HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ hakkında, 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' ve 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Van 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Yüksekdağ, hakkında Diyarbakır'da açılan bir soruşturma nedeniyle tutuklu bulunuyor. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa değişikliği kapsamında dokunulmazlığı kaldırılan HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ'ın 11 Nisan 2015, 30 Aralık 2015 ve 5 Mart 2016 tarihlerinde yaptığı konuşmalarla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianame Van 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Yüksekdağ hakkında 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' ve 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Konuşmaların içeriği nedeniyle Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayetler üzerine soruşturma başlatıldığının belirtildiği iddianamede, Yüksekdağ'ın sözde 'öz yönetim' taleplerine ilişkin ifadelere de yer aldı. İddianamede, Yüksekdağ'ın terör örgütü PKK/KCK yöneticilerinin sıklıkla dile getirdiği sözde 'öz yönetimi' milletvekili sıfatı ile kendi durumuna göre gerçekleştirmeyi amaçladığı ve mitingde konuşma yaparak eyleme geçtiği vurgulandı. İddianemede, "Özellikle terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde, terör örgütüne müzahir olmayan şahıslara, gruplara ve siyasilere yönelik yoğun şekilde baskı uygulanacağı, ülkemizin batı ve doğu bölgeleri arasında sosyal çatışma zemininin yaşanabileceği ve göç alan bölgelerde bu çatışmaların daha kritik boyutlara ulaşabileceği aşikardır. 'Demokratik özerklik-öz yönetim' adı altında kurumsallaştırılan durumun ülkemizin mevcut anayasal sistemine aykırı olduğu, her alanda devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozacağı ortadadır" denildi. Yüksekdağ'ın konuşmalarında, PKK/KCK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde özerklik ve sonrasında bağımsızlık amaçlarını gerçekleştirmek için çalışma yürüttüğünün belirtildiği iddianamede, "Bu nedenle eyleminin TCK 302/1 madde ve fıkrasındaki suçu oluşturduğu neticesine varılmıştır. Propaganda, izah ettiğimiz devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu açısından da delil niteliğindedir. Çünkü açık bir şekilde 'şehitlerimize verdiğimiz sözü asla ve asla unutmayacağız, başkaldırmış olanlara verdiğimiz sözü asla unutmayacağız' demek suretiyle aynı amaç için çalıştıklarını ikrar etmiş durumdadır" ifadeleri yer aldı.