Ketojenik diyet doktor ve diyetisyen kontrolünde uygulanmalı, bireyin biyokimyasal değişiklikleri yakından takip edilmeli ve mevcut sağlık durumuna göre hazırlanmış bir beslenme planı oluşturulmalıdır. Tedavi tamamlandıktan sonra ise sağlıklı karbonhidratların bireyin diyetine yeniden eklenmesi önemlidir.

Ketojenik veya "keto" diyeti, yüzyıllardır belirli tıbbi durumların tedavisinde kullanılan düşük karbonhidratlı, yağ açısından zengin bir beslenme planıdır. 19. yüzyılda ketojenik diyet, diyabetin kontrolüne yardımcı olmak için yaygın olarak kullanılıyordu. 1920'de epilepsi semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olmak için (özellikle diğer tedavilerden iyileşme göstermeyen çocuklarda) etkili bir tedavi olarak tanıtıldı.

Ketojenik diyetin temel dayanağı, diyetteki karbonhidratların çok düşük tutulması, protein ve yağın değişen düzeylerde tutulmasıdır. Klasik ketojenik diyet, günlük olarak vücut ağırlığının kilogramı başına bir gram protein, toplam 10-15 gram karbonhidrat içeren, geri kalan kalorinin ise yağlardan alındığı bir diyet olarak tanımlanır. Ketojenik diyetlerin diğer popüler düşük karbonhidratlı diyetlerden farklı olmasının ana nedeni, bu diyetlerin vücudunuzu, enerji kaynağı olarak karbonhidrat yerine depolanmış yağları yakmaya başladığı “ketoz” adı verilen metabolik bir duruma sokmayı hedeflemesidir. Yani bu diyetin amacı ketozu tetiklemektir. Ketoz durumunun kilo kaybını tetiklemek için metabolik yolları değiştirdiği, kan lipit profillerinde (kolesterol vb) iyileşme sağladığı ve pek çok psikiyatrik duruma olumlu etkisinin olduğuna dair yapılan çalışmalar bulunmaktadır. Peki “ketoz” ne demektir?

Ketoz Nedir?

Normal koşullar altında vücut, enerji üretimi için öncelikli olarak karbonhidratlara bağımlıdır. İnsülin hormonu, glikozdan elde edilecek enerji için çalışır. Vücutta mevcut karbonhidrat miktarı azaldığında insülin salınımı da azalır. Başlangıçta glikojen formunda depolanan glikoz yakıt olarak kullanılabilir, ancak üç ila dört gün sonra bu tükenir. Bu noktada ise depolanan yağ en kolay bulunabilen yakıt haline gelir ve serbest yağ asitlerine parçalanarak karaciğerde keton üretimi için hazır olur. Keton üretimi öncelikle açlık ve uzun süreli egzersiz zamanlarında görülse de çok düşük karbonhidratlı bir diyetle de keton üretilir. Bu duruma vücudun metabolik olarak girdiği “ketoz durumu” denilir.

Ketojenik Diyetin Olası Faydaları
  • Yapılan çalışmalar, ketojenik diyetin vücut ağırlığı ve kan şekeri kontrolü üzerinde dikkate değer faydalarının olmasının yanı sıra, aşırı kilolu ve Tip 2 Diyabet (T2DM) hastalarında lipit profillerinde iyileşme sağladığını da ortaya koymaktadır.
  • Ketojenik diyet, vücut ağırlığını, karın bölgesi yağlanmasını, HbA1c'yi (3 aylık kan şekeri ortalaması) ve bazı kan lipitlerini azaltabilir, HDL (iyi kolesterol) düzeylerini artırabilir.
  • Ketojenik diyet, vücut ağırlığını azaltarak, obeziteye bağlı T2DM'nin gelişimini ve ilerlemesini azaltabilir.
  • Yapılan bazı çalışmalarda ise, keto diyetinin diyabetin yanı sıra, Alzheimer hastalarındaki bilişsel bozuklukların kısa ve uzun vadede tedavisine yardımcı olabileceği gösterilmiştir.
  • Kanser tedavisi ile ilgili yapılan bazı çalışmalara göre; ketojenik diyet muhtemelen kanser hücreleri için elverişsiz bir metabolik ortam yaratır ve bu nedenle hastaya özgü çok faktörlü bir tedavi olarak umut verici bir adjuvan (kanserin nüks etmesinin önlenmesi) olarak kabul edilebilir. Çeşitli klinik çalışmalar ise, kanser tedavisinde ketojenik diyetin standart tedavilerle kombinasyon halinde kullanımını savunmaktadır. Bununla birlikte, ketojenik diyetin bir tedavi olarak mekanizmalarını daha fazla aydınlatmak ve klinik uygulamadaki uygulamasını değerlendirmek için daha fazla moleküler çalışmaya ve aynı şekilde kontrollü klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.

