HDP milletvekili İdris Baluken, tahliye edilmesinin ardından TBMM'de partisinin ilk grup toplantısında konuştu.   HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın grup toplantısınada konuşma yapması gerektiğini belirten Baluken, "Meclis'te olması gerekenler cezaevinde" dedi. Baluken, HDP'ye yönelik operasyonlarla ilgili "Gideceğimiz tecrit koğuşları bile önceden hazırlanmıştı. Bekletildiğimiz nezaretlerin yanında IŞİD üyeleri vardı" ifadelerini kullandı. HDP'nin referandumda kullanacağı oyun tartışıldığını ifade eden Baluken, "Bu konuda açık ve net konuşalım. Oy hakkı, söz hakkı gasp edilmiş bir parti olarak bu pakete en güçlü şekilde 'hayır' demek bizim hakkımızdır" dedi. Baluken'in konuşmasının satır başları şöyle: Bugün grup toplantımızı benim değil, cezaevlerinde rehin tutulan Selahattin Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın yapması gerekiyordu. Mevcut durum kanıksanmış. Oysa cumhuriyet tarihinin en anormal durumuyla karşı karşıyayız. Meclis'te olması gerekenler cezaevinde. Bir ülkede Meclis ile cezaevi arasındaki sınır silinmişse, demokrasi açısından geri dönülemez bir sorunun alarmı çalıyor demektir. Gideceğimiz tecrit koğuşları bile önceden hazırlanmıştı. Bekletildiğimiz nezaretlerin yanında IŞİD üyeleri vardı. Farklı dosyalarda, aynı anda, farklı şehirlerde savcıları aynı anda harekete geçirecek bir mekanizma yargı sisteminde yoktur. 4 Kasım'da “terör operasyonu” manşetleri atıldı. Evet bir terör vardı, HDP’yi linç etmek isteyen pespayelik terörün ta kendisiydi. HDP’yi linç etmeye çalışan medyaya soruyorum; Hakkımızdaki suçlamalarla ilgili tek bir gerçek kırıntısını topluma anlattınız mı? Hangi arkadaşımızın tek bir illegal örgütle bağlantısı iddianamelerde yer aldı mı? Hayır. İddianamelerin tamamı konuşmalarımızdır! 80 milyona sesleniyorum: Size dayatılan algı yönetimine inanmayın. Biz Meclis’te ne demişsek, sokakta da onu söyledik. "EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE 'HAYIR' DEMEK BİZİM HAKKIMIZDIR" Hakkımızda vereğimiz oylarla ilgili bir takım tartışmalar yapılıyor. Bu konuda açık ve net konuşalım. Oy hakkı, söz hakkı gasp edilmiş bir parti olarak bu pakete en güçlü şekilde 'hayır' demek bizim hakkımızdır. Sandığa atılacak her oy, sokağa çıkma yasaklarını, ablukaları oylama olacak. Kentleri yakıp yıkan uygulamaların oylaması olacak. Biz ortak vatan ekseninde, demokratik cumhuriyet ekseninde bizden farklı düşünen insanlarla birlikte yaşamak istiyoruz. Demirtaş'ın iddianamesi tutuklandıktan 90 gün sonra hazırlandı, duruşma tarihi 6 ay sonraya verildi. Nasıl hukuktan söz edeceğiz? Nerede görülmüş bir partinin eş genel başkanları, binlerce il, ilçe, belediye eşbaşkanı tutukluyken yapılan seçime adil denilsin. Çözüm masasının devrilmesinin ne anlama geleceğini defalarca ifade ettik. Sonuç ne oldu?