CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, kanser hastalarının gereksinim duyduğu tedavilere dava açmadan ve zaman yitirmeden erişimlerinin sağlanması için Genel Sağlık Sigortası (GSS) temel teminat paketi kapsamının neden genişletilmediğini ve günümüzün gereksinimlerine uygun hale getirilmediğini verdiği yazılı soru önergesiyle sordu.

Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi Pala, Bakanlığın benimsediği sağlık politikalarının neoliberal dönüşümün de etkisi ile sigortalıları “destekleyici ve tamamlayıcı” sigorta adı altında ikinci bir sigorta primi ödemeye mecbur bıraktığına dikkat çekerek şunları aktardı:

“GSS sisteminde var olan temel teminat paketinin kapsamı bu haliyle hastaların gereksinimlerini dışlayıcı bir yapıdadır. SUT’un mevcut durumu da; sağlık hakkını değil bütçeyi ön plana çıkaran, tıbbın sürekli gelişimini göz ardı eden bir yaklaşım ile bedeli ödenecek tedaviler, ilaçlar ve cihazlarla ilgili sınırlı bir yöntemi benimseyen, hekimlerin hastalarını tedaviyle ilgili yetki ve sorumluluklarını sınırlayan bir yapıdadır.”dedi.

Profesör Dr. Pala, verdiği önergede, bürokratik açıdan bir kanser hastasının immünoterapi veya akıllı ilaç tedavisine başlayabilmesi için öncelikle hekimi tarafından Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna endikasyon dışı ilaç başvurusunda bulunulması gerektiğini belirterek şunları aktardı:

“Aynı süreçte hasta tarafından ilacın kullanılmaya başlanılması sonrasında; hastanın SGK’ya hem ödenmiş olan bedellerin iadesi hem de bundan sonraki ilaç bedellerinin karşılanması için başvuruda bulunması gerekmektedir. SGK tarafından yapılan inceleme sonrası; ilacın SGK geri ödeme listesinde bulunmaması, kanser türünün SUT’ta açıklanan teşhislerden biri olmaması gibi nedenlerle başvurunun SGK tarafından reddedilmesi sonrasında, hastaların tedbir talepli dava açmaları zorunluluk teşkil eder hale gelmekte, hastalar bir yandan sağkalım sürelerinin uzatılması için tıbbi mücadele verirken diğer yandan da en temel insan haklarından yaşam ve sağlık haklarının korunabilmesi için hukuk mücadelesi vermek durumunda bırakılmaktadır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin kanser tedavisinde kullanılan akıllı ilaç bedelinin SGK tarafından ödenmesi hakkında yakın zamanda vermiş olduğu karar ile ‘...davaya konu ilacın söz konusu kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığının, dolayısıyla kullanılmasının tıbben ve fennen sigortalının iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağının belirlenmesi’ şartı koşması; hem yaşam hakkını hem de sağlık hakkını tehdit eden bir karardır” dedi.

Pala, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yazılı olarak yanıtlanması için şu soruları aktardı:

1) Bakanlığınızın GSS sisteminde var olan temel teminat paketinin kapsamının genel olarak hastalar yararına genişletilmesi ve günümüzün gereksinimlerine uygun hale getirilmesi için herhangi bir eylem planınız var mıdır?

2) Kanser hastalarının gereksinim duyduğu tedavilere dava açmadan ve zaman yitirmeden erişimlerinin sağlanması için herhangi bir eylem planınız var mıdır?

3) Son beş yıl içinde (2018-2022);

a. Kaç sigortalı kanser hastasının gereksinim duyduğu akıllı ilaç, tedavi yöntemi vb. gereksinimleri ‘kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olduğu’ belirlendiği için karşılanmıştır?

b. Kaç sigortalı kanser hastasının gereksinim duyduğu akıllı ilaç, tedavi yöntemi vb. gereksinimleri ‘kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu bulunmadığı’ gerekçesiyle karşılanmamıştır?

c. Başvuruları karşılanmayan kanser hastalarının sağkalım süreleri ne kadar olmuştur?