CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu yayınladı. Toprak’ın değerlendirmelerinden öne çıkanlar şöyle:

'En düşük emekli aylığı açlık sınırının yüzde 34 altında'

*İktidarın emekliler arasında maaş kaosunu daha da büyütmesi kaçınılmaz olan düzenlemeyle mağdur ettiği 13 milyon emekliyi 2 bin 500 liralık artıştan yararlandırılmaması, eşitlik ilkesinin yanı sıra anayasanın sosyal devlet ilkesine de aykırıdır. Bu maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve artıştan tüm emeklilerin seyyanen yararlandırılması anayasa gereği kaçınılmazdır. Açlık sınırının haziran itibarıyla 19 bin liraya ulaştığı ekonomik ortamda, yapılan yüzde 25 artışa rağmen 12 bin 500 liralık en düşük emekli aylığı, açlık sınırının yüzde 34, asgari ücretin yüzde 26,5 altındadır.

*İnsanca maaş artışı kaçınılmaz olarak yakıcı hale gelen emeklilerin gerçekçi zam ve refah artışı talepleri 'Bütçede para yok' diye geçiştirilemez. İktidar derhal bu yanlıştan dönmeli, kök maaşlarda yapılacak enflasyon zammıyla en düşük emekli aylığı asgari ücretle eşitlenmelidir. En düşük aylıkta yapılan 2 bin 500 liralık artış tüm emeklilere seyyanen yansıtılmalıdır.

*İktidarın sporu kontrole alma, kulüpleri dizayn etme, federasyonları kendi belirlediği isimlere teslim etme politikası, TFF Seçimli Genel Kurulu’nda sonuçsuz kaldı. Kazanmasına kesin görüyle bakılan iktidar destekli mevcut başkan seçimi kaybetti. Kapalı oylama sonunda rakip aday TFF Başkanlığı’na seçildi. Adaylık için imza veren delege sayısının yaklaşık iki katı oy alan rakip adayın seçimi kazanması, aynı zamanda iktidara ‘Futboldan, spordan elini çek. Spora siyaset bulaştırma’ mesajıdır.

İktidarın gizli amacı 

*İktidarın gizli amacı, kamuoyunda yaygın şekilde tartışılan sokak hayvanları üzerinden tüm tepkileri muhalefet belediyelerine yönlendirmektir. Giderek büyüyen bu sorunun merkezi-yerel yönetim işbirliğiyle çözülmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. İktidar, sorunu belediyelere yıkarak ve ‘uyutma-ötanazi’ görevini de belediyelere yükleyerek sorumluluktan kaçamaz. Ötanazinin sokak hayvanlarına uygulanması, bu kararın onlar adına bir insan tarafından verilmesi kabul edilemez.

*Aylık ödemesi 5-6 asgari ücret tutarına yükselen konut kredilerine talep dibe vurunca, kamu bankaları ‘ortak konut kredisi’ kampanyası başlattı. Bir krediyi beş kişinin paylaştığı kampanya, yüksek faiz ve yüksek enflasyon karşısında eriyen gelirlerle ev sahibi olmanın milyonlarca kişi için hayal olduğunun ilanıdır.

*Haziran 2024 ve Ocak-Haziran 6 aylık merkezi bütçe gerçekleşmeleri, ilk yarı yılda bütçe açığının 747,2 milyar liraya ulaştığını, tasarruf genelgesine rağmen kamu harcamalarında israfın devam ettiğini gösteriyor. Haziranda bütçe gelirleri 591 milyar, giderler 866,5 milyar lira tutarında gerçekleşince sadece bir aylık bütçe açığı 275,3 milyar lira oldu. Haziran ayında 99,3 milyar liraya ulaşan faiz dışı açık, bütçe giderlerinin üçte birine varan faiz ödemelerinin bütçeyi tükettiğini gösterirken, kamuda yeni yatırım ve istihdama, halkın refahına imkan sağlayacak kaynakların faize harcandığını ortaya koyuyor.

*Bütçe açığı büyüdükçe borçlanma ihtiyacı artıyor, borçlanma faizi maliyeti yükseliyor. Kendi tasarruf tedbirlerine uymayan, 'diğer' adı altında müteahhitlere, vakıflara, kim olduğu açıklanmayan farklı kesimlere milyarlarca lira kaynak transferi veya hazine yardımı yapan iktidar, milyonlarca çalışan memur ve emekliye gelince 'Bütçede para yok' bahanesine sığınıyor.

'İktidar Afgan çobanlara muhtaçlıkla tarım ve hayvancılığın nasıl bitirildiğini itiraf ediyor'

*Daha önce ‘Suriyeliler olmasa sanayici çalıştıracak işçi bulamaz’ diyen iktidar sözcüleri şimdi de ‘Afgan çobanlar olmazsa tarım hayvancılık biter’ söylemine sarıldı. Suriyeliler ve Afganlar yokken Türkiye’de tarım ve hayvancılık yokmuş gibi akıl dışı bir tezi sahiplenen iktidar, ülke tarım ve hayvancılığını çökerttiğini gizlemeye çalışıyor.

*Köy okullarını kapatan, çiftçi ve besiciye desteği kesen, kırsal alanda gençleri göçe zorlayıp sadece yaşlı nüfusun kalmasına zemin hazırlayan politikaların sonucu ekilemeyen araziler, dalında çürüyen ürünler, terk edilen hayvancılık ve ithalata teslim olan Türkiye oldu. Ziraat Bankası'nı çiftçi yerine iktidar müteahhitlerinin finansörüne dönüştüren iktidar, Afgan çobanlara muhtaçlıkla ülke tarım ve hayvancılığının nasıl bitirildiğini itiraf ediyor.