CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinde Suriye Devlet Başkanı Esad’ı davet edebileceklerini açıklamasının, Suriye’de yeni sürecin başlayabileceğini gösterdiğini belirtti.

Kuzey Suriye’deki Türkiye karşıtı eylemlerin Ankara-Şam diyaloğundan rahatsız olan muhalifleri ve İdlib’deki cihatçıları harekete geçirebileceğini kaydeden Toprak, "Erdoğan-Esad buluşması ve Türkiye-Suriye müzakere sürecinin farklı kesimlerde rahatsızlık yaratması, sabote edilmesi, engellenmek istenmesi muhtemeldir. Türkiye’nin çıkarlarını ve güvenliğini önceleyen kapsamlı bir normalleşme süreci, açık, şeffaf, kararlı, muhalefetle birlikte en geniş katılımla ve TBMM’yi de sürece katarak yürütülmelidir" ifadelerini kullandı.

"Asgari ücretin alım gücündeki gerileme yüzde 25’e ulaştı"

Toprak, Türkiye’de asgari ücretin düşük olmadığını ve gelişmekte olan ekonomiler arasında en yüksek asgari ücrete sahip olduğunu söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'in, ülke gerçeklerinden tümüyle koptuğunu vurgulayarak, "Yılbaşından bu yana asgari ücretin alım gücündeki gerileme yüzde 25’e ulaştı. Türkiye'de bir ailenin 4 ferdi de asgari ücretle çalışsa bile aylık toplam gelir yoksulluk sınırının altındadır. Bakan Şimşek, ülke gerçekleriyle daha yakından ilgilenmeli, bilgilenmeli, ‘yeterli ve oldukça yüksek’ dediği asgari ücretle 30 gün yaşamını sürdürenlerin içinde bulunduğu acı tablonun farkına varmalıdır" değerlendirmesini yaptı. 

"Yargı kararını yok sayan anlayışın belgesi"

9'uncu yargı paketine değinen Toprak, "AYM’nin iptal ettiği, 9'uncu yargı reformu paketinde kadınların kendi soyadını kullanma hakkını yasaklayan düzenlemeyi yeniden yasalaştırmak, yargı paketi diye yargı kararını yok sayan anlayışın belgesidir. Hak ve özgürlüklerin genişletilmesine katkısı olmayan bu pakete ‘yargı reformu’ demek, hukuk ve adaletle alay etmektir. Reform adı altındaki bu yargı düzenlemeleri kadına ayrımcılıkta sakınca görmeyen, kadının varlığını, toplumdaki yerini hiçe sayan ve bunu yasaya dönüştürmek isteyen siyasi anlayışın ürünü ve belgesidir. İktidar, 9'uncu yargı paketinde AYM’nin iptal ettiği bir kanun hükmünü aynen geri getirerek, yüksek yargının, AİHM'nin kararlarına uymama, mahkemeleri tanımama tavrını sürdürüyor" ifadelerini kullandı.

"Enflasyon ve yoksullaşmanın bedelini halka ödetecekler"

Enflasyona işaret eden Toprak, "Ülkeyi yönetenlerin halktan sabır istemesi, enflasyon ve yoksullaşmanın bedelini halka ödeteceklerinin ilanıdır. Temmuzda ek zam ve refah payı çağrılarına suskun kalan iktidar, 22 yıllık beceriksizliklerinin sorumluluğunu muhalefete yıkmak istiyor. Seçim meydanlarında, ‘Siz bu kardeşinize verin yetkiyi enflasyonla, faizle, kurla nasıl mücadele edilir görün’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık ülke ekonomisinin ‘Şimşek’ kararlarıyla düzeleceğine kendisi de inanmıyor. Farklı polemikler yaratarak halkın sabrını test ediyor ve gündemi değiştiriyor" dedi.