ü

Ketojenik Diyet ve Dikkat edilmesi Gereken Durumlar

Araştırmalar, ketojenik diyetin mikro besin yetersizliği (vitamin, mineral, posa vb) açısından yüksek risk taşıyabileceğini öne sürmektedir. Sürekli olarak ketoz durumunda kalmak adrenal bezleriniz, tiroidiniz ve endokrin sisteminiz üzerinde stres yaratabilir. Ketojenik diyet uygulamaları kişiye özel olmalıdır ve bireylerin metabolik tepkileri takip edilmelidir. Bu diyetlerin kullanımına aşağıda belirttiğim bazı özellikli durumlarda ise özellikle dikkatle yaklaşılmalıdır.

Ketoasidoz’a Dikkat!: Ketoz durumunun kontrolden çıktığı durumda keton cisimleri kanda ketoasidoz adı verilen toksik düzeyde asit üretebilir ki bu durum hayatı tehdit eden bir komplikasyon (yan etki) dur.  Ketoasidozun hafif semptomları, nefes darlığı, oryantasyon kaybı, derin ve hızlı nefes alıp verme ve bilinç durumunda değişikliklerdir ki acil müdahele gereklidir. Ketoasidoz belirtileri genellikle günler boyunca yavaşça oluşur. Karın ağrısı, kusma ve ateş hafif semptomlardan sonra gelişebilir. Ketoasidoz çoğunlukla tip 1 diyabetli bireylerde görülür çünkü bu kişiler ketonların aşırı üretimini önleyen bir hormon olan insülin üretmezler. Bununla birlikte, birkaç nadir vakada, uzun süre çok düşük karbonhidratlı bir diyet uygulayan diyabetik olmayan bireylerde de ketoasidozun meydana geldiği rapor edilmiştir. Tip 1 Diyabet

Bahsedilmesi gereken kritik bir nokta, tip 1 diyabet popülasyonunda ketojenik diyetin hipoglisemik (kan şekeri düşüklüğü) riskidir. Gözlemsel yapılan bir çalışmada denekler üç yıl boyunca ketojenik diyetle takip edilmiş ve katılımcıları haftada 6 hipoglisemi atağı geçirmiştir Benzer şekilde, tip 1 diyabetli kişilerde ketojenik diyetin ketoasidozu hızlandırabileceğini gösteren vaka çalışmaları da vardır. Bu nedenle tip 1 diyabetli hastalarda çok dikkatli olunması, doktor ve diyetisyen kontrolünde takip edilmesi gerekmektedir.

Kalp Damar Sağlığı

Çoğu çalışma ketojenik diyetin yüksek tansiyona karşı olumlu etkilerini göstermiştir. Ketojenik diyetin özellikle kan lipit profili (toplam kolesterol vb) değişiklikleri ve kalp damar sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkisinin güvenilirliği ise henüz tam olarak kanıtlanmamıştır. Çalışmalar genellikle HDL (koruyucu kolesterol) ve trigliseritlerde iyileşme olduğunu göstermektedir ancak LDL kolesterol yanıtı değişkendir. Bunun nedeni, her bir kişinin diyet içeriğindeki farklılıklar olabilir. Keto diyetiyle ilgilenenler, mikro besin (vitamin, mineraller vb) ve posa alımını sürdürmek için yeterli sebze tüketimini sağlamaya ve doymuş yağları sınırlamaya teşvik edilmelidir.

Keto'nun kan şekeri açısından potansiyel faydalarına rağmen, tip 2 diyabetli kişilerde, kalp hastalığı riski daha yüksek olduğundan, çok fazla doymuş yağ tüketmenin LDL kolesterol düzeylerini yükseltebileceği ve kalp sorunları olasılığını daha da artırabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, tip 2 diyabetiniz varsa, özellikle de yüksek tansiyon gibi kalp hastalığı için diğer risk faktörleriniz varsa, ketojenik diyeti mutlaka doktorunuz ve diyetisyeniniz onayı ve kontrolü ile uygulayınız.

