Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapması ve yine Meclis çatısı altında çağrısını yineleyerek "Terör örgütünün başı terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini söyleyecekse sözümün arkasındayım. Teklifimde de ısrarlıyım" sözlerini sarf etmesi siyaset gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam ediyor.

Özel’den Silivri Cezaevi ziyareti: 50 gündür Ahmet Özer'e iddianame yazamadılar Özel’den Silivri Cezaevi ziyareti: 50 gündür Ahmet Özer'e iddianame yazamadılar

Çağrı sonrası, Bahçeli'nin “Öcalan ile yapılan görüşmelerde belli bir noktaya gelindikten sonra mı bu açıklamaları yaptığı” sorusuna yanıt ararken Erdoğan'ın, Bahçeli'nin çağrısından 'bihaber' olduğu için Öcalan sessizliğine büründüğü ve bu sessizliğin de AK Parti içerisinde belirsizliği artırdığı konuşuluyor.

Siyasette tüm bunlar konuşulurken Öcalan çıkışı sonrası Bahçeli ile Erdoğan arasında 'görüş ayrılığı' yaşandığı düşüncesi MHP liderine soruldu. 

Erdoğan sorusuna sinirlenen Bahçeli, gazeteciyi azarladı

Gazeteci Hilal Köylü, partisinin grup toplantısı sonrası Bahçeli'ye, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'la aranızda görüş ayrılığı var mı?" diye sordu.

Gazeteciyi azarlayan Bahçeli, "Bir defa basın mensubu kardeşlerim Türkiye'yi tahrik edici, yanlış bilgilerle ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vazgeçsin. Geçemiyorsan mesleği bırak" sözlerini sarf etti. 

CHP'li Yücel: Kriz düşündüğümüzden daha büyük

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel de, Erdoğan sorusu üzerine gazeteci azarlayan Devlet Bahçeli'yi eleştirdi.

"Gazeteci Hilal Köylü'nün herkesin merak ettiği bir soru sorması sizi neden bu kadar rahatsız etti?" şeklinde konuşan Yücel, "Yoksa gerçekten Erdoğan'la farklı mı düşünüyorsunuz İmralı konusunda?" diye sordu.

Yücel ayrıca, Bahçeli'nin gazeteci Köylü'nün sorusuna bu kadar sinirlenmesinin altında yatan nedeni, AK Parti - MHP ittifakındaki krizin düşünülenden daha büyük olduğuna bağladı.

Başta muhalefet olmak üzere, basın meslek örgütlerinden çok sayıda kesime kadar 'basın özgürlüğü için tehdit olacağı' için tepki çeken 'etki ajanlığı' düzenlemesine de değinen Yücel, "'Etki ajanlığı' düzenlemesine karşı çıkmak işte bunun için önemli. Çünkü medyası, muhalefeti, STK'sı, gençleri, emeklisi susturulan bir ülke hiçbir alanda refaha ve huzura ulaşamaz" diye konuştu.

'Yoksa gerçekten Erdoğan'la farklı mı düşünüyorsunuz İmralı konusunda?'

Yücel'in resmi X hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

* 'Cumhur İttifakı'nda görüş ayrılığı mı var?' sorusunu Devlet Bahçeli'ye yöneltemezsiniz. Çünkü Bahçeli beğenmediği soruya kızar, soruyu soran gazeteciyi de azarlar. Sayın Bahçeli, bilmelisiniz ki; basın bir milletin müşterek sesidir. Ancak siz müşterek sesleri değil, istediğiniz sesleri duymaya pek alıştınız. Gazeteci Hilal Köylü'nün herkesin merak ettiği bir soru sorması sizi neden bu kadar rahatsız etti?

* Yoksa gerçekten Erdoğan'la farklı mı düşünüyorsunuz İmralı konusunda? Bahçeli'ye göre gazeteci de emir eri olmalıdır. Onlara göre bağımsız medya yasaklanmalı, istemedikleri soruları soran gazeteciler mesleği bırakmalıdır. Oysa gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kamu görevi, toplumun doğru bilgilenmesini sağlama sorumluluğudur.

'AKP-MHP ittifakında kriz bizim düşündüğümüzden daha da büyük'

* 'Etki ajanlığı' düzenlemesine karşı çıkmak işte bunun için önemli. Çünkü medyası, muhalefeti, STK'sı, gençleri, emeklisi susturulan bir ülke hiçbir alanda refaha ve huzura ulaşamaz. Bu ülkenin daha çok demokrasiye, daha çok özgürlüğe, daha çok konuşmaya, daha çok doğru bilgiye ihtiyacı var. Sansüre, azara, kısıtlamaya, yasağa değil.

* Devlet Bahçeli'nin Hilal Köylü'nün sorusuna bu kadar öfkeyle, bu kadar üsttenci bir üslupla yanıt vermesi gösteriyor ki, AKP-MHP ittifakında kriz bizim düşündüğümüzden daha da büyük.