Erdoğan: Devletimiz sadece yangınlarla değil, muhalefetin yalanlarıyla, iftiralarıyla da mücadele ediyor Erdoğan: Devletimiz sadece yangınlarla değil, muhalefetin yalanlarıyla, iftiralarıyla da mücadele ediyor

Sözcü'den Saygı Öztürk’e konuşan Özel, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlattı.

O dönem CHP'nin grup başkan vekili olan Özel, darbe girişimini öğrendiği gibi Ankara'da olan tüm vekilleri arayıp CHP Genel Merkezi'ne çağırmıştı. 

Aykut Erdoğdu, Bülent Öz, Bülent Tezcan, İlhan Cihaner, Levent Gök, Mahmut Tanal, Mehmet Bekaroğlu, Mevlüt Dudu, Murat Emir, Tekin Bingöl, Tufan Köse, Uğur Bayraktutan, Utku Çakırözer, Ünal Demirtaş, Vecdi Gündoğdu’yla Bülent Tezcan ve Özgür Özel başkanlığında değerlendirme yapılıştı.

 Özel, o saatleri şöyle anlattı:

*Külliye’nin üzerinde helikopter, uçak uçuyor, yerlerde ateş görüntüleri var. Değerlendirme sırasında ben, ‘Bizim Meclis’e gitmemiz lazım’ dedim. Çünkü bu darbeler Meclis’i kapatır. Biz Meclis’i açık tutalım. Gidip Meclis’i sararlarsa bir daha da giremeyiz. Oradan da çağrı yapalım.’ Bu CHP Genel Merkezinde olmaz.

*Genel Merkezden tam çıkarken ‘Birisi Genel Merkezimizin tüm ışıklarını yaksın’ dedim. ‘CHP darbe başlayınca ışıkları kapadı kaçtı’ der birileri. Yönetici kalmıyor ama çalışanlar var. Onlara bir tane bile ışık kapanmamasını söyledim. Bu arada Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu her beş dakikada bir devamlı arıyorum. Kemal Bey uçakta ve ulaşılmıyor. 

Vasiyet videosu çektiler

*Biz bindik araçlarımıza TBMM’ye gidiyoruz. Bizim sarı Vosvos da Aykut Erdoğdu'yla birlikteydik. Yaklaşık 5 veya 7 dakikalık bir video çektik. O konuştu, ben konuştum. Aykut Bey duygusaldır. Darbe girişimi var, uçaklar bomba atıyor, biz Meclis’e girmeye çalışıyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz size emanet. Ailemizi yalnız bırakmayın, Barış’a destek olmalarını, onu yalnız bırakmamalarını istiyorum, onları Veli Ağbaba’ya emanet ediyorum. Aykut Erdoğdu da, ‘Biz bu darbenin karşısındayız ve Meclis’e doğru gidiyoruz’ dedi pozisyonumuz belli olsun diye.

*Meclis’e gitmeye karar verince TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı aradım ama ulaşamadım. Korumasına ulaştım. Sonra kendileri bize döndü. AKP’nin birkaç yetkilisini arayıp ‘Meclis’i açmamız lazım’ dedim. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın karşısında Meclis’in yan sokağında arabayı park etmeye çalışıyorum. Kemal Bey’in telefonunun açıldığı bilgisi geldi. Henüz uçakta olduğunu belirtti, ‘Böyle saçma şey olur mu?’ dedi ve şunları söyledi: ‘Arkadaşlara benim de selamımı söyleyin. Darbenin karşısındayız. İlk bulduğum vasıtayla döneceğim ama dönebilecek miyiz bilmiyorum. Hava yollarının kapandığı söyleniyor. Karayoluyla deneriz. Kim yaparsa yapsın darbeye karşı çıkılır, çıkalım.’ Meclis’e girince de zaten, Genel Başkanımızın talimatının darbeye direnme yönünde olduğunu söyledim ve o gece bu kayıtlara geçti.

Meclis bahçesine ve çatısına bomba atılınca tüm vekiller meclis başkanı Kahraman'ın çağrısıyla sığınağa indi. CHP’den 16 milletvekili de oradaydı. Özel o anları şöyle anlatıyor:

*Bizim telefonlarımız çekmiyor. Sığınağa girmeden önce eşim Didem Hanım’ı aramıştım ‘korkmayın biz Meclis’e geçiyoruz’ diye. Tabii Meclis bombalanıp bizlerden de 2,5 saat haber alınamayınca hepimizi öldü sanmışlar. Yukarı çıktığımda telefonum çaldı. Arayan eşimdi. Bursa’dan gelmişti. Ben de ertesi gün yanlarına gidecektim. Kayınbiraderin sözü için. Çığlıklar vs. telefonla ulaşınca memnun oldular, rahatladılar tabi.

'Milli görüş' ceketini giydi

Sabah saatlerinde durum netleşmeye başlayınca vekiller sığınaktan genel kurul salonuna geçtiler. Orada Erdoğan ve Kılıçdaroğlu beklenirken yaşanan ilginç bir durumu Özel şöyle anlattı:

*İlk uçak sesleri geldiğinde Meclis’e gideceğimizi bilemediğim için altımda kot, üstümde de kiremit rengi yazlık bir gömlekle fırlayıp Genel Merkeze gitmiştim. Meclis’e gidince o kıyafet hiç münasip değil. Birlikte divan oluşturulması için kürsüye çağırılınca böyle çıkılmayacağını biliyorum tabii. Meclis’te bütün kurallara uyulması konusunda ben hassasım.

Bombalama görüntülerinde Meclis’in üstünden ateşler çıkıyordu. O sırada AKP Milletvekili Ahmet Gündoğdu bana ceketini verdi. Ceketi giyerken dedim ki ‘En sonunda bu milli görüş ceketini bize de giydirdiniz.’ Çok güldüler. ‘İnşallah şu darbeyi savuşturalım da ceketi iade ederim, sahibine yakışır’ dedim.

Aykut Erdoğdu silahını çekmiş, pozisyon ayarlamıştı

Milletvekilleri sığınaktayken komando timini taşıyan helikopterle 3-4 kez Meclis bahçesine inmeye çalıştı. Meclis’in korumaları ateş açtığı için inemeyip geri çekildiler. Amaç, Meclis’teki direnişi durdurma, milletvekillerini susturmaktı. Buna ilişkin belgeler ana dava kayıtlarında da yer aldı. Özel, havayı şöyle anlattı:

*Bir tek Aykut Erdoğdu’da silah vardı. O silahını çekmiş, gelirlerse bir pozisyon ayarlamış kendine, ‘Mermi sayım kadar adam indiririm’ diyor. ‘Dur, Aykut yapma’ dedikçe, ‘Başka çare yok, onlar bizi vuracağına ben onları vururum’ diyor. Başka silahı olan var mı diye bakıldı. AKP’li bir arkadaşta da silah vardı. Yanımızda birkaç tane silahlı koruma vardı. Onlar bir pozisyon aldılar. Darbecilere asla teslim olmayacaktık. 

Editör: Haber Merkezi