CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması amacıyla vekillerden oluşan Bir Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti. Hakverdi “CHP’li 29 milletvekilinin imzası ile TBMM Başkanlığına sunduğu teklifte “Son günlerde kamuoyu gündemine gelen mafya-siyaset ilişkileri ve bu ilişkiler ağındaki kişilerin, faili meçhul cinayetlere yönelik itiraf niteliğindeki açıklamalarının ardından maalesef hiçbir savcı adli bir soruşturma başlatmamıştır. Delil niteliğindeki bu itiraflar sonrasında, Meclisimize tarihi bir sorumluluk düşmektedir.” ifadelerini kullanarak; Türkiye’de gerçekleşen faili meçhul cinayetlerin araştırılması, bu cinayetleri azmettiren kişi ve örgütlerin, faillerini korumak amacıyla delillerin üzerlerini örten ve soruşturmaları engelleyen kişilerin ortaya çıkartılarak derin ilişkilerinin aydınlatılması amacı ile Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti. Hakverdi: Bu Cinayetler Bazen Siyaset-Mafya-Devlet İlişkisini Açığa Çıkaran Gazetecileri Susturmak İçin, Bazen De Toplumsal Kutuplaşmayı Arttırarak Amaçlanan Siyasi Atmosferi Yaratmak İçin İşlenmiştir. TBMM Başkanlığı’na sunulan teklifte “Ülkemiz maalesef yüzlerce faili meçhul cinayete tanık olmuştur. Bununla beraber faili meçhul olarak tanımlanmasa da yüzlerce vatandaşımız kaçırılarak kaybedilmiştir. Özellikle toplumsal kutuplaşmanın ve iktidar baskısının arttığı dönemlerde birçok aydın, yazar, gazeteci ya da kamu görevlisi faili meçhul cinayete kurban gitmiştir. Bu cinayetlerin aydınlatılmaması kamuoyu vicdanını derinden yaralarken, toplumda bu cinayetlerin üzerinin siyaset gücü kullanılarak örtüldüğü ve bu yüzden faillerinin yakalanmadığı görüşü hakimdir. Özellikle 90’lı yıllar, OHAL koşullarında birçok aydın, yazar ve gazetecinin katledildiği faili meçhul cinayetlerle toplumsal belleğimize kazınmıştır. Bu cinayetler arasında Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi birbirinden değerli gazeteci ve yazarımız ile beraber Gaffar Okkan, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci gibi değerli asker, bürokrat ve güvenlik görevlilerimiz de bulunmaktadır. Bu cinayetler bazen siyaset-mafya-devlet ilişkisini açığa çıkaran gazetecileri susturmak için, bazen de toplumsal kutuplaşmayı arttırarak amaçlanan siyasi atmosferi yaratmak için işlenmiştir. Faili Meçhul cinayetlerle yaratılan toplumsal kutuplaşma, dönemin siyasi iktidarlarına daha çok güç ve otoriterleşme imkânı yaratmıştır. Günümüz siyasi iktidarı da hem fikri hem de hiyerarşik olarak bu siyasal atmosferin üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle; Tahir Elçi ve Hrant Dink gibi failleri, azmettiricileri ya da arkasındaki derin ilişkilerin aydınlatılmadığı cinayetler bu dönemde de devam etmiştir. 2002 ve 2020 yılları arasında 432 faili meçhul cinayet işlenmiştir.” ifadelerine yer verildi. Faili Meçhul Cinayetlerin Araştırılması İçin Daha Önce Verilen 22 Araştırma Önergesi AKP Oylarıyla Reddedilmişti Hakverdi, daha önce faili meçhul cinayetlerle ilgili verilmiş 22 araştırma önergesini hatırlatarak “Her sosyal hukuk devletinde, aydınlatılmadığı için faili meçhul kalan cinayetlerin ve kaçırılarak kaybedilen insanların sorumluluğu, ülkeyi yönetenlere aittir. Ancak ülkemizde hiçbir dönem siyasi iktidarlar bu sorumluluğu üstlenmediği gibi; AKP döneminde de bu durum değişmemiştir. Oysa ülkemizde yüzlerce aile, yakınlarının cenazelerini dahi bulamamışken, “Cumartesi Anneleri” ve “Diyarbakır Anneleri” yakınlarının nerede olduğunu, katledildiler ise faillerini ve hatta cansız bedenlerini aramakta iken; başta iktidar mensupları olmak üzere kimsenin rahat uyumaya hakkı yoktur.” ifadelerini kullandı.