Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, açıklamalarda bulunuyor.

Koronavirüs Bilim Kurulu bugün saat 14.00’te video konferans yöntemiyle toplandı. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, toplantı sonrası basın açıklaması yapıyor. Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle: "Tehdit giderek zayıflıyor. Dışarı çıkıp baharı yaşamıyoruz. Ama içimizde bir diriliş var. Başarı 83 milyon olarak hepimizin. Mücadelemiz henüz bitmedi. Hepimiz çok iyi biliyoruz bu mücadelede düzen, dikkat, disiplin vazgeçilmezdir. Taviz vermezsek istediğimiz sonucu kısa sürede alabiliriz. Geride kalan günler kolay geçmedi. Hastalık korkusu 'acaba bizi ilelebet esir mi alacak, salgında bir yakınımı kaybeder miyim' diye endişe ettiniz. Bir yakınınızı kaybettiyseniz salgın günlerinin en büyük acısını yaşadınız. Bilin ki elimizden gelen her şeyi yaptık. Ramazan ayındayız. Ramazan'ı hiç alışık olmadığımız şekilde yaşıyoruz. Eskiden olduğu gibi aileler, dostlar bir araya gelemiyor. Fakat bu yılki Ramazan'ın benzersiz tarafı var. Hastalığa karşı her gün yeni iyi haberler alıyorsunuz. Salgın tüm dünyada 210 ülkeye yayılmış ve hayatı değiştirmiştir. Geçen Aralık ayında işin bu noktalara varabileceği akıllardan geçmiyordu. İlk resmi beyan 31 Aralık tarihinde yapılmıştı. Türkiye sağduyusunda tam zamanında ortaya koydu, bakanlığımız 10 Ocak 2020'de acilen operasyon merkezi kurdu. Bu yeni hastalığa karşı bir rehber hazırlayıp yayınladık. Riske karşı hareket planımız 11 Mart'tan tam 50 gün öncesine dayanmaktadır. DSÖ'nün rakamlarıyla özetlersek dünyada toplam 3 milyon 152 bini aşkın koronavirüs hastası bulunmaktadır. Hayatını kaybedenlerin sayısı dünyada 218 bini geçmiştir.
TÜRKİYE SALGINI NASIL GERİLETTİ? Dünyada hala kontrol edilemez bir güç olan koronavirüsü Türkiye nasıl geriletti? Aziz milletim 83 milyon hep birlikte elde ettiğimiz başarının bazı nedenlerini, stratejisini bugün paylaşmak istiyorum. Operasyon merkezini 10 Ocak'ta kurduk. Bilim Kurulumuzu aynı gün, yani 10 Ocak 2020'de kurduk. Yurt dışı girişlere karşı tedbirler ciddi zaman kazanmamızı ve hastalığın ülkemize geç girmesini sağladı. Türkiye şu ana kadar yüzü ak çıktı. Tedbir, tespit ve hızlı tedavi üç önemli neden. Filyasyon dediğimiz iz sürme yöntemi ile hastalığı taşıyanın son 2 günde temaslı olduğu herkese ulaşmaya çalıştık. Hiçbir testi tesadüfen yapmadık. Testi hastalığın kişiden kişiye bulaşıp yayılmasını önlemek için yaptık. İhtiyaç oranında test sayımızı artırdık. Bu uygulamanın daha isabetli olduğuna inanıyoruz. İsabetli uygulamanın örnek olacağını umuyoruz. Koronavirüsle mücadelede temaslıları gözetim altında tutuyoruz. Tedavisi hastane şartlarında yapılması gereken hiçbir vakayı evine göndermedik, göndermiyoruz. Türkiye hastalığın yayılmasına karşı elde ettiği başarının aynısını tedavide de göstermiştir. Covid-19 hastaları için uyguladığımız yöntem kanıtlanmış bir yöntem olmuştur. Covid-19'a yaklaşımda tüm dünya için önemli değişikliklere gittik. Bakanlığımız neredeyse her hafta tedavi yaklaşımını daha da iyi hale getirdi. TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇLAR İki ilaçla ilgili geliştirdiğimiz yaklaşım ve kullanımın tüm ülkelerde kullanılmasını umuyoruz. Tedavide doğrudan virüse etkili bir ilaç henüz geliştirilmedi ancak adı geçen ilaçlar tahribatı önleyici özellik taşımaktadır. Bu ilaçların başında sıtma ilacını önceden tedbiren temin edip stoklamıştık. Bu hazırlık 11 Mart'tan önce gerçekleştirildi. Çin'den getirdiğimiz antiviral ilaçta ise sonuç almadığımızı gördük, bu ilacın kullanımını süreçte farklılaştırmış olduk. Yani yoğun bakımdaki ciddi vakalara değil, yoğun bakım öncesi kullanım ile sonuç aldığımızı gördük. Muhtemelen tüm vakalarda tedaviye erken aşamada başlamanın başarısı olarak vakaların