"Geniş kitleler daha da yoksullaşacak"

İktidarın resmi TÜİK verisini esas alarak belirlediği ekonomi politikalarının başarılı olmasının, toplumu ve ülke ekonomisini düzlüğe çıkarmasının imkansız göründüğünü ifade eden Toprak,  temmuzdaki elektrik zammı ile akaryakıttan, ulaşıma ve alkollü içeceklere kadar yeni ÖTV artışından kaynaklı zamların aylık enflasyonu yükselteceğine işaret etti. Toprak, "Muhtemelen önümüzdeki birkaç ayda yine baz etkisiyle yıllık enflasyon yüzde 45-50 arasına inecek. Rakamlardaki düşüşün hayat pahalılığına yansıması, etiket fiyatlarının aşağı inmesi söz konusu olmayacak. Maaş zammıyla alım gücü eriyen geniş kitleler daha da yoksullaşacak" değerlendirmesinde bulundu.

"Dış ticarette 2024 OVP hedeflerine ulaşılması güç görünüyor"

İthalattaki düşüşe rağmen, haziran ayında dış ticaret açığı yükseldiğini aktaran Toprak, "İhracat dövizindeki MB’ye satış zorunluluğu yüzde 30’a düşürülmesine rağmen, ihracatta hızlı artış ivmesi sağlanamadı. Yeni desteklerin yanında, baskılanmış kur politikasında değişikliğe gidilmediği takdirde dış ticarette 2024 OVP hedeflerine ulaşılması güç görünüyor" dedi.

"Özelleştirilen dağıtım şirketlerinin döviz kredileri halka ödetilmektedir"

Elektrik zammına da değinen Toprak, "1 Temmuz’da yürürlüğe giren yüzde 38 elektrik zammında dağıtım bedeline yüzde 60 zam yapılması, yurttaşın, sanayicinin, çiftçinin sırtından iktidara yakın özel dağıtım şirketlerine kaynak transferidir. Özelleştirilen dağıtım şirketlerinin döviz kredileri halka ödetilmektedir. Acilen yapılması gereken; elektrik ve dağıtım zammının geri çekilmesi, dağıtım bedelindeki üç kat artışın düşürüllmesidir" ifadelerini kullandı.

"Üreticiden 17 TL’ye alınan çay 189 TL’ye satılıyor"

Yaş çay taban fiyatının kilo başına 17 TL olduğunu belirten Toprak, "Yaş çayda en büyük alıcı Çaykur, çay fiyatına yüzde 24 zam yaptı. Üreticiden 17 TL’ye alınan çay 189 TL’ye satılıyor" dedi. Bakan Şimşek’in ‘dezenflasyon sürecinin başladığı’ söylemlerinin aksine sebze, meyve fiyatlarının rekor düzeyde artmaya devam ettiğini vurgulayan Toprak, "Dünyanın önde gelen limon üreticisi ve ihracatçısı Türkiye'de fiyatı en çok artan ürünün limon olması, halkın mevsiminde meyve-sebzeye her ay bir önceki aydan daha yüksek fiyat ödemesi durumun vahametini gösteriyor" dedi. 

Dış politika konusunda da Toprak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB üyeliğini yeniden stratejik hedef olarak nitelendirmesinin ardından AB dönem başkanlığını üstlenen Macaristan Başbakanı Orban ile yakın ilişkiler, bir fırsat penceresi açabilir. AB içinde rüşvet ve yolsuzluğa göz yummakla suçlanan Orban’ın desteği engellerle de karşılaşabilir. Hukuk ve yargı bağımsızlığını tanımama tavrıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iyi anlaşan Macaristan Lideri Victor Orban’ın, diğer yanda yabancı ve Müslüman karşıtlığı, ilişkiler açısından ciddi bir handikap. Orban’ın Türkiye lehine olası girişimlerinin diğer AB liderleri ve AB komisyonundan kabul görüp görmeyeceği belirsiz. Orban’ın Türkiye’nin AB üyeliği yönünde yapacağı destek hamleleri ciddi engellemelerle, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fransa’nın vetolarıyla karşılaşabilir.

"İran'da sokak eylemleri gündeme gelebilir"

İran'da dini rejimi protesto için sandığa gitmeme yanında kadınların giyim, yaşam ve özgürlük taleplerine destek veren Pezeşkiyan’ın seçimden galip çıkması, önümüzdeki dönemde bazı siyasi ve toplumsal değişimlere yol açabilir. Buna karşı katı İslami rejimin demokratik talepleri reddetmesi, statükoyu muhafaza yanında değişim taleplerine direnmesi beklenebilir. Dini rejime karşı protesto dalgası ve sokak eylemleri gündeme gelebilir."

Kaynak: anka