CHP'li Aykut Erdoğdu, Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesini inceleyerek sonuçlarını PolitikYol'la paylaştı. Erdoğdu, AK Parti ve CHP döneminde kullanılan yatırım bütçelerini karşılaştırdı. 

CHP'nin Ümraniye Belediyesi adayı olan Aykut Erdoğdu, seçim sürecinin öncesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hesaplarını kalem kalem incelediğini açıkladı. Uluslararası muhasebe ve denetim standartları, mali analiz, bilgisayarlı modelleme, finansal modelleme ve nicel çözümleme konularında uzmanlığı bulunan Erdoğdu bütçe incelemesi sonrası ortaya çıkan sonuçlardan bazılarını PolitikYol'a anlattı.

Erdoğdu'nun incelemesine göre, İmamoğlu döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi yarı bütçeyle AK Parti dönemine göre iki kat iş yaptı. Erdoğdu'nun raporuna göre, Ekrem İmamoğlu yaklaşık 6 milyar dolarlık bir yatırım bütçesi kullanmışken, bir önceki dönemde AK Parti beş içinde yaklaşık 13 milyar dolarlık yatırım bütçesi kullanmış. Erdoğdu bu durumu ise meclis çoğunluğunun cumhur ittifakında olması nedeniyle ortaya çıkan 'engellemeler'e bağlıyor.

Erdoğdu incelemesinin sonucunda ulaştığı verileri şöyle anlattı:

  • 28 Mayıs seçimi sürecindeki o büyük üzüntüyü atlattıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mali hesaplarını aylar boyunca inceledim. Ana hesaplarını çıkardım ve devasa bir holding gibi muhasebesini tuttum. Bütün hesaplarını enflasyondan arındırdım. Dövizi endeksledim. Diğer teknik şeyleri, kat sayılarla karşılaştırabilir bir hale getirdim, AK Parti dönemiyle CHP dönemine göre ayırdım.
  • Bununla da yetinmedim. Ekrem İmamoğlu dönemindeki İBB'yi benzer AK Partili belediyelerin muhasebelerinin ana hesaplarını çıkararak karşılaştırdım ve bunun sonucunda, mali ve ekonomik tecrübemle söylüyorum, Türkiye'de görülmemiş bir sonuç ortaya çıktı. Ekrem İmamoğlu bir mucize başardı. İlk kez belki size söylüyor olacağım bunu.

Yarı fiyatına iki katı iş

  • Ekrem İmamoğlu'nun bir mucizeyi gerçekleştirdiği ortaya çıktı ve bütün bu mali analizlerden çıkan sonuç, beş yıl boyunca CHP belediyelerinin sistematik olarak engellemelerle gelirlerinin düşürüldüğünü tespit ettik. Bu büyük gelir düşüşüne rağmen -özellikle Ankara ve İstanbul'daki meclis çoğunluğu ve hükümet baskısıyla-  çok büyük bir başarı elde ettiğini ve özellikle yatırım bütçesinin olduğu sermaye giderleri hesabında yarı bütçeyle iki katı iş yapıldığını açığa çıkardım.
  • Çalışmanın özetine göre Ekrem İmamoğlu yaklaşık altı milyar dolarlık bir yatırım bütçesi kullanmışken, bir önceki dönemde AK Parti beş yılda yaklaşık on üç milyar dolarlık yatırım bütçesi kullanmış. Ama Ekrem İmamoğlu yarı bütçeyle tarihin en uzun metrosunu yapmış, İSKİ'deki en uzun hatları yapmış, yaşam parkları yapmış, kreşler, yurtlar, kent lokantaları gibi yeni hizmetleri vermeye başlamış ve bunu yarı bütçeyle yapmış. Yani Ekrem İmamoğlu yarı fiyatına iki katı iş yapmış. Bu zaten geçmiş dönemde nasıl bir israf ve yolsuzluk düzeni olduğunu ve Ekrem İmamoğlu döneminde bu yolsuzluk ve israfa son verilerek bir yönetim becerisiyle bir mucize yaratıldığını ortaya koyuyor.
  • Mesela ortalama su fiyatlarını çıkardım. AK Parti döneminde bir metre küp ortalama suya baktığınızda suyunun fiyatı bir dolar elli cent. Ekrem İmamoğlu zamanında yetmiş iki cent. Yarı fiyatına çalışmasına rağmen yine belediyenin işleri çok iyi yürümüş.
  • Mesela İETT'deki bilet fiyatlarına baktık. İETT hep zarar eden bir kuruluş. Ama İETT'de de bir yolcunun maliyetinin AK Parti zamanında yüzde altmış ikisini karşılanıyormuş. Otobüs biletlerine hiç zam yapmamış Ekrem Bey ve yüzde otuz ikisini karşılamaya başlamış. Yarı fiyatına bakın.

'Milli güvenlik riski'

  • Türkiye gibi güçlü olması beklenen bir ülkenin yaşadığı ekonomik buhranı biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi özelinde gördük. AK Parti'yi suçlamaktan yoruldum, ama herkesin şunu bilmesini istiyorum: Bu sonuçlar hepimizin ürkmesi gereken sonuçlar. Bu sonuçlar bir milli güvenlik riski teşkil eden sonuçlar. Mesela keşke Tayyip Bey benim çalışmamı bir okusa. Çünkü ülke bu düzen dolayısıyla düşünüldüğünden çok daha büyük bir zarar görüyor. Tayyip Bey'le ekibi sadece kendilerinin her şeyi kontrol ettiğini sanıyorsalar, kendileri her şeyi kontrol edemiyorlar ve düşündüklerinin beş, on katı büyük bir zarar veriyor o ülkeye. Geldiğimiz nokta Türkiye'yi işin içinden çıkılmaz bir ekonomik buhrana ve bir yıkılan devlet kavramına doğru götürüyor.