalatına aşırı bağımlılığı da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden kaynaklanıyor.

Dünya Gıda Programı'na göre, Suriye'de ortalama aylık ücret şu anda bir ailenin beslenme ihtiyacının sadece dörtte birini karşılıyor ve son veriler, yetersiz beslenmenin arttığını, çocuklar arasında bodurluk ve anneler arasında yetersiz beslenme oranlarının daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını gösteriyor. Suriye’de özellikle Şam yönetiminin Arap Birliğine katılması ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerin düzelmesi, Suriye'deki ekonomik ve sosyal yaşamda iyileşme yaşanacağı noktasında bir iyimserliğe neden olmuş ama bu durum, pek de bir şey değiştirmemiş.

Suriye’de özellikle Şam yönetiminin Arap Birliğine katılması ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerin düzelmesi, Suriye'deki ekonomik ve sosyal yaşamda iyileşme yaşanacağı noktasında bir iyimserliğe neden olmuş ama bu durum, pek de bir şey değiştirmemiş.

Savaştan önce birçok yeni yatırımın geldiği Suriye'de yaşanan savaş ve karmaşa nedeniyle iç ve dış yatırım neredeyse sıfır seviyesinde. Bir de buna Batılı ülkelerin uygulamaya koyduğu yaptırımlar eklendiğinde yaptırımlara maruz kalacağı için herhangi bir işadamının risk alıp Suriye'de iş kurması imkânsız hâle geliyor. Tüccar da bütün bu ekonomik kısır döngü içerisinde stokçuluk yapmaya, elindeki malı yüksek fiyata satmaya yöneltince ülke içinden çıkılmaz bir noktaya gelmiş durumda.

ü