pnömoniye (akciğer iltihabı) dönüşmede büyük bir düşüş gerçekleşmiştir. Artık hastalarımızı vetilatöre erken değil, ileri aşamada bağlıyoruz. Hastalarımızı erken aşamada entübe etmiyoruz. Yoğun bakımda vefat oranı yüzde 58'den yüzde 10'a geriledi. ÖLÜM ORANLARDAKİ DÜŞÜŞÜN SEBEBİ Bilim insanlarımız yol gösterici yayınların hazırlığı içindedir. Yoğun bakıma geçiş söz konusu olmadan sürekli yüksek akımlı oksijen uygulamasını da gerçekleştiriyoruz. Ölüm oranlardaki kritik düşüşün sebeplerinden olmuştur. Hasta kayıp oranı yüzde 2,58. Avrupa'daki en düşük oran. Son 24 saatte iyileşen hasta sayısı yeni tanıdan iki kat fazla. Koronavirüse karşı başarıyı üç faktör sağladı. İlki tedbirlere uyum gösteren 83 milyon. İkincisi filyasyondur. Faktörlerden üçüncüsü tedaviye olabildiğince erken başlamamız ve ilaçta önemli farklılıkları ortaya koymamızdır. Günlük tablodaki yeni veriler bize her gün umut veriyor. Geldiğimiz nokta kesin başarı değildir. Önümüzdeki günler eski günlerin aynısı olmayacak. Tedbirlere sarılmamızı gerektiren bir başarıdır. Yeni vaka sayısı henüz sıfır değildir. Hastalık bitmedi, o halde mücadele devam ediyor. Hayat da normale yaklaşarak devam edecek. Bunun sınırları mücadelemizdeki başarıya bağlıdır. Her gün bir önceki günden daha iyi olacak. NORMALLEŞME SÜRECİ VE 65 YAŞ ÜSTÜ YASAĞI Normalleşme ile ilgili bütün bakanlıklarımızın  içinde olduğu ve özellikle Bilim Kurulu'nun da bu süreçte daha çok tavsiyede bulunan bir kurul, bunu görüş haline getiriyoruz. Bu çerçevede biz bütün bakanlıklarla normalleşmenin hangi tedbirlerle yapılacağı ile ilgili bir takım görüşler kuruldan alıyoruz. Bu ay boyunca bir takım tedbirleri devam ettirerek nasıl bir normalleşme yapılacağı ile ilgili hazırlıklar tamamlanınca kamuoyuna açıklamalar yapılacak. 65 yaş gündem konusu oldu. 65 yaş üstü büyüklerimizin birkaç saat gezmelerini, araç kullanmadan yakın mesafe anlamında yapılabilir mi diye gündem oldu. Bununla ilgili net bir öneri görmedik. Bu da bir yaklaşıma gelirse görüş olarak Cumhurbaşkanımıza sunulmuş olur.
VİRÜSÜN BULAŞ ORANI DEĞİŞTİ Mİ? Bununla ilgili yeni bir değişiklik yok. Biz bulaş oranının yüksek olduğunu biliyoruz o nedenle teması son derece önemli görüyoruz. Temasın korunmasını, bulaşın daha çok solunum yolu ile ağırlıklı olduğu için de maske kullanımını önemsiyoruz. PİK YAŞANDI MI? Pik döneminde olduğumuzu söyleyebilirim ama bunun kalıcı olması önemli. Bu dönemde temasın ve mesafenin son derece önemli olduğunu, bu anlamda tedbirlere uyum gösterilmezse yeni bir dalgaya yol açabilir. İSVEÇ'TEN GETİRİLEN TÜRK HASTA  Benim akrabalık bağım yok, hiç tanımıyorum. Bu hastanın 'Türkiye'ye getirilmesi gerekiyor mu?' diye konuştum büyükelçi ile kendileri tedavi edilmesinin Türkiye'de uygun olduğunu ifade ettiler ve Türkiye'ye getirildi. Tedavi durumu ise; Ankara Şehir Hastanemizde tedavisi devam ediyor. İki gün yoğun bakımda kaldı. Ciddi bir solunum sıkıntısı olmamasına rağmen altta bir kalp rahatsızlığı olduğu söylendi. Söylendiği için bizim yaptığımız takiplerde de kapak sorunlarının olduğunu biliyoruz ama ciddi sorun olmadığını anlıyoruz. Büyük kızında ve 10 yaşındaki çocuğunda da pozitif çıktı test. Biz sadece İsveç'ten getirmedik. Rusya'dan tıp öğrencisini getirdik. Bir hafta 10 gün önce Fransa'da 33 yaşında solunum cihazından çıkarılmak istenen bir hastayı da getirdik. Konya'da tedavi altında. Şu dönemde biz ilave bir tedbir önermiyoruz ama teması, sosyal mesafeyi önemsiyoruz. "TOPLU ÇALIŞILAN YERLERDE TEST PLANLIYORUZ" İş yerleri ile ilgili normalleşme dönemi ile özellikle toplu çalışılan yerlerde test yapılmasını planlıyoruz. SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA VAKA SAYISI Sayı ne yazık ki birilerinin söylediği kadar değil, daha fazla. Sağlık çalışanlarımız içinde 7428 kişi enfekte.