Gebelik

Düşük karbonhidratlı diyetlerle beslenen gebelerin doğum kusurları riskinin arttığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Yapılan bazı çalışmalar, karbonhidrat alımı kısıtlı kadınların bebeklerinde nöral tüp defekti olma olasılığının daha fazla olduğunu göstermiştir.  Bu nedenle hamile kalmayı planlayan kadınlar ve gebeler çok düşük karbonhidratlı diyetlerden kaçınmalıdırlar.

Kanser

Ketojenik diyet belirli kanser türleri için potansiyel bir tedavi olabilir, ancak etkinliği farklı kanser türlerine göre değişiklik gösterebilir. Şu an itibariyle, ketojenik diyetin kanser tedavisindeki güvenliğini ve etkinliğini inceleyen titiz klinik araştırmaların eksikliği, daha fazla araştırma yapılmasını gerektirmektedir. Ketojenik diyetin kanser tedavisindeki rolünü daha iyi değerlendirmek için çeşitli kanser türlerine sahip hastaları kapsayan kapsamlı klinik çalışmaların yapılması önemlidir. Ketojenik diyetin birincil anti-kanser tedavisi olarak kullanılabileceğini öne sürmek için hala yeterli veri yoktur, ancak adjuvan (kanserin nüks etmesinin önlenmesi) tedavi olarak faydalı bir role sahip olabileğini gösteren çalışmalar da bulunmaktadır.

Diğer olası sağlık problemleri; Uzun süreli ketojenik diyetin, böbrek taşı ve osteoporoz riskinin artması ve kandaki ürik asit seviyelerinin (gut için bir risk faktörü) artması dahil olmak üzere bazı olumsuz yan etkileri öne sürülmüştür. Bunun yanında, ketojenik diyette önerilen çeşitli besinlere yer verilmemesi durumunda olası besin eksiklikleri ortaya çıkabilir (lif, B vitamini ve demir, magnezyum, çinko mineralleri). Sonuç olarak, ketojenik diyet, diğer yöntemlerle kilo vermede zorluk yaşayan bazı kişiler için bir seçenek olabilir. Sağlık yararları elde etmek için gerekli olan yağ, karbonhidrat ve proteinin kesin oranı, genetik yapı ve vücut kompozisyonuna bağlı olarak bireyler arasında farklılık gösterecektir. Bu nedenle ketojenik diyet doktor ve diyetisyen kontrolünde uygulanmalı, bireyin biyokimyasal değişiklikleri yakından takip edilmeli ve mevcut sağlık durumuna göre hazırlanmış bir beslenme planı oluşturulmalıdır. Tedavi tamamlandıktan sonra ise sağlıklı karbonhidratların bireyin diyetine yeniden eklenmesi önemlidir. Ez cümle, ketojenik diyet zayıflama amaçlı olarak günümüz popüler diyetleri arasında yer alsa da çoğu zaman tıbbi tedavi amacıyla kullanılan ve mutlaka doktor ve diyetisyen tarafından takip edilmesi gereken bir tıbbi beslenme tedavisi şeklidir ve uzun vadede kontrolsüz kullanımı bazı sağlık problemlerine neden olabilir.

----

Referanslar
  1. Casanueva FF, et al.Ketogenic diets as treatment of obesity and type 2 diabetes mellitus. Rev Endocr Metab Disord. 2020 Sep;21(3):381-397.
  2. Chen S, et al. Ketogenic Diet and Multiple Health Outcomes: An Umbrella Review of Meta-Analysis. Nutrients. 2023 Sep 27;15(19):4161.
  3. Egashira R, et al. Long-Term Effects of a Ketogenic Diet for Cancer. Nutrients. 2023 May 16;15(10):2334.
  4. McGaugh E, Barthel B. A Review of Ketogenic Diet and Lifestyle. Mo Med. 2022 Jan-Feb;119(1):84-88.
  5. Tinguely D, Gross J, Kosinski C. Efficacy of Ketogenic Diets on Type 2 Diabetes: a Systematic Review. Curr Diab Rep. 2021 Aug 27;21(9):32.
  6. Zhang W, et al. Ketogenic Diets and Cardio-Metabolic Diseases. Front Endocrinol (Lausanne). 2021 Nov 2;12:753039.
  7. Zhou C, et al. Ketogenic Diet Benefits to Weight Loss, Glycemic Control, and Lipid Profiles in Overweight Patients with Type 2 Diabetes Mellitus: A Meta-Analysis of Randomized Controlled Trails. Int J Environ Res Public Health. 2022 Aug 22;19(16):10429.