CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, hekimlerin ve sağlık personelinin yurt dışına göçünün hızlandığını, belirterek; “Ağır çalışma koşulları ve iktidarın hastaneleri ticarethaneye dönüştüren politikalarıyla sağlık sistemi hızla çöküşe gidiyor. Almanya, İngiltere gibi ülkeler yetişmiş hekimlere ve eğitimli sağlık personeline olağanüstü ekonomik olanaklarla kapılarını açıyor” dedi. İktidarın sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, saldırı, cinayetlere duyarsız kaldığını, salgın sürecinde vaat edilen ekonomik olanakların artırılacağı sözlerinin tutulmadığını kaydeden Erdoğan Toprak, sağlıkta alarm zilleri çaldığını savunarak şunları söyledi: “Kısa süre önce Ankara Şehir Hastanesi’nde nöbetten yorgun ve uykusuz çıkan genç asistan hekim Dr. Rümeysa Berin Şen kamyonun altında kalarak yaşamını kaybetti. İktidar, ülke çapında asistan hekimlerin çalışma koşullarının ağırlığına yönelik tepki ve uyarılara yine aynı duyarsız tavrını sürdürdü. İki yıla yaklaşan salgın sürecinde, ettikleri Hipokrat yemininden taviz vermeksizin fedakârca çalışan, hayatlarını tehlikeye atan sağlık çalışanlarına maaş artışı, ek ödeme vb. konularda verilen sözler tutulmadığı gibi, personel açığı gerekçesiyle çalışma, fazla mesai ve nöbet süreleri artırıldı. İstifa etmeleri, emekliye ayrılmaları, izin ya da tatile çıkmaları bile bir dönem yasaklanan, 5 dakikada bir hasta muayene etmeleri istenen sağlık çalışanlarımız açısından bıçak kemiğe dayandı. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) koşulların düzeltilmesi çağrısıyla iktidara yapılan uyarılarda, istifa eden, yurt dışına giden hekim, deneyimli sağlık personeli sayısında büyük artışlar yaşandığı dile getiriliyor. TTB, son 10 yılda mesleğini yurt dışında sürdürmek isteyen hekim sayısının 25 kat arttığını, 2010’da tabip odalarından yurt dışında çalışmak için ‘İyi Hal-Good Standing’ belgesi talep eden doktor sayısı 40 iken, 2020’de bu sayının 1000’e yükseldiğini haykırıyor. 2021 Ekim itibarıyla belge taleplerinin 1000’i aştığı ve yılsonunda 1300-1400’e ulaşacağı öngörülüyor. Gidenlerin başta kardiyoloji, onkoloji, üroloji vb. hayati branşlardan olduğu kaydediliyor. İktidar, bu uyarılara kulak tıkıyor. Doktor, eczacı, sağlık teknisyeni, hemşire meslek örgütlerini ve sendikalarını dışlıyor." BİNLERCE GENÇ HEKİM GÖREVE BAŞLATILMIYOR "Türkiye’de hekimler ve sağlık çalışanlarının büyük bölümü ekim ayı itibarıyla aylık 10 bin TL’yi de aşan yoksulluk sınırının altında ücretlerle çalışırken, başta Almanya olmak üzere AB ülkelerine gidenlere en düşük yıllık 90-100 bin Euro (1 milyon 100 Bin TL), İngiltere’ye giden doktorlara ise yıllık 50 bin sterlin (650 Bin TL) ücret ödeniyor. En yüksek puanla tıp fakültelerini kazanan ülkenin en zeki gençleri, 6 yılın sonunda atanabilmek için iktidarın arşiv-güvenlik taraması komisyonunun kararını bekliyor. Aileleri, ikinci-üçüncü derece yakınlarının siyasi geçmişine kadar araştırılıp, fişlenen binlerce genç hekim türlü bahanelerle göreve başlatılmıyor. Deneyimli hekimlerin yanı sıra ülkenin büyük harcamalarla yetiştirdiği tıp mezunları da yabancı dil kurslarına kaydolup, ikinci dil öğrenerek yurt dışına göç ediyor." SAĞLIK SİSTEMİNDE KAN KAYBI YAŞANIYOR "Döviz bazında hasta garantili Şehir Hastaneleri, Özel Hastaneler üzerinden sağlık sistemini ticarileştiren iktidarın bu politikalarıyla sağlık sistemi ağır kan kaybı yaşıyor. Doktor, sağlık personeli, öğretim üyesi açığı büyüyor. Yurt dışına gidişlerin artmasıyla halkın sağlığı, ülkenin geleceği, hastaneleri, üniversiteleri, tıp fakültelerinde tehlike çanları çalıyor. İktidar; hekim ve sağlık personeli göçünü durdurmak, sağlık sisteminin mevcut aksaklıklarını gidermek, sağlık çalışanlarının haklı taleplerini yerine getirmek yerine, ‘Türkiye sağlık hizmetlerinde bir destan yazdı’ diyerek halkımızı kandırıyor!”