Emekli Albay Ahmet Zeki Üçok; "TSK'dan 15 bin 199 kişi tasfiye edildi. 15 bine yakın isim için ankesör soruşturması var! 60 bin FETÖ'cüden 30 bini tamam ama hâlâ 30 bin FETÖ'cü var." dedi. Sözcü'den Aytunç Erkin, Üçok ile konuştu. Erkin'in konuyla ilgili yazısı şöyle: “FETÖ mücadelesi ne durumda?” diye soruyorum Üçok'a. Verdiği yanıt ürkütücü: “Rakamlara bakalım. TSK'nın haricinde Fetullah'la mücadele durdu. Bakanlıkların, kurumların listesine baktım. Kamudaki ihraçların ortalaması yüzde 4.04 iken TSK'daki durum ise acayip. Generallerin yüzde 47'si, kurmayların yüzde 86'sı, hakimlerin yüzde 62'si, subayların yüzde 18'i tasfiye edildi. Ortalaması yüzde 20! Ancak bugün kamuda operasyon duymuyoruz. “Neden durdu bu mücadele?” soruma ise şu yanıtı verdi Üçok: “FETÖ'yle mücadelede Sayın Erdoğan dışında samimiyetle savaşan siyasetçi görmedim. Kimler mücadele ediyor: 100-150 savcı, 1000 polis, TSK'da 15 kişi, medyada 3-5 kişi. Bakanlıklarda kurulan komisyonlarda FETÖ'cüler olduğunu söyledim ve sonrasında harekete geçildi. Atma görevini komisyonlara veriyorsun. Ama komisyonda da FETÖ'cüler var!” “FETÖ tehdidi geçti mi?” diyorum. Söz Üçok'ta: “Hayır, geçmedi… TSK'da 15 Temmuz öncesinde FETÖ'cüler ve diğerleri vardı. 15 Temmuz sonrası resmi olarak 15 bin 199 kişiyi tasfiye ettin. 15 bine yakın ankesörlü telefondan soruşturma var! 60 bin FETÖ'cüden 30 bini tasfiye sürecinde. Yani içeride şu anda 30 bin adamları daha var. Ankesörlü telefon operasyonunda da şöyle bir durum var: Askeri öğrencilerin yüzde 90'ı ankesörden çıktı. 2006-2015 yılları arasında alınan 40 bin öğrencinin 36 bini FETÖ'cü. Onları bile hâla atamadın.” Ahmet Zeki Üçok “Bulut projesi'ni anlatıyor bize: “1984 yılında Ramazan Bulut diye bir astsubay gidiyor ve diyor ki ‘Ben Hava Kuvvetleri'nin imamıyım.' İstihbaratçılar ve personelciler inceliyor. Bin 400 ismi bizim ekip incelemeye başlıyor. Savcılıklara bildirme yok ama. Bir süre sonra Zaman Gazetesi bunu öğreniyor ve dindarların TSK'dan atıldığı yönünde propaganda yapıyor. 1987-1992 arasında üç Hava Kuvvetleri Komutanı geçiyor ve hiçbirisi savcılığa bildirmiyor. Çünkü, ‘Benim dönemimde olay olmasın' diyorlar.” 1400 KİŞİLİK LİSTE YOK Peki Hava Kuvvetleri'nin sözde imamı Ramazan Bulut'un ismini verdiği 1400 askere ne oldu? İşte yanıtı: “Bin 400 kişiden 150'ye yakınını atıyorlar. Geriye bin 250 asker kalıyor. O dönemde yani 1987'de, binbaşı olanlar bugün korgeneral. Bunlar bilinmiyor. Bu hala bulunamadı! ‘Bulut Projesi'… Savcılıklara söyledim, araştırdılar ama bulamadılar. Bugün tutuklu olan Akın Öztürk'ün Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde Bulut'un listesi yok edildi.” Gül, Necdet Özel'i tasfiyeler için istedi Ahmet Zeki Üçok, Mustafa Kemal Atatürk'ün 16 Ağustos tarihinde yaptığı konuşmadan şu cümleleri aktarıyor: “… ‘Kumandanlık vazife ve mesuliyeti yüklenecek kadar omuzlarında ve dimağında kuvvet bulamayanların feci akıbetlerle karşılaşması mukadderdir.' Bu sözü kumpaslara müdahale etmeyen komutanlar için hatırlatıyorum.” “Işık Koşaner istifa etti ve bizi Necdet Özel'e mahkum etti. 2010 YAŞ sürecinde Abdullah Gül, Necdet Özel'in Jandarma Genel Komutanı olması için neden direndi biliyor musunuz? Bunların operasyonlarını yapmak için hazırlanmış bir isimdi! Balyoz ve Ergenekon sürecinde subayların tasfiye edilmesine onay vereceği için Özel'i istediler. Işık Koşaner bunlara onay vermeyeceği için istifa etti. TSK'da en büyük kıyım Necdet Özel zamanında yapılmıştır. Darbe girişimine katılan 171 general/amiral onun döneminde terfi etti. Gül'ün neden Necdet Özel'i istediğini açıklayan cümle bu! Anayasa Mahkemesi'nin ‘hak ihlali' kararına rağmen 12 general/amiralimizi emekli etti.” Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök de TSK'daki tasfiye sürecinin en önemli destekçilerindendir. ‘Kasaptaki ete soğan doğramam' ne demek? TSK üzerinde şaibe yaratacak açıklamalar yaptı. Sanki ortada bir durum varmış gibi… Özkök üzerimizde soru işaretleri bıraktı. Kurt puslu havayı sever derler ya, puslu havayı seviyordu.