CHP'li Açıkel: Erdoğan'ın çizdiği başarılı yükseköğretim tablosu gerçeklerle uyuşmuyor
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
Açıkel, açıklamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarılı bir yükseköğretim ve uluslararası standartlarda bir akademik iklim varmış gibi çizdiği olumlu tabloyu eleştirdi. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren üniversitelerimizin, ülkemizin iktisadi ve insani kalkınma, demokratikleşme ve çağdaşlaşma yolundaki atılımlarının öncüsü olduğunu ve kilit rol oynadığını vurgulayan Açıkel, AKP döneminde Üniversitelerimizin Yaprak Dökümü ve Yıkım yaşadığını belirtti.
Açıkel, AKP’nin hatalı ve plansız politikalarının sonucunda 1 milyonu aşkın işsiz üniversite mezunu yarattığını ve Erdoğan’ın bugün “her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok” demesinin devlet ciddiyeti ve planlama anlayışı ile bağdaşmadığını vurguladı. AKP’nin üniversitelerde liyakat ilkesi ve özgür araştırma koşulları yerine siyasi kayırmacılığı ve sadakati getirmesine, buna ek olarak üniversitelere ayrılan kaynakların kısılmasına ve partizanca dağıtılmasına dikkat çeken CHP Genel Başkan Yardımcısı Açıkel, mevcut kaynakların verimsiz ve savurgan biçimde kullanıldığını belirtti. Açıkel şunları kaydetti: “AKP iktidarında öğrenci başına düşen akademisyen sayılarında düşüş yaşanmıştır, araştırma, eğitim öğretim iklimi ve eğitim kalitesi gerilemiştir. Yükseköğrenimde eğitim sistemi kalitesi endeksinde Türkiye 101. Sıraya sürüklenmiş ve saygın üniversite sıralama endekslerinde Türkiye’deki hiçbir devlet üniversitesi sıralamalarda ilk 500’e girememiştir. Üniversitelerimizdeki bu çöküşün temel sorumlusu, AKP’nin otoriter tek adam rejiminin yanlış yükseköğretim politikalarıdır. Saray rejimi, üniversiteleri ele geçirilecek, iktidara tabi kılınacak kurumlar olarak görmektedir. Bu anlayışın izdüşümü olarak 17 yıllık AKP iktidarında bilimsel bilgi üretimi için vazgeçilmez olan özgür ve çoğulcu araştırma koşulları yok edilmiştir. Üniversitelerin bilimsel ve idari özerklikleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. En demokratik seçim mekanizmaları dahi atama ilkesiyle yer değiştirmiştir”.
“Her İle Bir Üniversite” Politikası Üniversite Mezunu İşsizler Sorununun Temel Nedeni
Açıkel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Her İle Bir Üniversite” politikasının başarılı sonuçlar getirdiğini tespitinin gerçeklikle ve istatistiksel verilerle ilgisi olmadığına dikkat çekti. Bu politikanın niteliği değil niceliği önceleyen bir AKP iktidarı yaklaşımı olduğunu vurgulayarak; “AKP, iktidara gelişinin ilk yıllarından itibaren, hesapsız, plansız ve popülist bir yaklaşımla “her ile bir üniversite” sloganı ile ihtiyaç analizi ve gerekli altyapı çalışmaları olmaksızın üniversite sayısını hızla artırmıştır. Bunu akademik kadrolaşma için bir fırsata çevirmeye çalışmıştır. 17 yılda üniversite sayımız neredeyse 3’e katlanmıştır. Altyapısız ve öngörüsüz biçimde ortaya çıkan bu artış, akademik öğretim ve araştırmada niteliksizleşmeyi beraberinde getirmiştir. Akademik personeli olmayan tabela üniversiteleri, öğrencisi olmayan bölümler ülkemizde sıradan haberler haline gelmiştir. İhtiyaç analizleri ve planlama yapılmadan açılan üniversiteler ülkemizin kısıtlı kaynaklarını heba etmiş, iyi bir eğitim almadan, hak kazanılan diplomalar, mezunların üretim ve istihdam yaşamında başarılı olmalarını güçleştirmiştir. Bu yanlış ve öngörüsüz politikalar yüzünden Türkiye’deki üniversite mezunu işsiz sayısı 1 milyonu aşmıştır.” şeklinde konuştu.
“Vakıf Üniversitelerinin Mevcut Durumunun Sorumlusu Saray Rejimidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Vakıf Üniversitelerine yönelttiği bazı eleştirilerin ve işaret ettiği sorunların bizzat AKP’nin politikalarından kaynaklandığını belirten Açıkel şöyle konuştu: “Ülkemizde 70'i aşkın vakıf üniversitesi bulunmasına karşın halen bu üniversitelere özgü özel bir yasa bulunmamaktadır. Bütçe, kamu yardımı ve akademik-idari personelin özlük hakları ile ilgili birçok alanda hukuki boşluklar bulunmaktadır. Bu yüzden vakıf üniversitelerinde kurumsallaşma ya geriye doğru gitmekte ya da gecikmektedir. Kâr amacı gütmemesi gereken vakıf üniversitelerinde eğitim-öğretim ücretleri orantısız ölçüde artmakta ve bu durum aileleri mağdur etmektedir. Kimi vakıf üniversiteleri harçlar, kampüs gelirleri ve YÖK’ten aldıkları mali yardımlar ile oluşturdukları bütçelerinin büyük bir kısmını vakfa bağlı şirketlerden hizmet alımı yaparak, şirket bütçesine aktararak kâr etmekte ya da faaliyet dışı kullanmaktadır. Bu şirketler kârlarını artırmak için öğretim üyelerine, öğrencilerine, üniversite kütüphane ve laboratuvarlarına yeteri kadar yatırım yapmadıkları görülmektedir. AKP döneminde tıpkı meslek liselerimiz gibi, üniversitelerimizin de nitelik sorunu yaşadığını ve ülkemizin kalkınması için gerekli olan insan kaynaklarını ortaya çıkmaktadır zorlandıklarını görüyoruz. Saray rejimi, Türkiye'nin büyük potansiyeli olan üniversiteleri maalesef diğer kurumlarımızda olduğu gibi geriletmiştir.”
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi